Doç. Dr. Öztürk, antimikrobiyallerin (antibiyotikler, antiviraller, antifungaller, antiparaziterler) bulaşıcı hastalıkları önleme ve tedavi etmede hayati rol oynadığını, ancak mikropların bu ilaçlara yanıt vermemesiyle ortaya çıkan AMD'nin (İng: AMR) giderek artan sayıda enfeksiyonun tedavisini zorlaştırdığını, hatta imkânsız hale getirdiğini belirtti.
Öztürk'ün verdiği bilgilere göre, Antimikrobiyal Direnç, küresel halk sağlığı ve kalkınmanın önündeki en büyük tehditlerden biri olarak öne çıkıyor.
Endişe Verici Veriler: 2023 yılında laboratuvar onaylı bakteriyel enfeksiyonların altıda biri antibiyotik tedavilerine dirençliydi.
Etki Kaybı: 2018-2023 yılları arasında antibiyotiklerin yüzde 40'tan fazlası yaygın kan, bağırsak, idrar yolu ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı etkisini kaybetmiştir.
Artan Ölüm Oranları: AMD halihazırda her yıl bir milyondan fazla ölüme neden olmakta ve bu sayının 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında hızla artması beklenmektedir.
Türkiye'de Yüksek Tüketim ve Gereksiz Kullanım Eğilimi
Türkiye'nin, uzun yıllar boyunca Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında kişi başına antibiyotik tüketiminin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Öztürk, reçetesiz antibiyotik satışının yasaklanmasının önemli bir adım olmasına rağmen, toplumda yüksek talep ve gereksiz kullanım eğiliminin sürdüğünü ifade etti.
Bu durumun, hem toplum kökenli hem de hastane kaynaklı enfeksiyonlarda AMD oranlarının artmasına büyük katkı sağladığını ve tedavi seçeneklerinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi.
“Harekete Geçin: Bugünümüzü Koruyun, Geleceğimizi Güvence Altına Alın!”
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen 18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Direnç Farkındalık Haftası'nın bu seneki teması olan "Harekete Geçin: Bugünümüzü Koruyun, Geleceğimizi Güvence Altına Alın" çağrısına dikkat çeken Doç. Dr. Öztürk, bu küresel mücadelede tüm paydaşların sorumluluk alması gerektiğini belirtti.
Öztürk, antimikrobiyallerin etkinliğini korumak ve gelecek nesiller için sağlıklı bir dünya inşa etmek adına yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Doğru Kullanım: Antimikrobiyallerin insanlarda, hayvanlarda, bitkilerde ve çevrede yanlış ve aşırı kullanımının önlenmesi.
Atık Kontrolü: Kullanılmayan ilaçların tuvaletlere veya çöp kutularına atılımının engellenmesi.
Hayvan Sağlığı: Hayvanların sağlıklı tutularak antimikrobiyal tedaviye olan ihtiyacın azaltılması.
Hijyen ve Sanitasyon: Yemek hazırlarken ellerin yıkanması, hazırlama alanlarının temiz tutulması, kentsel, tarım ve endüstriyel kaynaklı atıkların kontrolü ve güvenli suya erişimin kolaylaştırılması.
Doç. Dr. Öztürk, bu ortak sorumluluk bilinciyle atılacak adımların, antibiyotik ihtiyacını azaltacağını, ilaca dirençli mikropların yayılımını önleyeceğini ve milyonlarca hayatın kurtarılmasını sağlayacağını vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı.




