Denizli Devlet Hastanesi Konferans Salonu’nda hastane çalışanlarına yönelik “Kalp Damar Hastalıkları ve Korunma Yolları” konulu oturumun ikincisi gerçekleştirildi.

Konferans Salonu’nda ikincisi düzenlenen etkinlikte, Denizli Devlet Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Kadir Gökhan Saçkan, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Öztürk ve Diyetisyen Erol Aktay, “Kalp ve Damar Hastalıkları” konusunda hastane çalışanlarını bilgilendirdiler. İlk olarak Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Öztürk, kalp ve damar hastalıklarının oluşumuna, görülme sıklığına ve nedenlerine dikkat çektiği oturumda şunlara değindi: “Dünyada tüm ölüm nedenleri arasında birinci sırada kalp-damar hastalıkları yer almaktadır. DSÖ verilerine göre yılda 17,5 milyon kişi kalp-damar hastalıklarından ölüyor. Türkiye’de ise yaklaşık 200.000 ölüm gözleniyor. 2035 yılına kadar ölüm hızının 2-3 kat artması bekleniyor” dedi. Kalp-damar hastalıklarının erkeklerde %44,4, kadınlarda %36,2 oranlarıyla birinci sırada ölüm nedeni olduğunu belirten Öztürk, son yıllarda kadınlarda da kalp-damar hastalıkları görülme sıklığının ve buna bağlı olarak ölüm hızının giderek arttığını söyledi. Öztürk, kalp-damar hastalıklarının nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Yaş, cinsiyet, genetik, hipertansiyon, kolesterol hastalığı, diyabet, obezite, düzensiz beslenme, fast food alışkanlığı, hareketsiz yaşam ve sigara içimi kalp-damar hastalıkları açısından risk oluşturan etmenlerdir. O yüzden bu risk faktörlerini taşıyan kişiler vücudun bir belirti vermesini beklemeden, mutlaka belirli aralıklarla kontrollerini yaptırmalıdır” diye konuştu.



“Hastanemizde tedavi seçeneklerinin hepsi mevcut”

Oturumda konuşmacı olarak yer alan bir diğer isim olan Denizli Devlet Hastanesi Yöneticisi Op. Kadir Gökhan Saçkan, son dönemde hastaneye başvuran kalp krizi vakalarında yaş oranlarının düştüğünü gözlemlediklerini vurgulayarak kalp-damar hastalıklarında uygulanan tedavi yöntemlerini anlattı. Saçkan, “Edindiğimiz deneyimler ve gözlemler sonucunda özellikle belli bir yaş sınırı üzerinde beklediğimiz kalp krizlerini, geçen dönemlere oranla 34-39 yaş arasında görmeye başladık” dedi. Ve ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kalp-damar hastalıklarının tedavi yöntemleri hakkında şunları söyledi: “Hastanemizde tedavi seçeneklerinin hepsi var. Medikal tedavi, Kardiyoloji Bölümü doktorları tarafından hastalarımıza düzenleniyor. Bir üst basamağa geçtiğimizde hastalarımıza cerrahi işlem; balon, stent işlemleri yapabiliyoruz. Yine by-pass ameliyatlarımızı yapabiliyoruz. Tabii kalp hastalıklarında, açık kalp cerrahisi, hastanemizde sadece by-pass ile sınırlı değil. Mitral kapak replasmanı, aort kapak replasmanı, aort diseksiyonları, aort anevrizma ameliyatları, kapak + kombine ameliyatlar, vitrin kalp dediğimiz kalbi durdurmadan by-pass yöntemleri, yine by-pass yöntemleri kullanılarak da tamamı yapılmakta. Fakat bunların her biri bir seçenek değil, hepsi beraber anlam taşıyan işlemlerdir” dedi.

“Tek başına obezite kalp krizi nedeni olabilir”

Son olarak söz alan Diyetisyen Erol Aktay ise kalp-damar hastalıklarından korunmada beslenmenin büyük etkisinin olduğunu söyledi. Aktay: “Kalp sağlığı ile doğrudan ilintili olan Tip 2 Diyabet, yüksek kolesterol ve kan yağlarının yüksek seyretmesi gibi beslenmemizle direkt alakalı kalp sağlığını etkileyen durumlar söz konusu. Fakat son araştırmalara baktığımızda bunlardan bağımsız olarak tek başına obezitenin %7 oranında ölümle sonuçlanan kalp krizlerine neden olduğu görülmüş. Bu riskleri azaltabilmek adına, yeterli ve dengeli beslenmeyi içeren doğru beslenme alışkanlıklarını kazanmak, koroner kalp hastalıkları, şişmanlık ve hipertansiyona karşı bizleri koruyacaktır. Beslenmemizde toplam yağ tüketimi enerjinin %30’ unu geçmemelidir. Beslenmemizde doymuş yağları azaltmalı, doymuş yağlar yerine doymamış yağları seçmeliyiz. Eğer kalp damar hastalığı risk faktörleri varsa, günlük kolesterol alımımızı 300 mg’ın altına indirmemiz gerekir. Beta karoten, vitamin A ve vitamin C gibi antioksidan vitaminleri yüksek oranda içeren sebze ve meyvelerin tüketimini arttırmalıyız” diye konuştu.