Enerji ihtiyacının zirve yaptığı, tüketiminin arttığı, buna mukabil enerji ve maliyetlerinin de bizleri zorladığı bir dönemde, ucuz maliyet için her türlü çare ve tedbire başvurulduğunu görüyoruz. Ucuz enerji denince rüzgâr, güneş vb tükenmeyen enerjiler ilk akla gelenlerdir. Konu otomobil olunca petrol üretimi ve tüketimi konusu gündemin ilk konusu haline gelir. Zira petrol üretiminden tüketimine kadar devletler bazında kontrol edilen, uğruna savaşların göze alındığı bir Mehlika Sultan mevkiindedir. Ama bir gün gelip bizi terk edecek bir sevgili hükmündedir. Karşılıksız sevginin bir tarzı gibi değerlendirilebilecek olan bu petrol sevdamız, bizi yiyip bitirmeden biz onu terk edip yeni enerji çeşitlileri bulup alternatif olarak onu kullanabilir hale gelmeliyiz. Bu alternatifler içinde en uygun en temiz ve en ucuz olanının elektrik olduğunun bilindiği günümüzde tüm şirketler bu alana yatırım yapma yarışı içerisindeler. Böyle bir zaman ve zeminde bizde geri kalmamalı bu konuda çalışmalı gayret göstermeli ve bir an evvel bu trende yerimizi almalıyız.
Elektrikli otonun gündeme gelmesinden çok çok önceden bu işe soyunan biri var ülkemizde.. Fütüristler derneği yöneticisi olan ve yaptığı pek çok işle gerçekten gelecek öngörüsü hem fazla hem de isabetli biri olarak karşımızda duran Sayın Alphan Manas geçtiğimiz Cuma günü Denizlimiz de bir konferans verdi. Müsiad Denizli şubesinin katkıları ile gerçekleştirilen bu programda Alphan Bey, bu konuda yapılabilecek şeylerden bahsettiği gibi kendi yaptıklarından da örnekler sundu. Saab’ı satın alma girişimiyle gündeme gelen Alphan Bey ‘aslında benim içten yanmalı motorlarda gözüm yok. Ben SAAB’ ı sadece marka olarak alıp elektrikli oto üretimi konusunda kullanılabilecek bir fabrika haline getirmek istiyorum ‘diye konuştu.
Kendisini dinlerken karşımda girişim konusunda nasıl bir deli(!) olduğunu tüm zerrelerimle hissettim. Örneklerle anlattığı hayat hikâyesi girişimcilik konusunda herkese ve özellikle gençlere rehberlik yapabilecek misallerle dolu. Bu konuyu kendisinin internet sitesine bırakarak, biz konumuza dönelim.
Elektrikli oto üretimi konusunda motoruna kadar yerli olsun diye tutturanlardan, beş milyon satmazsa kurtarmaz diyene kadar değişik sözler ve kişiler var ortalıkta. Ama bence bu tarz fikirlere takılmadan bir yerlerden başlamak gerektiği kanaatindeyim. Zira hiçbir iş başlamadan bir yere ulaşamaz. Başlamak bitirmenin yarısıdır diye düşünerek yola çıkılmalı ama kesinlikle de çeyizi yolda düzeriz gibi bir plansızlık içinde de olmamalıyız. Zaten geleceği öngörmenin, yani fütüristliğin yolu sadece düşünmek değil, her şeyi bir bütün halinde tefekkür etmekten geçiyor.

Elektrikli otomobilin ucuz olmasından ziyade kaliteli olması, uzun süreli ve uzun yolda kullanılabilir kapasitede olması en önemli hususiyettir diye düşünmekteyim. Her ne kadar ucuz olsun, 10.000 dolar civarında bir fiyatta olsun diyenlere katılmakla beraber, ucuzluk için kaliteden taviz verilmemeli diyorum. Otomobilin kaliteli olması ve özellikle akü ve şarj konusunda dikkatli ve hassas olunması gerektiğini düşünmekteyim.