Hızla ilerleyen zaman, değişimin inanılmaz hızı her halde içinde bulunduğumuz çağın tanımı olsa gerek. Çoğu zaman ya kulak misafiri olmuşuz ya da kendi aramızda konuşmuşuzdur. Zamanın çok hızlı aktığından ve her şeyin inanılmaz bir şekilde değişiminden. Bilimde sanatta ekonomide tıpta siyasette yeni yönetim şekil ve stratejileri daha komplike bir düzen çıkarıyor artık karşımıza. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Değişimin önünde kimse duramıyor. Hatta devletler bile. Ama hala kısır döngü içinde kendini hapsetmiş lider ve devletler var. Dünyayı eski dünya sanıyorlar. İki yüzyıl hatta üçyüz yıl önceki yada ne bilim binlerce yıl öncesi düşüncedaşlarında ne gördüler ve okudularsa hala o kibir ve hırstan öte gidemeyen dar kalıplardan çıkamayan kibir abideleri dolaşıyor hem aramızda hemde dünyada. Hatta bunlar çok önemli konumlarda olabiliyorlar maalesef. Kimi zaman çok ünlü bir gazetede yazar, kimi zaman bir milletvekili ve maalesef kimi zamanda bir ülkeyi yönetebiliyorlar bu kibir abideleri. Aslında siz biliyorsunuz bunların kim olduğunu. Bence sorun ermeni meselesinden yada şu kibir abidesinden ibaret değil. Bu meseleler aslında hiç bitmeyecek belki Sarkozyler de bitmeyecek. Bu gün Sarkozy yarın başka bir isimle çıkıcak karşımıza. Bu gün sarkozy nin çırpınışlarının temelinde bence seçim kaygısı çok düşük bir yüzde. Hatta oranı da belli bence yüzde onbeş. Geri kalan yüzdelik çok büyük bir rakam. Yüzde seksenbeş gibi. Geri kalan seksenbeşlik dilim yukarıdaki başlığı temsil ediyor aslında. İnsanlık üzerine düşeni yapmazsa sarkozy ve onun gibi düşünen ve yaşayan kibir abideleri hiç bitmeyecek. Sayın Cumhurbaşkanımız sarkozy için bize karşı gizli bir kini var demiş. Var tabiî ki ama nedense hiç kimse olayı o açıdan incelemedi. Aşağı yukarı bütün görüşleri okudum. Genelde hep seçim stratejilerinden bahsedilmiş. Ben konunun temelinde başlıkta ki üç konuyla alakalı olduğuna inanıyorum. Keşke sarkozy kibir abideliğini bırakabilseydi de önce insan olmanın zevkine varabilseydi hatta biraz daha ileri gidip iyi bir insan olabilseydi her şeyden önemlisi. Tüm dünyanın ağzından ne kadar iyi bir insan kelimeleri dökülseydi onun için. Sonra sahibi olduğu dini başka dinlere ve milletlere rakip ve ayrıştırıcılık olarak değil de birleştirici olarak kullanabilseydi. Ha bu arada hangi dine ait olduğunu bilmiyorum meraklılarına. Bütün bunları başardıktan sonra zaten oy telaşı olmayan birilerinin oyuna muhtaç olmayan biri olarak halkının karşısına kimlik problemi olmayan biri olarak rahatça çıkabilir. Son söz olarak sarkozy ve onu yöneten kibir abideleri artık şunun farkına varmalılar. Zaman çok hızlı geçiyor. Değişimde inanılmaz boyutta. Yeni bir dünya kuruluyor. Bunun önünde durmak imkansız. Önce insan olacağız hatta iyi bir insan sonra başkalarının dinine saygıyı göstereceğiz. Ondan sonra sanatçı olmuşuz öğeretmen olmuşuz, profösör olmuşuz hatta Fransa devlet başkanı olmuşuz çok önemli değil. İnşallah günün birinde kibir abideleri kibirlerini bir kenara bırakırda gönül abideleri olarak karşımıza çıkar…..
Olur mu olurrr…