Denizli’de 37 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Ömer Bağcı, 10 yılda 15 bilgisayar kitabı yazdı. Yazdığı bilgisayar kitapları çeşitli üniversitelerde ders kitabı olarak ta okutulan Ömer Bağcı’nın 15 kitabı bu güne kadar 45 bin baskı yaptı. Yazdığı kitabın üniversitelerde ders kitabı olarak okutulduğunu bilmenin, kitapçılardan insanların kendi yazdığı kitapları satın aldığını görmenin çok ayrı bir duygu olduğunu anlatan Bağcı, “Ben Karadeniz Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü mezunuyum. Matematik öğretmeniyim ama hiç öğretmenlik yapmadım. Trabzon’da 1993-2001 yılları arasında kursiyer olarak başladığım bilgisayar kursunda, öğretmenlik ve müdürlükte yaparak bilgisayarın her şeyini öğrendim. Şuan müşterilerin istekleri doğrultusunda bilgisayar programları da yazıyorum. 2000 yılında Ankara’da bir yayın eviyle tanıştım. 10 yıldan bu yana da sürekli olarak bilgisayar kullanımı ve programı ile ilgili olarak, kitaplar yazıyorum. Bir kitabı 5 ayda yazıyorum. Yazdığım kitabın metnini Ankara’ya yayın evine gönderiyorum. Onlar kitabın grafiğini yapıp bana gönderiyor. Son kontrolü de yaptıktan sonra kitabım baskıya giriyor. Gelen talebe göre kitaplarım 2.3. ve hatta 4. baskıya girip seçkin kitapçılarda okuyucularla ve bilgisayar meraklıları ile buluşuyor. Yurt genelinde birçok üniversite de benim yazdığım kitaplar ders kitabı olarak öğrencilere okutuluyor” dedi.

Herkesin bilgisayar eğitimine ihtiyacı var

Bilgisayarla ilgili kitap yazmanın dışında bireysel ve kurumsal olarak bilgisayar kullanım eğitimleri verdiğini anlatan Bağcı, “17 yılda bin 500 kişiye bireysel olarak bilgisayar, 100’e yakın kurumda da çalışan bin kişiye bilgisayar kullanımı ve programları ile ilgili eğitim verdim. Bugün herkes bilgisayar kullanabiliyor, sayfa açıp, yazı yazıyor, internette geziyor ama eğitimsiz. Bence her Türk Vatandaşı mutlaka bilgisayar eğitimi alması ve teknolojik açıdan kendini çok iyi yetiştirmeli. Bizim eğitim ve öğretimden başka yapacak bir şeyimiz yok. Dünya devletleri bilgisayar eğitimine büyük önem veriyor. Benim bilgisayar eğitimi verdiğim yerlerde de en çok 40-50 yaş arası kursiyerler bilgisayarı merak ediyor. Bu yaş gurubunda bilgisayar öğrenme isteği daha fazla” dedi.

Bilgisayarı oturma odasına kurun

Anne ve babalara da çocuklarını zararlı sitelerden korumak ve bilgisayar bağımlısı olmasının önüne geçmek için uyarılarda bulunan Bağcı, “Ailelerimiz çocukları için satın aldıkları bilgisayarları derslerine daha iyi çalışsınlar, daha iyi konsantre olsunlar düşüncesi ile bilgisayarı çocuk odasına kuruyorlar, kapıyı da kapatıyorlar. Bilgisayarla baş başa kalan çocuk bir süre sonra meraktan veya arkadaş etkisi ile zararlı sitelere girmeye, internet bağımlısı olmaya başlıyor. Ders yerine bilgisayar oyunları ağırlık basıyor. Ailelerin bu durumun önüne geçmesinin tek yolu, bilgisayarın çocuk odasına değil de oturma odasına kurulmasıdır. Anne ve baba oturma odasını sürekli kullandığı için çocuğunu bilgisayar başında kontrol altında tutabilir. Odaya giriş ve çıkışlarda çocuğunun hangi sitede olduğunu görebilir. Kontrol altındaki çocuk zararlı sitelere giremez, internet ve bilgisayar bağımlısı olmaz” dedi.