Yılbaşını kültürümüzde olmayan bir gelenekle kutluyoruz. Yeni yıl kutlamaları hakkında bir şeyler söylenmeye başlandığında ise çoğunlukla memnun olmayan bir yüz ifadesiyle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla yeni yıl kutlamaları vb. hakkında bir şeyler karalamaktı muradımız, faydalı olmayacak düşüncesiyle başka tellerden çalmaya niyetlendik. Zaten yeni yıl geçti kutlayan kutladı, kutlamayanda zaten kutlamıyor!
 Sergüzeşti hayatımıza baktığımızda; hayatımızı çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık olarak değerlendirecek olursak:
İnsanlar çocukluk dönemlerinde bir an önce büyümeyi murat ediyor, birde “şimdi anlamazsın” gibi farkına varılmadan onur kırıcı sözler söylendiğinde büyümek artık kutsallık kazanıyor. Okul yılları, sınavlar o güzelim çocukluk yıllarının tadını tuzunu silip süpürüyor. Bir daha geri gelmeyecek olan o güzelim yıllar kaybolup gidiyor!
 Gençlik yılları ise hayatın macera gibi aktığı yıllar! Dünya sizin etrafınızda dönüyor, hayatın merkezinde siz varsınız. Ne anlatılırsa anlatılsın sizin için tecrübenin çok da bir kıymeti yok, ama çaktırmadan reddetmek ve muhatabı üzmemek gerekiyor. Örneğin evleneceğiniz biri için çevreden olumsuz bir söz mü duydunuz! İçinizdeki heyecan “ben bunu başarabilirim!” diyor. “Bu sorun şimdiye kadar çözülmediyse benim çözmemi beklediği içindir!” Birçok meseleye böyle bakabilirsiniz netice itibariyle kanın en deli olduğu çağlar! Bütün bir dünyayı karşınıza alma gücünü ve enerjisini kendinizde hissediyorsunuz!
 Orta yaşlar; her yılın geçmesi, maziyle aramıza onulmaz yaralar açıyor! Deliliğin sükûta erdiği dönemler, hayat sizin etrafınızda dönmüyor, tecrübe çok kıymetli. Bir şeyi iki kere denemeye ne vaktiniz var, ne de gücünüz var! Artık işinizin aceleye gelmediğini, ecelin yakın geldiğini uzaktan yakından hissediyorsunuz! Her yönüyle hayatı daha ekonomik kullanmalısınız. Artık sağlık bilgilerinizin sizi daha fazla dikkat etmeniz gerektiği yönünde uyarılarla dolu. “Bu bilgiler daha önce hiç duymadım” diye hayıflanmanın bir manası da yok. Çünkü daha önce sizi çok ilgilendirmiyordu, artık önem arz ettiğini hissediyorsunuz.
 Yaş kemale erdiyse her yeni yıl sizi daha fazla telaşlandırması gerekiyor. Zira visal vakti yanaşıyor! Buradaki dostlarınızdan öbür taraftaki dostlarınız daha fazla! Zaten azan ağrılar kış kıyamet yakanızı bırakmıyor ki şöyle gönül dolusu bir eğlensin. Soğuklar başlamış, yıllar ne çabuk da geçiyor hayat dün gibi, değişen hiçbir şey yok. Bir de aynalar olmasa… Biraz daha kırışmış alın, dökülmeye durmuş saçlar, kırarmış şakaklar… Mevsim hüzne kaymakta, takvimden düşen her yaprak bir öncekinden daha ağır, yıllar eskisinden daha çabuk eskitiyor!
Nasıl kutlayacağız yeni yılı! Bir muhasebecinin yılsonu hesapları telaşı endişesiyle mi? Zaman geçiyor… Geçen zamanın gidişine mi seviniyoruz, yoksa gelecek zamanın bize umut dağıtmasına mı? Yoksa yaşlandığımıza mı? Eğer, bir peygamberin doğumunu kutluyorsak, peygamberin doğumu böyle mi kutlanır?

 Eğer Hıristiyanlık açısından söylenecek bir söz varsa onlara diyecek sözümüz yok. İnsanlar inançları gereğini yerine getirebilirler, biz de inan insanlar olarak buna saygı duyarız! Bir peygamberin doğumu nasıl kutlanır her halde bunu öğrenmek için kutsal kitaplara müracaat etmemiz gerekiyor!
 Yeni yılda üzerinde yaşadığımız topraklarda yaşayanlarla kardeşliğimizin artması dileklerimizle…