Merhaba Sevgili Okurlar, ben Bülent Böceci. 10 yıldır sürdürdüğüm yazarlık hayatımı artık haberdenizli.com sitesinde devam ettireceğim.

Beni her hafta cumartesi günleri burada bulabilirsiniz. Zaman geçtikçe birbirimizi daha iyi tanıyacağımıza şüphe duymuyorum. Sizlere köşe yazarlığında rol model olarak aldığım Galip Erdem’in okurlarına verdiği sözün aynısını vermekten onur duyarım. “İnandıklarımın hepsini yazamayacağım ama inanmadığım hiçbir şeyi de asla yazmayacağım.”

18 Haziran 2023, muhalefet partileri bu seçimde Cumhur ittifakını yeneceği izlenimiyle seçime hazırlanıyor. Peki, gerçekler bize ne gösteriyor? Biraz bunu irdeleme zamanımız artık geldi.

2023 seçimleri için muhalefetin gördüğüyle gerçekler nedense birbirini tutmuyor. Öncelikle 2017 anayasa referandumuna bakalım. Bir siyasi parti meselesi olmamasına rağmen Cumhur ittifakı “Evet” oyunu almak için diğer partiler ise “Hayır” oyu almak için kampanya düzenlemişlerdi. Bu sadece bir referandum olmasına rağmen Türkiye halkının %51’i “Evet” diyerek sadece seçimde değil referandumda da Cumhur ittifakına bu konuda güvenmişti.

2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ise Türkiye’nin en kritik seçimi olarak önümüzdeydi. Referandumda değişen maddelerin tamamen yürürlükte olacağı ve cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulanmaya başlanacağı bir döneme giriş yapılmaktaydı. Seçim dönemini hepimiz hatırlıyoruz. Gerçekten de başa baş gibi gözüken bir atmosferi seçim gününe kadar yaşadık. Çoğunluk, Cumhur ittifakının istediğini alamayacağını ve cumhurbaşkanının ilk turda seçilemeyeceğini beklemekteydi. Ancak çoğunluğun beklentisinin aksine ilk turda hem Recep Tayyip Erdoğan %52.59 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildi hem de Cumhur ittifakı %53.66 oy oranıyla mecliste çoğunluğu kazandı.

2019 yerel seçimleri ise son yaşadığımız seçim oldu. Bu seçimde Cumhur ittifakı toplamda 5 belediye kaybetti. Kritik 2 büyükşehir belediye başkanlığını kaybetmesine rağmen (Ankara ve İstanbul) meclislerdeki çoğunluğu kazanmıştı. Bu da bize gösteriyor ki seçmenler partilerinden vazgeçmemiş sadece başkan adayları konusunda fikir değiştirmişti.

İşte 2023 seçimlerinden önceki 1 referandum, 1 genel seçim, 1 yerel seçimde durum yukarıdaki gibiydi. Şimdi gelelim muhalefetin Cumhur ittifakının seçimi kaybedeceği izlenimine neden kapıldığına ve gerçeklerle nasıl uyuşmadığına. Bu izlenimin 3 büyük sebebi var: 1- Son yerel seçimler, 2- Ekonomi(enflasyonun ve dolar kurunun yükselmesi), 3- Mülteciler.

Her ne kadar yerel seçimlerde 2 büyükşehir belediye başkanlığını kazanmış olsalar da meclisteki çoğunluğu kazanamamaları aslında seçmenin partilere bakış açısının değişmediğini bize gösteriyor. Bunun da bence nedeni Millet ittifakının adaylarının görev yaptığı ilden aday olmaları, Cumhur ittifakı ise daha önce o ilde görev yapmamış kişileri aday göstermesidir. Bu durumda bile her iki ilde de seçimi kıl payı diyebileceğimiz şekilde kazanabilmiştir.

Ekonomi konusunda ise genel bir yanılgı var. Son yıllarda Dünya’da gerçekleşen köklü değişiklikler nedeni ile zaten küresel sistem tıkanma noktasına gelerek tüm Dünya’da alarm vermeye başladı. Ülkelerde enflasyon arttı. Sadece sistem arızası da değil hem Covid-19 salgını hem de Ukrayna-Rusya savaşının çıkması arıza veren sistemin geri döndürülemez sonuçlar ortaya çıkartmasına neden oldu. Tüm bunlar yaşanırken Türkiye de tıkanan ekonomi sistemden kurtularak ekonomi politikasını değiştirme adımları atmaya başladı. Böyle bir adım sistem arıza vermemiş olsa da ciddi tepkiler alması doğalken bir de bu atmosferde sistem değişikliğine gidilmesi anlık olarak hem enflasyonun hem de dolar kurunun artmasına yol açtı. Ancak gün geçtikçe herkes bu hamlenin doğruluğunu görmeye başladı. Diğer devletler de yüksek faiz politikasını bir bir terk etmenin yollarını düşünmekte. Çünkü yüksek faiz, düşük üretime yol açıyordu. Bu da ülkelerin ithalat hacimlerinin artmasına ve ihracatlarının düşmesini tetikliyordu. Covid-19 pandemisi ve Ukrayna-Rusya savaşı tüm ülkelere gösterdi ki dışa bağımlı halde bir ekonomik düzene sahip olduğunuzda kriz anlarında hem şirketlerin hem ülkenizin ekonomisi hem de halkınız büyük bir tehlikeyle baş başa kalıyor. Ekonomik problemlerin de aşılmaya başlandığı bu dönemle birlikte yeni yıldaki adımlarla seçim maratonunda Cumhur ittifakı rüzgarı arkasına alarak rekor seviyede oy bile alması mümkündür.

Son neden olan mülteci problemi konusunda ise son birkaç ayda adımlar atılmaya başlanmıştır. Suriye hükümetiyle görüşme sinyalleri verilmiş, ilişkileri ılımlı bir noktaya getirerek mülteci meselesinin çözümü için somut adımlar atmak için gereken şartlar oluşturulma evresindedir. Tahminimce seçim maratonu başlayana kadar bu problem üzerinde ciddi adımlar atılmış olacaktır. Bu da yine Cumhur ittifakı lehine oyların kaymasıyla sonuçlanacaktır.

Gördüğümüz üzere tek bir seçimde kazanılan küçük bir değişim yüzünden Cumhur ittifakının seçimi kaybedeceğinin düşünülmesi baya hayalperest bir düşüncedir. Henüz daha Millet ittifakının aday karmaşasından, ittifak içindeki güç oyunlarından, her gün oy kaybetmelerine sebep olacak hamleler yapmalarından, parti içindeki çekişmelerden ve daha nicesinden bahsetmedim. Elbette bunlardan da bahsedeceğim ancak daha detaylı incelemek için bir sonraki yazımda bu konulara değineceğim.

Saygılarımla...