İnsanların geçmişinde hep acı, keder, üzüntü, mutsuzluk, yalnızlık varmış gibi düşünülür... Ve bunlar dile getirilir. Mutluluklarını, sevinçlerini, güzel günlerini, ilk aşklarını pekte dile dolamazlar, anlatmazlar. Neden insanlar hasretlerini, ilk aşklarını acıya ve kedere boğularak anlatırlar. İnsanlar sürekli bir melankolinin metaforunda yol çizerler... Mutluluğu, sevinci ve pozitifliği görmezden gelirler...İnsan hayatında her daim acılar ve kederleri öne çıkartıyor ancak, şu kısa hayatı kendimize zindan etmekten başka bir şey yapmıyoruz. Sevinci bile saklıyorsak artık diyecek söz yok desek yeridir...
Mutlu mutsuz, fakir zengin, zayıf güçlü, bu hayatın gerçeği... Ancak ne olursak olalım hayatta mutluluğu ve sevinci öne çıkaralım. Sevelim sevilelim ki, bu kısa hayatta en büyük zenginliği yaşama fırsatı yakalayalım.  Negatif düşüncelerden arınıksak, bugünde yarında mutluluğun kapısını aralamışız demektir...
'Beyaz  temiz bir sayfa aç' diyoruz ya... Önemli olan temiz sayfa açmak mı yoksa onu yeniden kirletebilirim diye korkmak mı?  Bir gün de hayatımızı değiştiremeyiz, sihirbaz değiliz...Ancak bakış açısını değiştirmek kendi elimizde. Günümüzde artık insanlar, bugünü yarını yaşamaktan korkar durumda...Geçmişinden ders almayan sınıfta kalır. Bu bir gerçek. 
Aslında geçmiş çalışacak bir ders kitabı olsaydı açar  okurduk. Ama hafızalarda kayıtlı olan o kitabı açmaktan korkuyoruz. Sayfalar o kadar çok ki,  kelimeler içinde harfleri aramak kelimelerden cümleler kurmak ne güzel olur. Yarınlara basamak basamak çıkmak genç olmak hayata daha farklı bakmak ne güzel olur. 
 Günümüzün en büyük sorunlarından birisi artık boşanmalar. Bunun sonucunda belki eşler bir dönem mağdur oluyor ama, asıl mağdur olan ve hayatları boyunca bunun sıkıntısını yaşayan çocuklar oluyor. Eşler ayrılır, çocuklar ortada kalır. Peki çocukların ne günahı vardır? Boşanmaların sonunda ceza asle çocuklara kesilir. Olanda onlara olur.  Gerçek ceza anneye- babaya kesilmelidir. Yargıç çiftin kalemini kırsa ve boşasa ne olacak. Çocuklar heder olduktan sonra...
'Geçmişe Takılı Kalmak', 'İnsanız İşte', 'Sevmek Sevilmek' yazılarıyla sizlere seslenerek aslında mutluluğun çokta uzakta olmadığını anlatmaya çalıştım...
Duyun bu adamın senini... Mutluluğun formülü çocuklarınızla birlikte aile saadetinizdir. Açık ve gerçektir. Bugünkü yazımda suçluysam gelin kesin benim cezamı, yargıca gerek yok. Anneler ve babalar şunu bilin ki, kanserin bile tedavisi varken, ilişkilerinizdeki sorunlarınızın da muhakkak çözümü var. Sadece biraz anlayış...Çocuklarınız için bu sese kulak verin. Ayrıldığınızda hepiniz değişik yönlere akarsu gibi akar değişik yönlere eser gider tekrar başka eşler bulur hayatlarına devam edebilirsiniz...Geride kalan çocuklarımız o suda boğulmaz mı o rüzgarda üşümez mi?
"Sensiz yaşanacaksa  bu yerlerde yaşamak için güç kalmadı bu bedende...Hani sevdiklerim çocuklarım nerde' sözlerini hatırlatarak boşanma arifesinde olan çiftlerin hakim kalemimi  kırmadan önce çocuklarınıza o kalemi verin diyorum. Ne olursa olsun insanlar birbirlerini sevsinler, ayrılmasınlar dileğiyle haftaya buluşmak üzere esen kalın...



ANILARI BIRAK

İÇİNDE SÖYLENMEDİK BİR SEY KALMASIN
GEÇMİŞİ ANLATMA YAŞANDI NE VARSA
AYRILIK ZAMANI MEVSİM SONBAHARSA
ANILARI BIRAK GELECEKDE OLMASIN
ACILAR DOLDURDU YARALI KALBİMİ
GÜLLER AÇMASIN KUŞLAR KAFESTE KALSIN
KAPANSIN KAPILAR KURTULUŞ OLMASIN
ANILARI BIRAK GELECEKDE OLMASIN
SENSİZ YAŞANILACAKSA BU YERLERDE
YAŞAMAK İÇİN GÜÇ KALMADI BEDENDE
HANİ SEVDİKLERİM ÇOCUKLARIM NERDE
ANILARA BIRAK GELECEKDE OLMASIN

Raşit Tekin Yılmaz