Denizli Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (DENGÖÇDER) 19.yılında Srebrenitsa Katliamını kınadı. 
DENGÖÇDER Başkanı Ahmet Çalışkan yaptığı yazılı açıklamada, “Bizler Evlad-ı Fatihan, Rumeli Muhacirleri-Balkan Göçmenleri olarak Avrupa’nın ortasında yaşanan ve diğer ülkeler tarafından seyirci kalınan insanlık ayıbı Srebrenitsa Katliamını Soykırımını kınıyoruz” dedi.
Sırpların Srebrenitsa'ya karşı giriştiği saldırıda 11 Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8 bin 372 Boşnak'ın Bosna-Hersek'in Srebrenitsa kentinde general Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürüldüğünü belirten Ahmet Çalışkan, “Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasın karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önlememiştir. Srebrenitsa katliamı II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır” dedi.
BM’nin en üst mercileri tarafından “BM sizi koruyacaktır’ denilen ve bu şekilde her türlü silahtan arındırılan Srebrenitsa kurbanlarının, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da insanlığa karşı işlenen en büyük suç olarak nitelendirilen katliamda katledildiğini kaydeden DENGÖÇDER Başkanı Ahmet Çalışkan, “Toplu mezarlar ise katliamdan çok sonra ortaya çıkarılmaya başlandı. 1995 yılında binlerce insan katledildi. Genç kızlara ve kadınlara tecavüz edildi. Sırplar, alıkoydukları genç erkekleri kurşuna dizdiler. Bölgede her geçen gün yeni toplu mezarlar açığa çıkıyor. Bu güne kadar 370’in üzerinde toplu mezar bulundu. 28 bin kayıp insandan 25 bininin Bosnalı Müslüman olduğu söyleniyor. Avrupa’nın ortasında 80 kuş öldürülseydi sözüm ona medeni Avrupa ayağa kalkar, hayvan hakları savunucuları, çevreciler etrafı yakar, yıkardı” dedi.
Çalışkan, dünyanın neresinde olursa olsun insanlığın bir daha bu tür soykırımlara, zulümlere, baskı ve haksızlıklara maruz kalmamasını, barış dolu bir dünyanın gençlere bırakılabilmesi için herkesin üzerine düşeni yapmasını ve Balkan Göçmenleri olarak bu konuda çaba sarf etmeye devam edeceklerini söyledi.