Tek bir cümleye ile başlamış yazısına 'Her şey çok güzel' diyerek. Daha sonra devam etmiş, “Teşekkür ederim bize böyle gezi hazırladığınız için. Evde otursaydım zamanım bulaşık ve çamaşırla geçecekti. Bugün buraya katıldığım için çok mutluyum. Her zaman katılmaya gayret edeceğim.” diyor. Bu satırları yazan Offenbach'ta bulunan World Media Group gezisine katılan bir okurumuz.  Bünyesinde Zaman Gazetesi, Samanyolu ve Ebru Televizyonu ile matbaanın bulunduğu tesisler gezilecek.
Güzel bir Pazar günü. Bismillah diyerek çıktık yola. Çoğunluğunu bayanlardan oluşan grubumuzda erkeklerde mevcut. Yaklaşık 3 saatlik bir yolumuz var. Bizi kapıda Bürolar Koordinatörü İsmail Küçük bey karşılıyor, okurlarımıza 'Hoşgeldiniz' diyor.  Kapıdan girmeden önce  bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor okurlar. Daha sonra Yelkovan programının çekildiği stüdyodan başlıyoruz gezmeye. Selçuk bey anlatıyor çekimin nasıl yapıldığını stüdyo hakkında bilgiler veriyor meraklı bakışlara. Rejiye çıkıyoruz. Programların nasıl hazırlandığını görüyoruz. Nasıl montaj yapıldığını daha sonra izliyoruz. Daha sonra televizyona giriyorsunuz hergün Avrupa Haber'de gördüğünüz  bir arkadaş karşınızda büyük bir nezaketle sizi karşılıyor. Haber konuşuyor. Günlük işleyişi anlatıyor. Bu arada Şevket abinin yanına gidiyorum gelen abonelerin haberinin o gün çıkması için. Haberin yeri hazır ben fotoları teslim ediyorum. O sıra yanımda olan arkadaşla ilgileniyorlar. Bana haberleri soruyor ve bir çay içelim diyor çayları kedisi getiriyor. Gelen arkadaşta bende mutluyum. Hem haberi veriyorum hem habercilikle ilgili birşeyler dinliyoruz.  Abone arkadaşta bu muhabbeten gazetecinin dünyasına giriyor bir anda. Demir çelik işleri lastik fabrikası çok geride kalıyor. Bir anda dünyaya gazetici olarak bakmaya başlıyor. Uzun bir merdivenden iniyoruz matbaaya. En çok kağıt kokusu etkiliyor insanları. Daha sonra görüşmek dileğiyle ayrılıyoruz matbaadan. Yemekten sonra gazetemizin yazarlarından Halil Şimsek bey kısa bir konuşma yapıyor okurlara. Medyanın önemini anlatıyor kendine has üslübuyla. Frankfurtta bulunan Doğa ve Bilim Müzesi geztikten sonra, geriye gelip beklemeye başlıyoruz gazetenin basılmasını. Büyük emekler verilerek hazırlanan gazetenin baskıya girilmesini. Kalıplar alınıyor büyük bir titizlikle. Son ayarları yapılıyor makinaların. Ve matbaa 'Dönmeye' başlıyor. Okurlar dışarda heyacanla içeri girmeyi beklerken, dağıtım servisinde çoktan başlamış gazeteyi okura yetiştirmenin heyecanı. Büyük hayranlıkla izliyorlar gazetin basılmasını. Bir gün sonrasının gazetesini merakla 'sıcak sıcak' alarak otobüse biniyorlar. Yolunu tutuyorlar evlerinin. Bir gün geçiriyoruz hep beraber, hep biz konuştuk gün boyunca anlattık gazeteyi. Son sözü onlara bırakıyoruz. Dağıtılan kağıtlara yazıyorlar düşüncelerini: “Abone olduğumuz gazeteyi bize ulaşana kadar hangi aşamalardan geçerek ona ne kadar emek verildiğini görmemize vesile oldu bu gezi.
 
Çalışanlar o kadar yoğunluklarının içersinde bize zaman ayırıp bilgilendirdiler. Ben bu geziyi şöyle düşündüm. Her gün bizi ziyaret eden gazetemize iadeyi ziyaret oldu.” diyor bir okurumuz. 'Gazete ve televizyona bu kadar yakın olmak onun yazarlarını görmek hayal gibi birşey. Artık gazeteye başka türlü bakacağım' şeklinde düşüncelerinin kağıda döküyor.okurumuz. Diğer bir okur ise. 'Birgünde çok şeyler yapılabiliyormuş. Biz evde gazete beklerken çalışanlar güzel ve kaliteli haberler için çalışıyorlarmış.Bunu gördüm ve mutlu oldum'. Diğer bir bayan okurumuz ise, kendisine geziye teklif edenlere teşekkür ederek, şunları söylüyor: “Evde otursaydım zamanım bulaşık ve çamaşırla geceçekti' diyerek gezinin adeta özetini çıkarıyor. 10 yıldır Zaman okuduğunu belirten bir diğer okur da, “Hergün gazete evime geliyordu. Ama nasıl basıldığını, hazırlandığını bilmiyordum. Bugün onu görmek nasip oldu.'diyerek mennuniyeti dile getiriyor. Medyanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladığını belirten başka bir ablamız ise, “Bizim dışarıdan gördüğümüzden daha zahmetli olduğunu gördüm. Yazar Halil Şimşek'in kısa sürede verdiği mesajlar yerine ulaştı. Medya benim için önemliydi daha fazla değer vermem gerektiğini anladım.' diye açıklık getiriyor. 'Matbaanın kokusu bir kere daha bize gösterdiki internetten takip ederek değil gazetenin kokusunu duyarak okumak çok daha güzel' şeklinde özetliyor duygularını.

Bütün bir gün güzelliklerin yaşandığı birgün sizide hergün evinize gelen Zaman'a misafir olmaya bekliyoruz.