Bir süredir çok da umurunuzda olmayan yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. (: (: Şaka şaka bu süre zarfında beni gerek sosyal hayatta gerekse sanal alemde dürten dostlarıma müteşekkirim Teknik bahaneler, tembellik, yalan dünya vs.nin arkasına daha fazla sığınamayacağım.
Özeleştiri verme mecburiyetim yok ama sadece paylaşmak istedim. Hal böyle olunca yazmak bir alışkanlıktır, dolayısıyla siz ara verirseniz, O da size küser sırtını döner. Yeniden barışmanın yollarını arıyorum
Şu satırları yazıncaya dek, kaç defa yazdım, vazgeçtim neler mi karaladım? İnanın hepsi birbirinden önemli ve kıymetli konular ama hiçbirini yazmamaya karar verdim.Ne yazsam içime sinmeyecek, hangi konuyu yazsam diğer konularda önemliydi aslında diyip, garip bir ruh bunalımına gireceğim. Pek yapmadığım ama bu yazımda bahsedeceğim bir kitap var size.
Doğan Kitap’dan adresime hediye olarak gönderilmiş -hangi sebeple olduğunu bilmemekle beraber- daha önce herhangi bir eserini okumadığım, Ot Dergisi’nden tanıdığım Nermin Yıldırım’ın Unutma Dersleri isimli romanını sizinle paylaşmak istiyorum.
Sahi ne de güzel olurdu, hayatımızda hatırlamak istemeyeceğimiz, yaşanmasından hoşnut olmadığımız anları unutmak!
Roman’da tam da bu düşünceden hareketle, Feribe karakteri ile hayatında aşk acısı ve pişmanlık duygularını harmanlayıp derin acılar çeken bir kadının mücadelesini anlatıyor. Mazi İmha Merkezi adını verdikleri bir klinikte, Feribe’ye sunulan unutma derslerinin; aşkla, hayatın gerçekleriyle, neşe ve kederle olan müthiş uyumunu fark edeceksiniz.
Modern yaşamda adeta zorunlu olarak hapsedilmiş kalabalıklar içerisinde yalnızlığı yaşayanların hikâyesi aslında anlatılanlar…
Mekanikleşen ve içi boşaltılmış sıradan tüm ilişkilerimizin ve alışkanlıklarımızın insanı bir anda bambaşka serüvenlere ve asla yapmam dediğiniz ne varsa yaptırmaya yönelten çaresiz yalnızlığımız ön plana çıkarılıyor.
Çok da alışık olmadığımız bir olay örgüsü var, Feribe, orta sınıf beyaz yakalı bir profesyonel, evli, başarılı bir anda başka bir adama aşık olma durumu ile hayatındaki tüm ezberleri bozulan, aşkına sahip çıkıp, hem de aşık olduğu adamın evli olduğunu bile bile yasak aşkı yaşayan ve bu sürecin sonunda derin aşk acısı ve pişmanlık ile baş başa kalan Feribe
Kimi zaman gülümseyerek, kimi zaman da kederli duygular ile baş başa kalacağınız, son zamanlarda okuduğum en insancıl bir eser…
Hata yapmanın insanın gerçeği olduğundan hareketle unutma dersleri metaforu ile kibirli ve mükemmeliyetçi yapımıza tokat atacak kadar cesur bir kitap… 
Kitaptan bir alıntı ile yazıma son vereyim; “Ve yarım kalan her şey sonsuzluğa uzardı”
 

- - - - - - -