MUTLU EVLİLİĞİN ŞİFRESİ

Abone Ol
Esaret kişiden kişiye değişen bir kavramdır. Esaretin kelime anlamı ise; tutsaklık, kölelik, esirlik... Dahası bir kişinin boyundurukluğu altına girmektir. 
Peki evlilik  esaret anlamına gelir mi? Birisine ölene kadar bağlılık...Evlilik kavramının günümüzde esaret kelimesiyle eş değer olarak görülüp bir çok kişiyi korkuttuğunu görüyoruz. 'Bekarlık sultanlıktır' diyen bir çok arkadaşım bugün evli ve çoluk çocuk sahibi...Çünkü hepside bir yuva kurup doğanın insanoğluna nasip ettiği o aile sıcaklığına kavuşmak için büyük çabalar harcamıştır. Peki evlilik ile ilgili bu çelişki neden yaşanır?
Erkek birazda fıtratı gereği evlilik kavramını, evliliğin getirdiği yükü anlamakta zorlanır...Özellikle evliliğin ilk aylarında bekarlıktaki gibi istediğini yapabileceğini zanneder. "İstediği zaman evden çıkacak, istediği zaman eve gelecek, arkadaşlarıyla gezecek, düşünmeden hareket edecek." Çelişkinin asıl kaynağı budur...Ama geçicidir.
Erkek gerçekleri anlamaya evliliğin ilk gününden başlar... Dışarı çıkarken eşinin nereye gidiyorsun sorusuyla karşılaştığında artık durum çok farklıdır...Artık hayat tekil değil ve sorumluluklardan kaçılması mümkün değildir. Ve rotası da bazen ayarlar bozulsa da bu yönde ilerler. 
  Kadın ise öyle mi...Evliliğe doğuştan hazırdır.  Çocukken oynadıkları ilk oyun bile evciliktir. Evlendikten sonra fazla zorlanmaz, erkekten daha çabuk uyum sağlar ve görevlerini yerine getirmeye evi idare etmeye  başlar. 
Peki evde iktidar kimdir? Bu sorunun açık cevabı kadındır...Sanki doğuştan kodlanmış gibi hareket eder. Yuvayı dişi kuş yapar diye boşuna söylememişler... Erkekten daha fazla sorumluluk üstlenir ve en iyi yönde eşini yönlendirmeye çalışır. İktidar kavgaları sadece siyasette olmaz. Ev içi siyasette de iktidar kavgası karı koca arasında yaşanır. Tecrübeler ev içi siyasette iktidarın açıkça kadın olduğunu göstermektedir. Öyle bir tablo flu olsa da, gösterilmese de bu böyledir.
Evlilik bir kadın ve erkeğin hayat boyu birbirlerine verdikleri birliktelik sözüdür. Evlilik bu sözle birlikte sorumlulukları birlikte getirir. Eş sorumluluğu, çocuk sorumluluğu yani aile sorumluluğu...Karı ve koca bu sorumlulukların yükümlülüğü ile kozasını ören bir ipek böceği gibi yuvasının temellerini oluşturur. Ancak kavgalar, anlaşmazlıklar, sıkıntılar her ailede yaşanır ve yaşanmaya devam edecek. Sıkıntılarına göğüs gererek yuvasının etrafında kenetlenen çiftler her türlü sıkıntıyı aşar ve ilişkilerini daha da güçlendirir. Aslında mutlu bir evliliğin formülü de açıktır. HOŞGÖRÜ VE KARŞILIKSIZ SEVMEK...Bu formülü uygulayabilen aileler, bu toplumu, ülkeyi daha da güçlü kılar. 
Ve bir yuvanın altın topu...Çocuklar...
Bir çiftin hayatına çocuklar girdikten sonra evlilikleri reel anlamda ayakları üzerine oturur. Artık ikisi de onun için yaşamaya başlar. Hayatlarında birçok tavizi çocukları için verirler.
Aslında iktidar o anda aile içinde değişmiştir. Çünkü asıl patron gelmiştir. Onun mutluluğu ve geleceği için o çift adeta kendilerini parçalar, çalışır...
Ancak günümüzün hastalığı boşanmalar bir çok aileyi tehdit ediyor. Hoşgörüyle ve gerçek sevgiyle eşler birbirine yaklaşmayı öğrenmediği sürece bu hastalık büyümeye devam edecek. Ancak hastalığın ilacı da açık ve net...
Sevgili okurlarım burada anlatmaya çalıştığım evlilik kutsal bir müessesedir.  Çiftler görevlerini yerine getirdikten sonra, karşılıklı anlayış ve saygı olduğu sürece, evliliklerin yürümemesi için bir sebep yoktur...

DEMİR KAPILAR

KAFESTE KALMIŞ KUŞLAR GİBİ 
KALEMİ KIRIK SUÇLAR GİBİ
SEVMEYİ SEVİLMEYİ BİLMEM
DEMİR KAPILARA SOR BENİ
HEP KARANLIKLARDA ARADIM 
GÜNEŞ IŞIĞI GÖRMEDİM  Kİ
SENİ ÖZLEDİM KOŞAMADIM Kİ 
DEMİR KAPILARA SOR BENİ
BİR GÜN KAPILAR AÇILACAK 
KAFESTEKİ KUŞLAR UÇACAK
BENİMDE GÜNEŞ IŞIĞIM OLACAK
DEMİR KAPILARA SOR BENİ SOR BENİ 

{ "vars": { "account": "G-2QLCV0JSK8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }