halk arasında zatürre (Pnömoni’nin) olarak bilindiğini ve kısaca akciğer dokusunun iltihaplanması olan bir hastalık olduğunu belirterek, “bu hastalık en başta bakteriler ve mikroorganizmalarla meydana gelir ancak mikroorganizmaların dışında farklı nedenlerle de meydana gelebilir. Hasta kişilerden sağlam kişilere de bulaşabildiği gibi,şahsın kendi üst solunum yolundaki mikroorganizmaların veya mikropların daha aşağıya alt solunum yoluna inmesiyle bu oluşabilir.”dedi.

Pnömoniye zemin hazırlayan grip vb. üst solunum yolları hastalıklarının çok bulaşıcı olduğunu ve, hapşırma, öksürük, tıksırık gibi damlacık enfeksiyonu ile yayılabildiği gibi,enfekte elle, tokalaşma veya eşyaların ortak kullanımı ile yayılabildiğinin altını çizen Uzman Dr.Avkan, zatürrenin, yüksek ateş, üşüme, titreme, göğüs ağrısı, kas ağrıları,öksürük, balgam çıkarma, balgamın kirli paslı renkte veya kanlı olabilmesi, iştahsızlık, halsizlik, bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi şikayetlerle kendini belli ettiğini söyleyerek,”böyle belirtiler olduğunda mutlaka en kısa sürede doktora başvurulması gerektiğini,iyi bir fiziki muayene ve tetkiklerle tanının konulabileceğini” belirtti.

Cerrahi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı, erken tanının önemine dikkat çekerek; ” ağır olmayan vakalar, evde de uygun  ilaç ve istirahatle tedavi edilebilir. Ancak bazı risk faktörleri var ki, kişinin koah,kalp yetmezliğinin olması, astım gibikronik, bilinen bir hastalığının olması (akciğer, kalp, diyabet, herhangi bir kan hastalığı) halinde mümkünse hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir.Ancak ilerlemiş vakalarda, ek hastalığı verisk faktörleri olanlarda hastalık ağır, hatta ölümcül seyredebilir. ”dedi.

Uzm.Dr.Nurşen Avkan, öncelikle pnömonioluşumunu kolaylaştıransigara, alkol, ağır yorgunluk, efor gibi faktörlerdenkaçınılması gerektiğini söyleyerek, “ hijyene özellikle dikkat edilmeli, hapşırırken elle değil kolla korunmalı, başkasının elini  sıkmamalı, ek kronik hastalık varsa mutlaka tedavi ve kontrolleri yapılmalı,koah varsa periyodik kontrollerine gitmeli, astım, diyabet varsa tedavisi düzgün şekilde yapılmalı,grip salgını sırasında kapalı kalabalık ortamdan kaçınılmalıdır.” şeklinde uyarılarda bulundu.

Aşıda yumurta ve lateks allerjisi olanlar dikkat!
Uzman Dr. Nurşen Avkan, Eylül-Ekim aylarında yapılan grip aşısının %85 koruyuculuk sağladığını söyleyerek, “bu aşı yaklaşık 6 ay ile 1 yıl süresince koruma sağlıyor.Özellikle riskli gruplara önerilen pnömoni aşısı da 5 yıl koruma sağlıyor ancak sağlam kişiler de yaptırabilirler.Aşı konusunda da yumurtaya allerjisi olanların dikkat etmesi gereken önemli bir husus var; çünkü grip ve zatürre aşıları yumurtalı besi yerlerinde üretildiklerinden 
,yumurta alerjisi olanlara yapılması sakıncalıdır. Ayrıca lateks alerjisi de varsa dikkat edilmesi lazım.Birçok organizma pnömoni yapıyor ancak en sık yapan, streptococcuspnömoni için aşıya hazırlanıyor, özellikle yüksek riskli gruplara aşıyı mutlaka öneriyoruz.
Bağışıklık sistemi normal ama kronik hastalığı olanlarınörneğin; koah, alkolizm, diyabet, kalp sistem hastalığı; ayrıca, dalağı ameliyatla alınmış, kan hastalığı, kronik böbrek hastası, organ nakli olan, ev taşıyıcıları, 65 yaş üstü gibi bağışıklık sistemi bozuk olanlar da mutlaka aşı yaptırmalılar.”dedi.