Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Türkiye ve Denizli’de teknik tekstil ile ilgili daha çok AR-GE ve yatırım yapılması gerektiğini, özellikle otomotiv, ambalaj, inşaat -jeo tekstiller, sağlık ve tarım tekstilleri ile ilgili yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi. Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) tarafından ‘Denizli sanayisinde dönüşümün anahtarı teknik tekstiller’ konulu panel düzenlendi. Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) salonunda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak teknik tekstil uzmanı DRA Genel Müdürü David Rigby, Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Yusuf Ulcay ve Tan Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tan katıldı. Panele, Türkiye Moda Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk, Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Özcan Torun, işadamları, davetliler ve öğrencilerde katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan DETGİS Başkanı İsal Dal, gelişen ve büyüyen Türkiye’de ve Denizli’de katma değeri yüksek teknik tekstiller ile ilgili çalışmalara ve yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti. Tekstilin başkenti Denizli’de önemli bir konuda düzenlenen panele ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden İsa Dal, dünyada Pazar sorunu olmayan teknik tekstillerin yoğun üretimi ile Denizli ve ülke ekonomisinin daha da canlanacağına dikkat çekti.

Önce tekstil kimyası sorunu çözülmeli

Türkiye’de tekstil kimyasalının olmadığını teknik tekstilden önce tekstil kimyasının çözülmesi gerektiğini belirten Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Yusuf Ulcay, “Avrupa’da, yatırım ve istihdam bakımından, en büyük tekstil sektörü Türkiye’de olmasına rağmen, Türkiye’de sektörün en önemli zayıf noktası, AR-GE ve ÜR-GE çalışmalarının kıyaslandığında yok denecek kadar az olmasıdır. AB de tekstil sektörünün en önemli silahı ise: AR-GE, ÜR-GE, inovasyon ve teknolojiden kaynaklanmaktadır. 2011 yılı sonu itibarı ile AB tekstil sektörünün yaptığı ciro 207 milyar avro iken Türkiye’deki ciro ise 30 milyar avro olarak tahmin edilmektedir. Bu dönemde hem AB de hem de Türkiye’de yaklaşık benzer sayıda istihdam vardır. AB, 1960’lardan sonra, AR-GE, ÜR-GE, inovasyon ve teknolojiyi kullanarak tekstil sektörlerini yeniden yapılandırmışlardır. Günümüze geldiğimizde AB ülkelerinde tekstil sektöründe çalışan sayısı; 1960’larda 7,2 milyondan 2007’de 2,6 milyona düşerken, ciroları önemli miktarda artmıştır AB Tekstil sektörü toplam ciro ve çalışan başına ciro açısından Türkiye ile kıyas edildiğinde en az 7 kat önde olmakla birlikte, tekstil sektörünü anahtar sektör olarak görmekte ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamaya devam etmesini istemektedir. Tekstil ve konfeksiyon sektörü Türkiye’de AB deki gibi sadece anahtar sektör değil, öncelikli bir sektördür. Bu sektörün uzun vadeli planı yoktur.
Bu sektörün üretim kapasitesi mevcut tüketim kapasitesinin en az 5 katıdır.
Pazarlama, direk tüketiciye ulaşım, dağıtım kanallarına sahip değildir.
Bu durum, bu sektörü ülke olarak fasoncu durumuna koymaktadır.” Diye konuştu.

AR-GE’ye daha çok pay ayrılmalı

Firmalarda araştırma geliştirme ve ürün geliştirme ile ilgili tam anmalıyla bir çalışmanın olmadığını, fabrikaların küçük birer oda içinde kurduğu yeni mezun elemanlarla AR-GE yapmaya çalıştığına dikkat çeken Prof. Dr. Ulcay, “Türkiye’de işletmelerin yüzde 90’dan fazlasının KOBİ olduğu ve bunların yüzde 70’den fazlasında AR-GE çalışmalarını hiç mevcut olmadığı göz önüne getirilirse, KOBİ’lerin neden ihracattan ancak yüzde 5-10 kadar bir pay alabildiği daha rahat anlaşılabilir. AR-GE çalışmalarına oldukça büyük kaynak ayıran ve bunları sektöre yayan ABD, Almanya ve Japonya gibi ülkelerde ise KOBİ’lerin hem AR-GE’den aldıkları pay artmış hem de KOBİ’lerin ihracattan aldıkları payda yüzde 40’lar mertebesindedir. Bu rakamlar, AR-GE harcamalarının ve bu harcamaların yaygınlaştırılmasının önemini vurgulamaktadır. İnşaat alanında ülkemizde büyük yatırımlar olacak. Yeni yapılacak binalarda karbon ile üretilmiş, mukavemeti yüksek kumaşlar kullanılabilir. Birinci derece deprem bölgesinde olduğumuz için bu yatırım önemli. Karayolu inşaatlarında ve hatta demir yolu inşaatlarında teknik tekstil ürünleri kullanılmaya başlanılacak. Özellikle otomotiv, sağlık ve tarım tekstilleri ile ilgili çalışma yapmak isteyenler bu günleri iyi değerlendirmeli” şeklinde konuştu.

Firmaların karlılığı düştü

Fabrikaların ve işletmelerin çok küçük karlılık oranları ile ayakta kalmaya çalıştığını belirten Tan Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tan’da, “Enflasyon yüksek seyir ederken bizler iyi para kazanıyorduk. Ancak durum şimdi değişti. Çok küçük karlarla çalışıyoruz. Karlılığımız az olunca da AR-GE ve ürün geliştirmeye istediğimiz kadar pay ayıramıyoruz. Denizli olarak asıl işimiz olan havlu bornoz üretiminin yanında her şeye rağmen teknik tekstillere de yönelmeliyiz. Ben fabrikamda teknik tekstille ilgili kirlenmeyen kumaştan, buruşmayan kumaşa, anti stres özelliği olan kumaşlardan sinyal kesen, böcek kovan kumaşa kadar birçok konuda üretim yaptım. 2008-2009’da yaşanan krizler nedeniyle zor günler geçirdik. Hükümetimiz 2023 yılı hedefi olarak 500 milyar dolar ihracat rakamını ortaya koydu. Bu rakama ulaşılabilmesi için orta ölçekli firmaların AR-GE çalışmalarına devlet desteği verilmesi lazım” diye konuştu.

Dünyadaki gelişmeler yakından takip edilmeli

Teknik tekstille ilgili olarak üretim yapmak isteyen firmaların dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini belirten DRA Genel Müdürü Rigby’de, “25 ülkede toplam 103 firmaya danışmanlık yaptım. Yatırımcı firma ile yaptığım görüşmelerde üretilecek ürünün Pazar payından, piyasadaki talebine, son kullanma tarihi ve son kullanıcısına kadar birçok konuda araştırmalar yapmasını öneriyorum. Dünyada teknik tekstilin daha çok kullanılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Teknik tekstille ilgili elde edilen bazı özellikler dayanıklılık, geç tutuşma, aşınmaya karşı dayanıklılık ve elektro manyetik sinyallerin kesilmesi. Dünyanın birçok yerindeki müşteriler teknik tekstil sektörü piyasasında ucuzluk, hafiflik, kullanma ömrü, satın aldıktan sonraki bakımı önemsiyor.” Diye konuştu. Konuşmaların ardından panele katılan konuşmacılara plaketleri verildi.