Kültürü, siyaseti, duyguları ve daha birçok önemli konuyu görsel ve işitsel olarak seyircisine sunan ve onlarla her filmde ayrı bir dünya paylaşan filmlerin bu zaman ki full hd film izle gibi kaliteli bir görüntü formatına gelmeleri hiç de sanıldığı kadar kolay olmamıştır. Başta sadece hareketli resimlerden meydana gelen ilk sinema yani ilk filmler sonrasında yerini siyah beyaz akan sinema perdesine bırakmıştır. Ancak çok sonraları bu akan görüntüler yerini halen siyah beyaz olmak kaydı ile sesli ve diyaloglardan oluşan bir yapıya bırakabilmiştir.

Sonrasında film severlerin yoğun talepleri ve daha iyisini sürekli olarak film sektöründen beklemeleri nedeni ile bu siyah beyaz filmler de kısa süre sonra renkli filmler halinde çekilmeye başlanmıştır. İşte film sektörünü tetikleyen ve hep daha iyisini aramaya iten izleyici talepleri, sinema yani film dünyasını kökünden değiştirmiştir.

1920’lerde sesli filmler sadece bir hayalken şimdiler de konu filmin sesi değil, görüntü kalitesidir. Film severlerin kaliteli bir film konusu dışında bekledikleri ikinci ve en önemli husus ise bir filmin artık en az hd film izle sürümünde olmasıdır. Bu nedenle de son yıllarda sürekli olarak filmler bu sürümden başlayarak gösterime girmektedir.

Görsel öğrenme becerisine sahip herkes için birer hazine olan filmler, kişiye engel olmadan öğrenme imkânını sağlamaktadır. Bu sırada da görüntü kalitesi sayesinde kişide yaptığı etki daha güçlü bir hale gelmiştir. Çünkü kaliteli bir görüntü demek kişinin konuyu daha detaylıca izlemesi ve arka planda olan bitene daha çok odaklanabilmesi demektir. Bu küçük ancak sanıldığından çok daha önemli olan ayrıntı ise kişinin beynindeki odaklanma mekanizmasının daha çok çalışmasına neden olmaktadır. İşte bu yüzden de bir filmin görüntü kalitesi ne kadar yüksek ise kişide bıraktığı pozitif etki de o denli güçlü olacaktır. Görüldüğü üzere modern hayatımızın vazgeçilmezi olan filmler ilk zamanlardan bu yana çok yol kat etmiştir. Ama asıl soruya gelecek olursak şu ana dek kayıt altına alınıp arşivlenmiş olan 500 bin film olduğu bilinmektedir. Ama bu sayı arşivlenmeyen, yayına bile girmeyen, bekletilen ve tarih sayfalarında kaybolan filmlerle kıyaslandığında çok küçük bir rakamdır.