Vücudumuzda geçmeyen ağrılar, kramplar, uyuşukluklar, yanmalar sık görülebilen bedensel şikayetlerdendir. Özellikle bayanlarda olmak üzere herkeste olabilir. Bu özellikle karın, sırt ve baş olmak üzere vücudumuzun hemen hemen her bölgesinde görülebilir.
Bu ağrıların sebebini öğrenmek ve tedavi olmak için bir sürü doktora gideriz. Onlar da bir sürü tetkik ister, film çekerler. Herhangi bir şey yok bir de şu doktora git derler. Derken bir bakmışız  pratisyeninden profesörüne dahiliye doktorundan nöroloji doktoruna  kadar bir sürü doktora gitmişiz ancak bizim ağrı hala geçmemiş. Şu tahlil, bu doktor derken psikolojimiz iyice alt üst olabilir. Bununla birlikte gereksiz yere bir sürü  ilaç kullanıp midemizi bu sefer gerçekten ağrıtabiliriz. Geriye baktığımızda da basit bir ağrı için maddi olarak binlerle ifade edebileceğimiz paralarla beraber çok zaman da harcamış olabiliriz. En sonunda bir  doktor sorun psikolojik olabilir bir de psikiyatriye muayene ol dediğinde zaman bayağı geçmiş olabilir.
Geçmeyen Bedensel Şikayetelerde Yapılması Gerekenler
Öncelikle ağrı vücudumuzun hangi bölgesi ile ilgili ise o branştaki doktora başvurmalıdır. Doktor muayene ve gerekli tetkikleri yaptıktan sonra herhangi bir sorun tespit etmemişse ve bundan eminse altta psikolojik bir durumun olabileceğini düşünüp psikiyatriye başvurmak gerekir. Tabii hastanın aklına genelde gelmeyeceği için doktorun yönlendirmesi daha uygun olur.
Buradaki püf noktalarından birisi hayatımızdaki ruhsal sıkıntıların artmasıyla vücudumuzdaki ağrı, kramp gibi şikayetlerin başlangıç zamanı olarak paralellik göstermesidir. Bu bize nispeten olayın ruhsal bir durum olabileceğini düşündürür.
Yapılan çalışmalarda  kadınlarda % 10-25 oranında görülen depresyon hastalığında hastaların daha çok bedensel şikayetlerle psikiyatri dışı hekimlere başvurduğu tespit edilmiştir. Zamanında psikiyatrik tedavi almayınca da ruhsal hastalık zamanla kronikleşmekte ve tedavisi daha da zorlaşmaktadır.
Organizmanın uyum dengesini bozacak herhangi bir durum tehlike olarak algılanır. Bu sıkıntılı durumların tesirini ortadan kaldırmak veya azaltmak için bilinç dışı olarak savunma düzenekleri ortaya çıkar.
Mesela somatizasyon (bedenselleştirme) denen savunma düzeneği ile istenmeyen ruhsal sıkıntılar, çatışmalar, baskılar, duyguları ifade edememe, isyanlar gibi şikayetler bilinç dışı bir şekilde  daha kabul gören ve daha tolere edilebilen bedensel yakınmalara çevrilir. Böylece organizma bir şekilde dengeyi kurmuş olur. Nereye kadar ? Ruhsal sıkıntıları iyice artıp bedensel şikayetlerini tolere edemeyinceye  kadar. Bu belirtiler aynı anda  birden fazla sistemi ilgilendiren belirtiler şeklinde olabileceği (aynı anda uyuşukluk, baş ağrısı, karın ağrısı gibi) gibi  herhangi bir ruhsal hastalığın belirtileri içinde tek bir belirti de (sadece kas ağrısı şeklinde)  olabilir.
Örneğin moralim bozuk, canım sıkılıyor daralıyorum diyen bir teyzeyle eşinin ilgilenmediğini, başım ağrıyor, kalbim sıkışıyor dediğinde genelde hemen doktora götürdüğünü görmekteyiz. Teyze bu olayla sık karşılaştığı için artık ruhsal şikayetleri olduğunda ifade etmemesi gerektiğini bilinç dışı olarak öğrenir. Ya ruhsal yönden ya da bedensel yönden  dayanılmaz boyutlara varıncaya kadar şikayetlerini yok saymaya, bastırmaya çalışır. Sonra ne olur. Başta anlattığımız doktora gitme süreçleri yaşanır ve tedavi gecikir.
Tedavide altta yatan, olayı tetikleyen ruhsal sıkıntıyı çözmek gerekir. Bunun için  de gerekirse çocukluğa kadar giden ayrıntılı görüşme yaparak uygun ilaç tedavisi verip önerilerde bulunmalıdır.
Huzurlu, mutlu, sağlıklı günler dileğiyle……..