Denizli Çevre Avcılık Atıcılık Spor Kulübü Başkanı Ekrem Emiroğlu, her geçen yıl daha da kirlenen Menderes Nehri’nde balık varlığının da yok olmaya başladığını söyledi. Eskiden Menderes’te bolca avlanan yayın ve yılan balıklarının günümüzde nehirde bulunmadığına dikkat çeken Kulüp Başkanı Emiroğlu, “Çeşitli sebeplerle kirlenen ve bir türlü önlem alınamayan Menderes Nehri’nde ne yazık ki balıkçılık bitme noktasına geldi. Üyelerimizin yüzde altmışı balıkçılıkla uğraşıyor. Ama doğanın kirlenmesi ve nehre dökülen fabrika atıkları balıkların yok olmasına neden oluyor. Yaşam alanları tahrik edildikçe balıklar ve doğa hayvanları yok olmaya devam edecektir” dedi. Menderes’te şu anda yenilemeyecek balıklar bulunduğunu vurgulayan Emiroğlu, “Nehirde şu anda sadece o kirliliğe adapte olan balıklar yaşamaktadır. Zaten o balıkları yakaladığınızda da kokudan yiyemezsiniz. Balıkların yok olmasında en büyük etken suların kirlenmesidir” diye konuştu

Taneli gübre doğayı zehirliyor

Kulüp olarak bakanlığı çok kereler yazı göndermelerine rağmen özellikle tarımda taneli gübre kullanımı yerine sıvı gübre kullanımına geçilemediğini vurgulayan Emiroğlu, “Özellikle tarımda kullanılan taneli gübre doğada yaşayan her kuşa zarar veriyor. Kuş onu yem olarak yiyor ve zehirleniyor. Ölen kuşu yiyen doğadaki diğer etçil hayvanların da ölümüne neden olarak zincirleme bir zehirleme sistemi oluşuyor” dedi. Ziraatta diğer ülkelerde kullanılması yasaklanan ağır zehirlerin ülkemizdeki kullanımının sürdüğünün altını çizen Emiroğlu, “Bu ilaçlardan zehirlenerek ölen bir çekirgeyi ya da sineği yiyen bir karga ve başka bir kuş ölüyor. Kuşları yiyen çakal ya da diğer etçil hayvanların ölmesiyle doğadaki hayvanların zehirlenmesi devam ediyor. Ama bu şekilde ölen hayvanların sorumlusu yine avcılar oluyor. Avcılıkta bir terim vardır kırk gün taban eti bir gün av eti denir. Her avcının gittiğinde bir av bulup vurması mümkün değildir” dedi.

Boş fişekleri doğada bırakmayın

Avcılardan avlandıkları bölgelerde arkalarında boş fişek bırakmalarını isteyen Kulüp Başkanı Emiroğlu, “Fişekler naylon ve pirinç madeninden yapılıyor. Bu maddeler uzun yıllar çürümeden kalabiliyor. Bu durum çevrede kalıcı ve sürekli bir kirlilik yaratıyor. Av fişeklerinde saçmalarda kurşundan yapıyor. Bazı ülkelerde çelikten saçma üretimi başladı. Ülkemizde de silah sanayisinin de desteklenmesi gerekiyor ve çelik saçma kullanılan tüfek imalatına geçilmesini istiyoruz. Kurşun bir zehir olmakla birlikte kalıcıdır. Yaralı olarak hayvan kaçtığında hayvanı zehirlemeye devam eder ve canlı ancak on gün yaşayabilir. Çünkü kurşun zehirlemeye devam eder. Avcılarımızdan arkalarında boş fişek bırakmamalarını çevreyi kirletmemelerini, doğaya saygılı olmalarını ve kurallarına görev av yapmalarını istiyoruz” diye konuştu.