Merkezefendi ilçesi Hacıeyüplü Mahallesi'nde yaşayan 38 yaşındaki Bozkurt'un eşi Şahin Bozkurt, 7 yıl önce Didim'de denizde boğuldu. İki çocuğuyla yalnız kalan Bozkurt, engeline rağmen yılmayıp çeşitli işlerde çalıştı. Yakınlarından İŞKUR'un engellilere yönelik "Kendi İşini Kurma Hibe Desteği" programını öğrenen Bozkurt'un başvurusu, olumlu sonuçlandı. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'ndan da destek gören Bozkurt, bir bakkal dükkanı açtı. "Devletin kimseye sırtını döndüğünü zannetmiyorum" Bozkurt, AA muhabirine, eşini kaybettikten sonra devlet yardımıyla hayatını sürdürdüğünü ve çocuklarının da büyümesiyle bu yardımın yeterli olmamaya başlayınca bir arayışa girdiğini söyledi. Engellilere yönelik hibe desteğini duyduğunu ve başvurmaya karar verdiğini anlatan Bozkurt, "İlk önce çok düşündüm 'yapabilir miyim?' diye. Ben de bir proje hazırladım ve kabul edildi. Sonrasında 23 bin liraya yakın destek aldım. 20 gün önce de kendi marketimi açtım. Allah devlete zeval vermesin. Şu anda gerçekten durumu olmayan bir insanın devletin desteğiyle ayakta duracağına inanıyorum. Devletin kimseye sırtını döndüğünü zannetmiyorum. Ben çok faydasını gördüm ve çok memnunum." diye konuştu. Bozkurt, engelinin hayatına bir mani olmadığını ve çocuklarının eksiğini tamamlamaya çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Hayat her yerde engel koyuyor. Önemli olan bunları aşmak. Bunları aşarsanız zaten bir yere gelebiliyorsunuz. Devamlı engelini bahane edip 'ben bunu yapamam, edemem' demek doğru bir şey değil ve bu hayatı daha da zora sokuyor. İlk başlarda çok zorlandım. İyi ki yapmışım. 'Nasıl yapıyorsun?' diye şaşıranlar var. Toptancı arkadaşlar 'biz yıllardır bu işi yapıyoruz biz cesaret edemedik bravo' diyorlar. Uğraşmadan, emek olmadan yemek olmuyor. Bu gerçekten böyle. Daha kaliteli yaşamak istiyorsanız biraz kendinizden fedakarlık etmek zorundasınız. Ben böyle düşünüyorum." "Engelli de olsanız yine kendi başınıza ayakta durmak zorundasınız" Günün sabah namazıyla başladığını, akşam 8 gibi de eve girdiğini belirten Bozkurt, "Evde yemek işleri. Daha sonra çocuklarımın dersleriyle ilgileniyorum. Eşimi kaybettikten sonra tüm işler bana kalmıştı. Çok zorlandım. Hep pazara eşim giderdi. Mecbur ben gittim. Yolda giderken çok ağladım. Sonra ağlayınca pazar gelmedi, pazar arabası da gelmedi. Çocuklar da durmadı. O gün ağlamak yok dedim kendime. Hayata bakış açım değişti. Ömrünüzün sonuna kadar engelli de olsanız yine kendi başınıza ayakta durmak zorundasınız." değerlendirmesinde bulundu. Bozkurt, işinde başarılı olup çocuklarına güzel bir eğitim sağlayabilmek için mücadele edeceğini vurgulayarak, "Ben hem anne hem de babayım şu anda. Çocuklarıma veremediğim tek şey babalık sevgisidir. Onun dışında elhamdülillah hiçbir eksiklikleri yok. Burayı açmaktaki tek amacım geçim sıkıntısı değil de çocuklarımı daha iyi şartlarda okutmak. Daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlamaktı. Çocuklarım ufak tefek işleri dükkanda yapıyorlar." dedi.