Oysa ki, Nişasta bazlı tatlandırıcılar (glikoz-fruktoz şurubu), kimyasal işlemlerden geçirilerek elde ediliyor. Bu nedenle birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalınıyor.

Uzmanlara göre, Mısırın doğasında şeker olmadığı için mısır nişastasının işlemlerden geçirilmesiyle mısır şurubu elde edilir.

Nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz fruktoza dönüştürülür. Mısır şurubu; ortalama yüzde 80 oranında fruktoz, yüzde 20 oranında glikozdan oluşur ve bu oranlar değişkenlik gösterir. Şeker pancarından üretilen şekerin ise katkı maddesine ihtiyacı yoktur çünkü bu ürünlerden elde edilen şekerler, doğada var olduğu şekliyle; yani karbon bağ yapısına hiçbir müdahalede bulunulmadan soframıza geliyor.

HASTALIKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Glikoza göre daha kuvvetli bir tatlandırıcı olan fruktoz emilerek karaciğere geldikten sonra metabolize edilmek için insüline gerek duymaz ve hızla trigliseride dönüşerek yağ olarak depolanır. Fruktozu diğer şeker türlerinden daha kötü yapan özelliği, vücutta insülin seviyesini yükseltmemesidir. Fruktoz insülin seviyesini yükseltmediği için diğer şekerlerin verdiği tokluk hissini vermez. Bu nedenle aşırı miktarda içecek ve yiyecek tüketiriz. Böylece artan şişmanlık sorunuyla beraber obezite, diyabet, kalp-damar rahatsızlıkları, siroz, pankreas kanseri, kolesterol gibi hastalıklarla karşı karşıya kalınıyor.

Neden şeker pancarından üretilen değil de nişasta bazlı şeker kullanılıyor?
Nişasta bazlı şeker; ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, meşrubat, şekerleme, hazır meyve suyu, çikolata, gofret, hazır puding, kek, hazır çorba gibi pek çok gıdanın üretiminde kullanılıyor. Üreticiler, şeker pancarından üretilen şekerden daha ucuz maliyetli ve normal şekerden çok daha tatlı olduğu gerekçesiyle mısır şurubunu tercih ediyor.