Şu an karar verdim.  “11 Ekim Dünya Kız Çocukları” adına her ay olmasa da bazı zamanlar bu şehrin  kız çocuklarının yazılarını bu köşede  yayınlamak istiyorum. Editörüm ne der buna bilmiyorum, ama bildiğim bir şey varsa o da benim kadar konuya duyarlı ve beni anlayacağını umut ediyorum.

Kız çocuklarım; sizi o kadar çok seviyorum ki. Erkek kız ayırmıyorum diyemem. Benim gönlüm sizlerle beraber, ne yapayım.  Çünkü zor bir ülkede doğdunuz,  zor olanla mücadele veriyorsunuz.  Zor olan en derseniz karşılarında sıra dağlar gibi duran ayrımcı ön yargılar, diye başlayabilirim. Belki bazılarınız abiniz var,  ya da oğlan kardeşe sahipsiniz. Ve ona gösterilen müsadeyi,  şans ve tahamülü kendinizde göremiyorsunuz.  Ama engellere rağmen okumayı, öğrenmeyi, bilmeyi, sorun çözmeyi, anlamayı, düşünmeyi  yazmayı;  kısacası sizden beklenenden fazlasını  başardınız. İçinizde kendine saygılı bir Türk kızı yeşerdi, filiz verdi.  Belki fark etmiyorsunuz ama o kadar iyi yol aldınız ki,  bu ülke ayrımcılığın fena bir şey olduğunu, olağan üstü gayretlerinizle ilk sizden öğrendi . Sizleri gördüğümde göğsüm kabarıyor. Gurur duyuyorum, gözlerim yaşarıyor. Bu gayretlerinize bu aya uygun ne yapayım ne yapayım derken aklıma bir fikir geldi. Hiç beklemeden uygulamaya soyundum.  İlk kız çocuk yazımı sizin için özenle seçtim.  Elimdeki yazıya okumaya doyamadım. Hadi buyurun bakalım, “ Çarşı Pazar” köşesine, kız çocuklarımız ne yazıyor. İşte başlıyor?

      “ Mutluluk sizce, bizce onlarca nedir? Mutluluk herkes için aynı şeylere mi bürünür? Mutluluk kavramı çok çeşitli, çok renkli, çok şeye benzetilir, giydirilir bir oluştur. Herkes mutlu olabilir mi? veya sadece insanların dünyasında geçen bir addan mı ibarettir? Herkes mutlu olabilir ama mutluluk ha diyince gelmeyen bir mahluktur.

    Mutluluk Ayşe için bir oyun, Hande için bir müzik parçası, Mehmet için kitabından bir satır olabilir. Mutluluğun ne soyu ne sopu belli değildir. Mutluluk bir kediye benzer, beklentileri vardır, ihtiyaçları vardır. Beslenebilecek yiyecekleri olmalıdır. Olayın detayına değil de bütünü ne bakmak lazımdır. Boş tarafını değil de dolu tarafını ele almak meselesidir. Mükemmel isteyen insanlar mutlu olamazlar, detaylara takılırlar. Bir besini olması gerekir demiştir, o besinde sevgidir bu veledin. Örneğin bir şeyi seviyorsanız,  mutlu oluverirsiniz.

     Mutluluk göreceli nitel bir kavramdır. Mutluluğun bir kıyafeti, bir kafa kağıdı yoktur. Sevgi ise teyze olur, bu yumurcağın. Mutluluğun da edecek canlıdan beklentileri olanca ayaklarınıza serilir” 
    Kınıklı Basma Boya Sanayi İlkokulu 7. Sınıf Öğrencisi M.A