Nihayet köye gidebildim. Birkaç haftadır hep bir engel, bir iş çıkıyordu. Köy pastoral bir şiir gibi bu mevsim, pastel renklerin ağır bastığı bir tablo, bir pitoresk... Dört gün boyunca ara ara çektiğ...
Ablamla yengem köyden döndüler, Fatma yalnız kaldı. Bir süre tek başına kalacakmış, ne kadar olursa artık, bir hafta kadar deneyecek.
Ömür defterini güzel bir şekilde kapatmak nasıl olur?
Yeğenler, kardeşler kısa bir süre bir araya geldik köyde.
Kardeşim, aynı zamanda adaşı olan halamı ziyarete gitti yakınlarda. Dönüşte ziyaretini anlatırken diyaloglarından bir kare kara bulut gibi oturdu içime.
Dün mezarlığa gittim, bu sefer tek başıma, her zamanki yoldan. Bir gün önce biraderlerle kahveye tost yemeye gitmiştik.
Hava bulutlu yine, yukarıda yaylaya çıkan teleferik direkleri kara bulutlar arasında görünmez olmuş. Dışarda kuş sesleri, balkonun önündeki genç ıhlamur çiçek açmış, arada rüzgar kokusunu getiriyor.
Genç intihar haberleri düşüyor haberlere. Önce İstanbul’dan Kübra, sonra Trabzon’dan Ahmet. Geçen aylardan, geçen yıllardan içimizi yaralayan haberlere ekleniyor. Hiç sevmediğim, en üzücü haberler bun...
İki seçim arası ne yapılır, ne yapılmaz? Çokça zaman kaybı yaşanır; üzüntü, stres… Ne olacak, kim ne demiş…