Aslantepe veya diğer bir adıyla “Melid”, Malatya’nın antik çağlara açılan kapılarından birisi. Merkezin yaklaşık olarak 7 kilometre kuzeydoğusunda yer alan sit alanı, her yıl binlerce tarih meraklısını ağırlıyor.

Malatya’yı, şehrin antik kalıntılarını ve Aslantepe’yi ziyaret etmek için zaman kısıtlamasından kurtulmalısınız. Doğru bir konaklama tercihi yaparsanız gezinizi sınırlamadan antik kalıntıları keşfedebilirsiniz. Bunun için aracı olmadan doğrudan kiralık daire sahibi ile iletişime geçmenizi sağlayan Rentola Türkiye ön plana çıkıyor. Listelenen ilanlar arasında rotanıza uygun evleri belirleyebilir ve konaklama sorununu kolayca çözüm tarihin derinliklerine dalabilirsiniz. 

Canva, by cascoly

Malatya’nın antik kalıntılarını keşfederek tarih öncesine açılan kapıdan girmek isteyenlerin sayısı bir hayli fazla. Siz de antik miraslara karşı ilgili iseniz doğru bir planlama ile unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Antik Kalıntıları İçin İlk Durak: Aslantepe 

Malatya’da bulunan ve kente ismini veren “Melid”, bugün Aslantepe olarak biliniyor. Geçmişi, milâttan önce 3500-5000 yıllarına tarihlenen antik tapınak, kalıntıları ile dikkat çekiyor.

Aslantepe’nin geçmişi, Neolitik Çağ’a kadar uzanıyor. Tarih öncesinde tapınak ve kent merkezi olarak kullanılan mekân, sonrasında Roma ve Bizans için de önemli bir yerleşim yeri halini almış. 

Kök boyası ile yapılmış duvar resimleri, heykeller ve oymalar antik sit alanında dikkat çeken tarihi kalıntılar arasında geliyor. 

Aslantepe ile ilgili ilk kazı çalışmaları 1932 Yılında, Louis Delaporte önderliğinde başladı. Yapılan kazı çalışmalarına 1961 yılından itibaren kazılar, Roma La Sapienza Üniversitesi önderliğinde devam etti. 2020 yılı sonrasında ise Francessa Balossi başkanlığında çeşitli ülkeler ve Türkiye’den oluşturulmuş ekiple kazı çalışmalarına devam ediliyor.

Anadolu’nun diğer antik kent kalıntılarında olduğu gibi Aslantepe de dünya tarihi için son derece önemli. Kalıntılardan, Aslantepe’nin antik medeniyetler arasında “ilklerin” yaşandığı bir şehir devleti olduğunu söylemek mümkün. 

Aslantepe Höyüğü’ndeki Kalıntılar

Aslantepe’yi ziyaret ettiğinizde milattan önce beşinci yüzyıla kadar pek çok heykel, taş oyma örneği ve antik eşya ile karşılaşabilirsiniz. Antik tapınakta bulunan ve bir küp içindeki saklı bulunan çocuk iskeleti gibi bulgular ise bu lokasyonun tapınak olarak kullanıldığını işaret ediyor. 

Neolitik çağ, “cilâlı taş devri” anlamına geliyor. Ancak Aslantepe’nin merkezi konumu antik Roma ve Bizans medeniyetlerinin de burada bulunduğunu bizlere gösteriyor. 

Ören yeri sınırları içinde taş oymacılığının en güzel örneklerine ek olarak duvar resimlerine, heykellere, ok uçlarından çeşitli mühürlere ve taştan ya da çeşitli madenler kullanılarak üretilmiş çok sayıda eşyaya rastlamanız mümkün. 

Antik kalıntılar arasında, farklı zamanlara tarihlenen çeşitli insan iskeletleri, geçmişte ibadet için çok sayıda insanın burada kurban edildiğini bizlere gösteriyor. Yine müze ve otuz metrelik höyükten çıkarılan eşyalardaki çeşitlilik, kentin antik dönemde önemli bir merkez olduğunun kanıtı. 

Aslantepe Neden Önemli?

Aslantepe Höyüğü kalıntılarının önemli olan bir diğer tarafı da, tarihi kalıntıların dünya tarihindeki şehir devletlerinin ilk örneklerinden birisi olması. Fırat Nehri’nin yanındaki antik kalıntılar, buranın tarih öncesinde önemli bir merkez ve tapınak olduğuna işaret ediyor. 

Aslantepe’nin kendine has konumu, tarih içinde şehir devletinin Fırat nehri taşkınlarından kurtulmasını sağlamıştır. Şehir, taşkınlardan etkilenmediği için antik dönemde önemli bit ticaret ve ibadet merkezi haline gelmiştir. 

Aslantepe’nin tarih içindeki özel yeri, ilk şehir devletlerine ek olarak aynı zamanda ilk “aristokrat” sınıfın da burada doğmasında etkili oldu. 

Malatya’nın en dikkat çeken tarihi kalıntıları arasında yer alan Aslantepe’nin misafiri olmuş diğer medeniyetler arasında Hititler ve Asurlular da bulunuyor. Yani bu ören yeri ile tarihte yolculuk yapmak mümkün. Aslantepe, 2014 Yılında Dünya Geçici Mirası içinde yer almaya hak kazandı. 2021 Yılında ise UNESCO Dünya Mirası listesine girmeyi başardı. 

Aslantepe Ören Yeri Nasıl ve Ne Zaman Ziyaret Edilir?

Aslantepe Höyüğü veya diğer bir adıyla Aslantepe Ören Yeri, dört mevsim ziyaretçilere açık. Höyüğü ziyaret etmek ücretsiz. Pazartesi hariç haftanı her günü kış döneminde 08:00 - 16:45 arasında ve yaz dönemi için 08:00 - 19:00 arasında Aslantepe Kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz. 

Malatya’nın Orduzu isimli ilçesinde bulunan tarihi kalıntılar, merkeze 6 kilometre uzaklıkta. Şehir merkezinde bir daire kiralarsanız otomobil ile yaklaşık 10 - 15 dakika içerisinde tarihi kalıntıların bulunduğu Onduzu’na varmanız mümkün. 

Arslantepe Höyüğü’nün hemen yanında bulunan Arslantepe Açık Hava Müzesi, antik kalıntılardan geriye kalan pek çok eşyayı görebilmenizi sağlıyor. Açıkhava müzesi sınırları içerisinde görecekleriniz sizleri şaşırtabilir. Ok uçları, süs eşyaları, mühürler, heykeller ve ev eşyaları ve vazolar müze içerisinde görebileceğiniz nadir kalıntılardan. 

Müze ve höyüğün kent merkezine olan yakınlığı ziyaretçilerine Malatya’nın diğer önemli noktalarını da görme olanağı sunuyor. Turunuza Aslantepe ile başlayabilir, Malatya’nın özel müze ve tarihi yerlerini de kolayca gezip görebilirsiniz. 

Malatya’nın Öne Çıkan Diğer Tarihi Yapıları 

Aslantepe, şehirde ziyaret etmeniz gereken ilk ören yeri ve müzeler arasında. Bununla birlikte tıpkı Diyarbakır, Urfa ve Gaziantep şehirlerinde olduğu gibi Malatya’da pek çok farklı tarihi güzelliğe ev sahipliği yapıyor. 

Malatya Bakırcılar Çarşısı, Şire Pazarı, Malatya Yeni Camii, Malatya Antik Surları, Battalgazi Ulu Camii gibi diğer tarihi mekânları da Aslantepe’yi ziyaret ederken görmeniz mümkün. 

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada “kayısı başkenti” olarak anılan kentte, Aslantepe dışında gezip görebileceğiniz diğer noktalar arasında ise; Malatya Arkeoloji Müzesi ve Malatya Etnografya Müzesi geliyor. 

Anadolu’yu keşfetmek, Malatya’nın tarih öncesine açılan kapısından girmek ve tarihe tanıklık etmek isterseniz, Aslantepe kalıntıları sizin için ideal bir başlangıç noktası olabilir. Şehir merkezinde kiralayacağınız bir daire sayesinde hem neolitik çağı keşfedebilir hem de Malatya’nın eşsiz lezzetlerini yerinde tadabilirsiniz.