Her insanın kendi kendine alabileceği bazı önlemler ile kalp hastalıklarından korunmanın çok önemli bir detay olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı M. Ülkü Aydın, özellikle bağımlılık yapan tüketimlerden uzak durmak gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: “Dünyadaki ölümlerin yüzde 60’ı kalp damar hastalıklarına bağlı oluşmakta olup bu yüzden her bir bireyin kendi çapında alabileceği bazı önlemler elbette ki mevcut. Kısaca bahsedersek; öncelikle bağımlılık yapan alkol, sigara ve karbonhidrat tüketiminden uzak durmak gerekiyor. Sigara, kalp krizinin önlenebilen en sık nedenidir. Özellikle genç kalp krizlerinde en önemli sebep sigaradır. Kalp krizi geçirmiş bir bireyin, eğer sigara içmeye devam ediyorsa tekrar kalp krizi geçirmesi veya kalp krizinden ölmesi ihtimali normal bir bireye göre iki kat daha fazladır. Alkol tüketiminin fazla olması da önemlidir. Çünkü alkol tüketimi arttıkça vücudumuzdaki şeker ve kolesterol metabolizmasında bozulmalar ortaya çıkmakta, bu da karaciğer üzerinde bir yük oluşturmaktadır. Bunun sonucunda oluşan yağlı karaciğer durumu da kalp hastalıkları riskini arttırmaktadır. Bir diğer bağımlılık yapıcı durum ise karbonhidrat tüketimidir. Günümüzde artık tek düze bir beslenme mevcut olup karbonhidrat, basit şeker, paketli gıdaların tüketimi giderek artmakta, bu da diyabet ve obezite riskini ortaya çıkarmaktadır. Bozulmuş kan şekeri ve bozulmuş kolesterol parametreleri, kalp hastalığı riskini giderek arttırmaktadır. Bu nedenle de karbonhidrat tüketimi yerine, sebze, lif tüketiminin arttırılması, kaliteli protein ve yağların tüketimi önemlidir” dedi.

Uyku, Stres Yönetimi ve Hareket Çok Önemli

Kalp hastalıklarında bir diğer önemli durumun da, genellikle insanların gözden kaçırdığı uyku olduğuna dikkati çeken Uz. Dr. M. Ülkü Aydın, uyku ve stres yönetiminin çok önemli olduğunu belirtti. Aydın; “Vücudumuz zihinsel ve fiziksel olarak uykuda toparlanır. Her vücudun buna ihtiyacı vardır, vücudun kendini yenileyebilmesi, onarabilmesi için günde en az sekiz saat uyku mutlaka önemlidir. Uykunuzdan fedakarlık yapmayın. Stres yönetimi ayrı önemli bir konudur. Eğer stresinizi yönetemiyorsanız bu kan şekerinde bozulmalara neden olur, tansiyonunuzu arttırır, yükseltir. Eğer stres yönetiminde kötü iseniz destek alın, psikoterapi mutlaka öneriyorum. Doğa yürüyüşleri, yoga, meditasyon, ibadet, neye ilginiz varsa, bunları hayatınıza dahil edin. Hayatınıza dahil etmeniz gereken diğer şey ise; harekettir. Haftanın beş günü totalde haftalık 300 dakikaya denk gelecek şekilde tempolu yürüyüşü alışkanlık haline dönüştürün” diye konuştu.

Yılda Bir Kan Tahlili Yaptırılmalı ve Vitamin Desteği Kullanılmalı”

Son olarak yılda bir kan tahlili yaptırılması önerisinde de bulunan Aydın, kan tahlili yaptırmanın beslenme düzeni, stres düzeyi ve hayat tarzını yansıtan bir durum olduğunu vurgulayarak kolesterol, şeker dışında vitaminlere de mutlaka bakılmasını isteyerek, şunları söyledi;
“Çünkü bazı vitamin eksikliklerinde kalp hastalıklarını arttırıcı mekanizmaları tetikleyen vitamin eksiklikleri görebiliyoruz. Kalp hastalıklarında özellikle bazı desteklerin ben kullanılmasını öneriyorum. Destek kullanmanın sonu yok ama, D vitamini, magnezyum, B12, omega 3 kullanımını kontrollü şekilde, doktorlara danışarak mutlaka hayatlarımıza dahil etmeliyiz. Kalp hastalığı genetik bir hastalık değildir, epigenetik bir hastalıktır. Yani değindiğimiz bu öneriler dikkate alınırsa kalp hastalıklarından korunmuş oluruz"