Uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına maruz kalan 466 yardım gönüllüsü, önceki gece Türkiye'ye döner dönmez Adli Tıp Kurumu'nda kontrolden geçirildi. Saldırıda öldürülen 9 kişinin ilk incelemeleri tamamlanırken, hayatının baharında şehit olan 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın Adli Tıp raporu İsrail'in uyguladığı vahşeti gözler önüne serdi. Kurumun raporuna göre Furkan'a isabet eden 5 kurşundan dördü yakın mesafeden alnına sıkılmış. Diğer aktivistler de silahlarla vurularak şehit edilmiş. Hayatta kalanlarda ise işkence bulguları tespit edildi. Yardım gönüllülerinin vücutlarındaki darp izleri, kayıt altına alınmak için fotoğraflandı. Adli Tıp'ın bu raporu, Birleşmiş Milletler'in talebi doğrultusunda açılacak uluslararası soruşturmada Türkiye'nin elini güçlendiren deliller içeriyor. Ayrıca İsrail'in aktivistlere karşı sergilediği acımasız tutumla ilgili yeni bilgiler geliyor. Saldırıdan sonra ağır yaralıların ellerine kelepçe takan askerler bununla da yetinmemiş. Göğsünden yaralanan Fatih Kavakdan'ın yoğun bakımdayken hem ellerinin hem de ayaklarının kelepçelendiği ortaya çıktı.


Beş kurşundan dördü, yakın mesafeden başına sıkılmış

Gazze'ye götürülen yardım gemisinde hayatını kaybedenlerin cenazeleri uçakla Türkiye'ye geldi. Barış ve yardım için ayrıldıkları ülkelerine ceset torbası içinde geri dönen gönüllülerin cenazeleri Türkiye'yi yasa boğdu. Cenaze namazlarının kılınacağı Fatih Camii'nin avlusu tarihi günlerinden birini yaşadı. Avluyu taşıran kadın-erkek, genç-yaşlı binlerce kişi gözyaşı döktü. Tekbirler ve İsrail aleyhine atılan sloganlar eşliğinde cami avlusuna alınan İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Fahri Yaldız, Cengiz Songür ve Cengiz Akyüz ile Türk asıllı ABD vatandaşı Furkan Doğan'ın cenazeleri, masalarla artırılan musalla taşlarına konuldu. Türk bayrağına sarılı olarak getirilen 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın öldürülüşünü duyanlar ise feryat etti. Furkan'ın Adli Tıp raporu İsrail'in uyguladığı vahşeti çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Sıkılan beş kurşundan dördü yakın mesafeden alnına isabet etmiş.

Lise son sınıf öğrencisi olan Furkan, üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Doğum yeri Amerika olduğu için Amerika vatandaşı da olan Furkan, gitmeden önce annesi, babası, kardeşleri, dedesi ve okul arkadaşlarından helallik istemişti. Ailesi ile yaşadığı Kayseri'nin Bahar Caddesi üzerine dev Türk ve Filistin bayrakları asıldı. Doğan ailesinin fertleri olayları televizyondan takip ederken öğretim üyesi olan baba Ahmet Doğan ise İstanbul'a gitti. Furkan'ın ağabeyi Mustafa Doğan, "Kardeşim çok temiz ve güler yüzlü birisiydi. Şehit olduğu haberini aldığımızda üzülmedik. Çünkü kardeşimiz peygamberlerden sonra en yüksek mertebe olan şehitlik mertebesine ulaştı. Hepimiz onun için duacıyız." dedi. Mustafa Doğan, kardeşinin sürekli Filistin ve Gazze'de yaşayan insanların sıkıntılarıyla dertlendiğini belirtti.

Dedesi Mustafa Doğan, sabah namazı sonrasında uğurladığı torununun şehit haberiyle üzüldüklerini anlattı. Dede, "Burada sınavlara hazırlanıyordu ve Yabancı Öğrenci Sınavı'na girmişti. Hedefinde yurtdışında eğitim almak vardı." dedi. Rifat Hisarcıklıoğlu Fen Lisesi son sınıf öğrencisi olan Furkan Doğan'ın sınıf arkadaşı Mustafa Kıranatlı ise arkadaşının gitmeden önce helallik istediğini gözyaşları içinde anlattı. Öğretmenleri de sınav sonucuna göre Furkan'ın tıp fakültesini tercih edeceğini ve en çok da diş hekimi olmak istediğini aktardı.

Furkan Doğan'ın cenazesi Kayseri'de Hunat Camii'nde kılınacak cuma namazının ardından aile mezarlığında toprağa verilecek. Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden Diyarbakırlı Ali Haydar Bengi'nin ise göğsünden vurularak öldürüldüğü tespit edildi. Şehit olan 43 yaşındaki 4 çocuk babası itfaiye memuru Fahri Yaldız'ın Adıyaman'daki evinin balkonuna Türk ve Filistin bayrakları asıldı. Fahri Yaldız'ın kardeşi Habip Yaldız, "Kardeşim bu filoya 'illaki şehit olacağım' diye binmişti. Bizi üzdü ama kendisi amacına ulaştı." dedi. İskenderun İnsani Yardım Derneği üyesi olan Cengiz Akyüz'ün de ölüm haberi evine kor ateşi gibi düştü. Akyüz'ün çocukları Erva Kardelen (9) Furkan (14) ve Beyza (12) da babalarının ölüm haberi ile yıkıldı. Akyüz'ün acılı eşi Nimet Akyüz, "Söylenecek fazla bir şey yok. En büyük acımız onu özleyecek olmamız. Eşimin en büyük isteği Gazze'ye gitmekti. Her şey o kadar açık ki üzülmüyoruz, sadece onu özlüyoruz." diye konuştu.

adli tıp raporu, işkenceyi doğruladı

Gönüllüler önceki gece Türk Hava Yolları'na ait 3 uçakla İstanbul'a getirildi. 466 gönüllü Adli Tıp Kurumu'nda tek tek kontrolden geçirildi. Adli Tıp Kurumu'nun ilk raporuna göre, hayatlarını kaybeden 9 kişi ateşli silahlarla vurularak öldürüldü. Cesetler üzerinde ayrıca kimyasal inceleme de yapıldı. Müdahale sırasında hayatta kalanlarla ilgili yapılan incelemelerde ise işkence bulguları tespit edildi. Yapılan fiziksel ve psikolojik incelemelerde gönüllülerin vücutlarındaki darp izleri tek tek tespit edilerek, kayıt altına alınmak için fotoğraflandı. Daha sonra hazırlanan rapora dahil edildi. Hastalara ayrıca zehirlenmeleri ihtimaline karşı toksikoloji testleri de yapıldı. Adli Tıp'ta incelemeden sonra kurşun yaralanması ve vücudunda fazla darp bulunan 27 kişi İstanbul'daki hastanelere kontrol altına alınmak için sevk edildi. Gelenlere en kısa sürede bakılması için Adli Tıp Kurumu'ndaki uzmanlar ile İstanbul'daki hastanelerde doktor ve hemşire takviyesi yapıldı.