Havaların bir türlü soğumadığı, kışın adeta naz yaparcasına gelmediği günlerden geçiyoruz.

Küresel ısınmadan bütün dünya ülkeleri gibi bizler de nasibimizi alıyoruz. Ancak elimizden birşey gelmiyor. Olanla yetiniyoruz. Yıllar önce hava durumunu sunan hanımefendi ne diyordu sunum sonunda?

’Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız yerinde olsun. ’Elbette herkesin kendine göre sorunları vardır. Havam nasıl yerinde olsun? Der gibiyiz. Ancak bütün olumsuz koşullarda bile pozitif düşünüp gülebiliyorsak; bu bizi ruhen sağlıklı yapar ki bedenin ruha bağlı olduğunu düşünürsek, bedenimizinde sağlıklı olmasını sağlar. Zaten sağlığımız yerinde değilse malım mülküm olsa neye yarar.

Ne yazık ki büyük bir çoğunluk beni sevmekten uzak. Benden ziyade etrafları ile ilgililer. Oysa bencillikle ben arasında ince bir çizgi vardır. Bencillik keseri hep kendine yontmak tır. Oysa beni sevmek önceliği kendin olmak koşuluyla paylaşımcı olmaktır. Toplumun kendisine bakış açısıyla yaşam sürmeye çalışanlar kendi rahatlarını düşünmeyip toplumun bakış açısına değer verirler. Bu tür yaşamda her şeylerini toplumun değer yargılarıyla belirleyenlerin mutlu olma şansları yoktur. Çünkü toplum doyumsuzdur.

Örnekleyecek olursak. Ayakkabı alacağım ya da araba alacağım. Bunları alırken toplum ne der diye değil kendim için alacak olursam, ayakkabım hem kendi bütçeme uygun hem de ayağımın rahat etmesine uygun olmalı. Araba dediğimiz zaman yığınla marka ve geniş bir fiyat skalası var. Mümkünse borca girmeden aileme yetecek kaportası sağlam yakıt tüketimi olabildiğince az bir araba alırım. Toplumda yaygın olan ‘niye bunu aldın şu daha güzel ‘diyenlere de kulağımı kapatırım. Ve her zaman benim aldığımı alamayan insanları düşünürüm. Daha pahalı ve lüksünü alanları değil.

Benim evim en güzel evdir. Çünkü ben içinde mutluyum. Daha güzel konforlu evler olabilir ancak bu benim evim. İster kendimin ister kirada olsun. Bu benim evim.. İçinde huzur,mutluluk ve sağlık olduktan sonra daha ne isteyeyim.
Gelirim ortadayken neden ayağımı yorganımdan dışarıya uzatıp üşüyeyim. Dünya kadar insan kredi kartı kullanıyoruz.
Varsayımlarla harcama yapanlar maalesef sıkıntıya düşüyorlar. Evlerdeki sıkıntıların büyük bölümü geçim sıkıntısından kaynaklanıyor. İletişim konusunda da iyi olmadığımız için kavgalar şiddet arkasından geliyor. Empati yapmaktan yoksunuz. Aynı şey bana yapılsa tepkim ne olur diyemiyoruz. Çünkü biz özeliz diğerleri yanlış. Oysa hepimizin kendine göre yetenekleri,özellikleri ve görüşlerimiz var. En önemlisi de hepimiz insanız ve insanca yaşamayı hak ediyoruz.
Hepinizin insanca yaşamanız dileklerimle sağlıkla ve sevgiyle kalın SUsuz kalmayın.