HABERDENİZLİ.COM

DSO Başkanı Müjdat Keçeci, dün akşam Anemon Otel’de gerçekleşen Ortak Meslek Komitesi Toplantısında  DSO Meclis üyeleriyle bir araya geldi. Türkiye Varlık Fonu Başkanı Himmet Karadağ,  bu toplantıda 2017 ekonomisini değerlendirmek için Denizli’ye gelirken son anda çıkan programı nedeniyle Ankara’ya dönmek zorunda kaldı.  Bu nedenle toplantı da Pamukkale Üniversitesi eski Rektörü Hasan Kazdağlı bir sunum gerçekleştirdi. 

EKONOMİDE KIRILGANLIK ARTTI

Toplantıda konuşan Müjdat Keçeci, 2010-2017 yılları Türkiye Ekonomisini değerlendirdi. 2017 yılının yapılan çeşitli teşviklerle normal bir yıl olarak geçtiğini anlatan Keçeci, önümüzdeki yıllar için ekonominin hala risk taşıdığını ifade etti. 2010-2017 döneminde büyüme politikasının Kırılganlıkları artırdığını söyleyen Keçeci,  “Bize benzer ülkeler yüzde 3-4 civarı bir enflasyona sahipken Türkiye’de enflasyonun yüzde 13’e dayanması kabul edilir gibi değil. Enflasyon ile mücadelenin temeli, mali dsiplin ve para politikasıdır. Merkez bankası ve refah ve büyüme yaratma kurumları değildir. Anayasa’da da belirtildiği gibi Merkez Bankası’nın temel görevi istikrarı sağlamaktır. Tüm bunlar için Merkez Bankası’nın bağımsız olması da elzemdir.” dedi. 

BUGÜNKÜ BÜYÜME SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL, GEÇİCİDİR”

Ekonomi literatüründe yüksek enflasyon ve yüksek büyüme gibi bir ikilinin olmadığını söyleyen DSO Başkanı, “Bugün büyüme sürdürülebilir değil geçicidir. Büyümeyi sürdürülebilir kılmak için; üretimi eğitim sistemiyle, inovasyonla ve AR-GE ile desteklemek gerekmektedir. Biz de geçici olarak değil, sürdürülebilir bir şekilde yenilenerek ve güçlenerek büyümek istiyoruz.  Üretimi desteklemeyen bir sistem, verimsiz yatırımlar uzun dönemli üretim artışı sağlayan sanayi yerine inşaata dayalı büyümenin refaha çıkma şansı yoktur.” İfadelerini kullandı. 

“YENİ BİR VİZYONA İHTİYACIMIZ VAR”

 Yüksek teknolojik üretimi merkeze koyan yeni bir vizyona ihtiyaç olduğunu söyleyen Keçeci, “Bu yeni vizyon bir an önce belirlemeli ardından Sanayiye ve üretime verilen teşvikler buna göre verilmelidir. Mevcut teşvik sistemiyle bu vizyona ulaşmamız imkânsız. Ülkenin her yanındaki sanayiciye eşit şartlar tanınmalı, eşit avantajlar yaratılmalıdır.” sözlerini kullandı. 

“ADALET SİSTEMİNE GÜVENEMEYEN BİR TOPLUMDA BÜYÜMEDEN BAHSEDİLMEZ”

Ekonomin hukukla çok büyük bir bağı olduğunu hatırlatan Keçeci, “Demokrasi ve hukuk devleti yolunda ilerlemenin bir koşulu da herkesin kanun önünde eşit olmasıdır. Keyfiyetin, kayırmacılığın arttığı bürokrasi de sağlıklı yönetim yapılamaz. Herkes için erişilebilir tarafsız bir adalet sistemi istiyoruz. Adalet toplumsal bir olgudur. Yapılan en küçük haksızlık toplumun tümüne yapılmış sayılır. Bu nedenle adalet sistemine güvenemeyen bir toplumda büyümeden ve gelişmeden bahsedemeyiz. Adaletin kuvvetli, kuvvetlinin de adaletli olması gerekir. Biz kutuplaşmak değil, birlikte çalışmak ve yaşamak istiyoruz. “ diyerek sözlerine son verdi.

KHK’YI YAZAN ÇOK KÖTÜ YAZMIŞ

Çıkarılan son Kanun Hükmündeki Kararname’de sivil dokunulmazlık ile ilgili madde hakkında sorulan bir soruya cevap veren Keçeci,  “Bana göre KHK yazılırken  yazan çok kötü yazmış. Yazılana göre bugün birisi çıkıp ‘bu FETÖ’cü diye birini vurursa bir ceza almayacak gibi anlaşılıyor. Bana göre bu kadar sivil topluma bu kadar yetki verilemez. Bunu vermemişlerdir diye düşünüyorum. Bu yazılış şeklini mutlaka değiştireceklerdir.  Cümleyi okuduğumum zaman bir hukukçu olarak olmaması gereken bir şey anlıyorum. Böyle bir yetki verilemez.” ifadelerini kullandı. 
Keçeci’nin konuşmasının ardından eski rektör Hasan Kazdağlı 2017 ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.