HABERDENİZLİ.COM

Tavas Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Musa Şanlıalp, hipertansiyonun (yüksek kan basıncı); kalp ve damar hastalıkları, inme, görme kaybı ve böbrek hastalıklarına sebep olabilen çağımızın sık görülen hastalıklarından birisi olduğunu söyledi.

Şanlıalp, hipertansiyona bağlı gelişen bu istenmeyen durumların temelinde tuz kısıtlamasına uyulmaması ve diyetle fazla tuz alınması yattığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Günlük alınması önerilen en fazla tuz miktarı 5 gr ve altıdır. Ancak ülkemizde ortalama kişi başına 18 gr tuz tüketildiği tespit edilmiştir. Diyetle fazladan alınan tuz sadece hipertansiyonu olan hastaların değil tüm bireylerin kan basıncının yükselmesine yol açmakta; halihazırda tansiyonu yüksek olmayan bireyleri gelecekte birer hipertansiyon hastası adayı yapmaktadır. Yani tuz tüketimimin azaltılması toplumun tümüne önerilmelidir. Ayrıca tuz kısıtlaması hipertansiyonu olan bireylerde tansiyonu kontrol altına almaya yardımcı olmakta kullanılan ilaçların etkinliğinin de artmasını sağlamaktadır” dedi.

“Tuz Oranı Yüksek Hazır Gıda Tüketiminden Kaçının”
Diyetle alınan tuzun önemli bir kısmını işlenmiş gıdalar ve içecekler oluşturduğunu belirten Şanlıalp, bu nedenle hazır gıdalardan uzak durulması gerektiğini dile getirdi.

Şanlıalp: “Farkında olmadan yediğimiz besinlerde zaten 5 gr’a yakın tuz bulunduğu için sofralardan tuzluklar kaldırılmalıdır. Özellikle hazır gıda üreten firmaların gerekli önlemleri alması sağlandığında tuz kısıtlaması konusunda önemli bir adım atılmış olacaktır. Tuz kısıtlamasının yanı sıra yaşam tarzı değişikliği de hipertansiyonun kontrol altına alınmasında önem taşımaktadır. Bilindiği üzere kilo verilmesi ve düzenli egzersiz yapılması da tansiyonun düşmesine katkı sağlamaktadır. Özetle fazla tuz tüketen bir toplum olarak tükettiğimiz tuz miktarını azaltmalı ve bunu sağlıklı yaşam tarzı ile desteklemeliyiz. Tuz kısıtlaması ile hem hipertansiyonun görülme sıklığının (Ülkemizde görülme sıklığı yaklaşık % 25) artmasını engelleyebilir hem de hipertansif hastaların tansiyonlarının kontrol altına alınma oranlarını artırabiliriz. Yaşam tarzında yapılacak küçük ama önemli değişiklikler daha sağlıklı bir toplumun temelini oluşturacaktır” şeklinde konuştu.