Uzmanların "ekmek yemeyin" tavsiyesinin neden insanlar üzerinde etkili olamadığı fikrinden yola çıkarak ekmek yeme davranışının neden binlerce yıldır değişmeden devam ettiğini ortaya çıkarmak için bilimsel araştırmalara başladıklarını anlatan Gökmen, ilk önce literatür incelemesi yaptıklarını aktardı.  
Ekmeğin, maya yardımıyla üretilen fermente bir gıda olduğunu, literatürde gıdaların genelde sindirim sistemiyle ilişkili olarak değerlendirildiğini ancak araştırma ekibinin bir gıdadan keyif almanın sindirim sistemiyle değil, aslında sinir sistemiyle alakalı bir durum olduğundan yola çıkarak çalışmalarını bu yönde sürdürdüğünü söyledi.
Ekmeğin nesiller boyunca tüketilmesinin nedenlerini ortaya çıkarabilmek için, ekmeğin mayalanması sırasında sinir sistemini uyaran nörotransmitter özellik gösteren ve mutluluk veren maddelerin bulunup bulunmadığını saptamak üzere çalışmalara başladıklarını vurgulayan uzmanlar, "Melatonin, mutlu olmanın altyapısını oluşturan önemli bir molekül olarak tanımlanıyor. Uyku sırasında salgılanan ve mutluluk hormonlarından biri olarak da bilinen melatoninin ekmeğin mayalanarak kabarmasıyla birlikte yüksek oranda arttığını gördük. Ekmek yapımında kullanılan maya, karbona ve azota ihtiyaç duyar. Karbonu şekerden, azotu aminoasitten alan maya, kabarma işlevini yerine getirir.

Bu dönüşüm sırasında da ortaya melatonin hormonu ve diğer bazı  nöroaktif maddeler çıkıyor. Bu mekanizmayı çözümledik. Kabarma sırasında hamurda melatonin en üst seviyeye ulaşıyor. Pişirme sırasında ekmek kabuğundaki melatonin bir miktar azalıyor, ancak ekmeğin iç kısımlarında melatonin seviyesi korunuyor.
Böylece ekmekteki melatonin hormonunun temel nedeninin mayadan kaynaklandığını bulduk. Ekmek yendiğinde kanda daha çok melatonin olabileceğini ve nörotransmitter özellikteki bu maddenin kan-beyin bariyerini geçerek karar verme mekanizmalarını etkilediğini düşünüyoruz. Ekmek yeme davranışının, sağlıklı ya da sağlıksız olmaktan bağımsız olarak değerlendirildiğinde, binlerce yıldır devam etmesinin sebebinin içerdiği keyif verici maddeler olabileceği görüşündeyiz."

Yoğurt da mercek altında

Uzmanların, uzun yıllardır tüketilen diğer bir fermente ürün olan yoğurdu da araştırmaya başladıklarını anlatarak, "Araştırmalarımızı, uzun yıldır devam eden bazı beslenme alışkanlıklarının o besinde ortaya çıkan ve sinir sistemini etkileme potansiyeli olan nöroaktif maddeleri ortaya çıkarmak üzere yoğunlaştırdık. Gıdanın sadece sindirim sistemi değil, sinir sistemiyle de ilgili bir konu olduğunu düşünüyoruz." dedi.