MOSKOVA (CİHAN)- HSBC Rusya Genel Müdürü olarak göreve başlayan Hüseyin Özkaya, Türkiye ve Rusya bankacılık sektörlerini karşılaştırdı ve Rusya ekonomisinin geleceği ile ilgili düşüncelerini aktardı. Cihan Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Özkaya, HSBC’nin Rusya’da bireysel bankacılıktan çıkma gerekçelerini anlattı ve başında bulunduğu kurumunun Rusya hedefleri ile ilgili bilgiler verdi.

1962 Tarsus doğumlu olan Özkaya, Amerika’da master eğitimi aldı ve İngiltere’de de bir yıl kadar HSBC bankası bünyesinde çalışma imkanı buldu. 1989’dan bu yana HSBC bünyesinde farklı görevlerde bulunan Özkaya, 1995’te HSBC Türkiye’nin Kurumsal ve Ticari Bankacılık’tan sorumlu oldu. 2001’de Demirbank’ın TMSF’den alınmasında görev yapan Türk bankacı, 5 şubeli butik bir bankanın, 160 şube ile önemli bir banka haline geldiğini söyledi.

HSBC’nin Türkiye’ye 11 Eylül olaylarından 10 gün sonra 2001’de Demirbank’ı alarak giriş yaptığına değinen Özkaya, “O zor günlerde Türkiye’ye olan güvenin gösterilmesi açısından önemli idi. TMSF’ye 250 milyon dolar ödeyerek, Demirbank’ın şube ağını ve çalışanlarını devraldık. Şu an Türkiye’de HSBC 10 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaştı. 3 milyonun üzerinde müşterisi ve 330 civarında da şubesi var” dedi.

Türkiye ile birlikte HSBC’nin de büyüdüğüne dikkat çeken Türk bankacı, “Yabancı sermaye girişi açısından bu ilk adımdı. Bizden sonra diğerleri geldi. Bu karar banka açısından çok avantajlı oldu. Murabaha, İslami bankacılık yapma imkanımız var. Toplam hacimde yüzde 10 bu alanda çalışıyor. Uzun vadeli yurt dışı kaynaklı krediler bulabilme imkanına sahibiz” değerlendirmesinde bulundu.

RUSYA BANKACILIK SEKTÖRÜ TÜRKİYE’NİN İKİ KATI

Türkiye’nin 2001 sonrası dönemde ekonomik krizin yaşandığı yıllar hariç önemli bir sıçrama kaydettiğine değinen Özkaya, “Finansal kesimde şirketler büyüdü ve uluslararası büyüklüğe ulaştı. Türkiye’nin bankacılık sektörü 600 milyar dolar civarında. Rusya’nın ki ise 1,1 trilyon dolar. Ancak sunulan ürünler, bankaların yönetimi, rekabetin dağılımı ve verimlilik açısından Türkiye çok daha iyi. Türkiye’de hiç bir bankanın mevduattaki payı yüzde 20’inin üzerinde değil, Rusya’da ise sadece Sberbank mevduatın yüzde 50’sine sahip. İlk altı banka sektörün yüzde 65’ini oluşturuyor” karşılaştırması yaptı. Rusya’da kanuni alt yapının henüz tam olarak oturmadığını vurgulayan HSBC Rusya Genel Müdürü, binin üzerindeki bankadan 20’sinin gerçek anlamda bankacılık faaliyetlerinde bulunduğuna değindi.

KURUMSAL VE TİCARİ BANKACILIĞI TERCİH ETTİK

Rusya’da beş şube ile hizmet verdiklerini bunlardan sadece Moskova merkez ve St. Petersburg şubelerinin kalacağına değinen Özkaya, “Bireysel bankacılıktan çıkma kararı aldık. 18 milyon kilometrekarelik bir alanda çalışabilmek için şube sayısını artırabilmeniz gerekiyor. Oturmuş kanuni alt yapı yok. Çek ya da onun yerini alacak bir kanuni düzenleme de yok. Bu durumda bireysel yerine kurumsalı tercih ettik. Rekabet şansımızın yüksek olduğu bu alanda, son dört ayda bile önemli gelişme sağladık” şeklinde konuştu.

RUSYA KRİZ ŞARTLARINI GERİDE BIRAKTI

Rusya ekonomisinin kriz sürecini geride bıraktığını ve 2010’da yüzde 4 civarında bir büyüme gerçekleştirdiğini ifade eden Türk bankacı Özkaya, 2011 için öngörülen yüzde 5-5,5’lik büyüme hedeflerinin bir miktar gerisinde kalınabileceği öngörüsünde bulundu. Büyüme rakamlarında küçülme olduğuna değinen Özkaya, “Mevduat oranları yüzde 0,25 puan artırıldı. Daha fazla artırılması beklenmiyor. Büyüme korkusu, enflasyon korkusundan daha fazla anlamına geliyor. Ekonomik büyüklükte sorun varsa ve enflasyonda problem yoksa, o zaman faiz oranlarının değeri düşürülür” dedi.

Enflasyon rakamlarının Rusya’da yüzde 9’lara çıktığını, bu nedenle faiz oranlarının artırılması beklentisi olduğunu ifade eden Türk bankacı, “Faizlerin artması, enflasyonun büyümesini engellemek için. Bunu yaparsanız, bu sefer büyümeyi kısarsınız. Çünkü insanların yatırım yapma maliyetleri artar” vurgusu yaptı.
Rusya’nın ekonomik açıdan modernizasyonu sağlamasının ardından önümüzdeki 5-10 yıl içinde dünyanın önemli ekonomilerden biri olmasının kaçınılmaz olduğuna değinen Özkaya, “Petrol ve doğalgazın dışında su ve orman ürünleri gibi stratejik kaynaklar açısından da Rusya, neredeyse dünyanın üçte bir kaynaklarına sahip. Son iki yıldır krizin etkisi de azalıyor. Bu süreç devam ettikçe, yabancı sermayenin Rusya’ya ilgisi de artacak” öngörüsünde bulundu.

RUS ŞİRKETLER TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPACAK

Rusya’da bürokrasi, kanunların yabancı yatırımcıyı teşvik edecek boyutta olmaması, hizmet sektöründeki boşluklar ve bankacılık sektörü açısından da tecrübe eksikliği gibi bir kısım eksilerin olduğunu ifade eden Özkaya, “Tüm bu olumsuz şartlara rağmen Rusya dönüşüyor. Bu yönde Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in girişimi ile atılmış adımlar var. Rus şirketlerin yurt dışı tecrübelerinin arttığını düşünüyorum. Türkiye’de enerji ve bankacılık sektöründe önemli Rus yatırımları bekleniyor. Sberbank Türkiye’de yatırım planlıyor” dedi.

VİZELERİN KALKMASI CİDDİ BİR JEST

Rusya’nın yaklaşık 350 milyar dolar, Türkiye’nin de 150 milyar dolarlık bir ihracat rakamı olduğunu, toplamda 500 milyar dolarlık bir rakamda 5 yıl içinde 100 milyar dolarlık toplam ticaret hacmi hedefini siyasi olarak gördüğünü kaydeden Özkaya, “Bunun analitik yapısına bakmak gerekiyor. Siyasi olarak belirlenmiş bir hedef olabilir... Bu arada Rusya’nın da Türkiye’ye bir aylık süreli ziyaretlerde vizeleri kaldırmış olmasını çok ciddi bir jest olarak görmek gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
CİHAN