Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Denizli Şubesi Gıda ve Tarım Sektör Kurulu Toplantısı, Sektör Kurulları Başkanı Akif Uygun Başkanlığında, Sümer Süt ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya MÜSİAD Denizli Şube Başkanı İsmail Biltekin, Yönetim Kurulu üyeleri ve Gıda-Tarım Sektörü üyeleri yoğun ilgi gösterdi. Toplantıda Sektördeki mevcut sorunlar, çözüm önerileri ve izlenmesi gereken politikalar ele alındı. 

Toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Denizli Şube Başkanı İsmail Biltekin “Gıda ürünleri taklit ve tağşiş olaylarının artarak devam ettiği bir sektör. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, et, süt ürünleri, bal, zeytinyağı gibi gıda maddelerinde yapılan hileli uygulamalar kamuoyu ile paylaşılıyor olsa da, hileli uygulamaları farklı isimler altında devam ettiriliyor. Kayıtlı üretim yapmayan, “merdiven altı” olarak tabir edilen üreticilerin insan sağlığını hiçe sayan ürünleri için denetimlerin sıklaştırılması ve ağır cezalar uygulanması gerekiyor. Tamamen bitkisel olduğu iddia edilerek gıda ürünlerine karıştırılan maddeler yetişkin ve çocuk sağlığını tehlikeye atmaktadır.” İfadelerini kullandı.

Sümer Süt Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Koyuncuoğlu, yurdışından ithal edilen, yoğun katkı maddeleri ile desteklenmiş süt ürünlerinin en az terör kadar tehlikeli olduğunu söyledi. Koyuncuoğlu, bu tür ürünlerin çocukların bağışıklık sistemlerini, kemik ve beden gelişimlerini etkilediğini, obezite gibi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti. 

Toplantıda görüşülen konular ve öneriler aşağıdaki şekildedir;

1- Anne ve babalara yönelik, süt ve süt ürünleri konularında eğitim ve seminerler yapılmalıdır. İşlenmiş süt ürünleri konularında içerdiği maddeler hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Özellikle meyveli ve aromalı süt ürünleri konularında ciddi bir bilgilendirme çalışması yapılmalıdır.
2- Hileli üretim yapan firmaların tespit edilmesi için denetimlerin nitelikli yapılması gerekmektedir. Yurtdışından ithal edilen ve üretici ülkenin standartlarına göre yapılandırılan makineler yerine yerli üretim makinalar kullanılmalı. Test kriterleri ülkemizin standartlarına göre yapılandırılmalı.
3- Teknolojinin ilerlemesi ile katkı maddeleri çeşitlenmiş, “tamamen bitkisel” olduğu iddia edilerek süt ve süt ürünlerine karıştırılmaktadır. Tespit edilme oranının düşük olduğu bu kimyasal maddeler ile gıda ürünlerinde tağşiş yapılmaktadır. İşlenmiş ve katkı maddeleri eklenmiş süt ürünleri yerine “günlük üretim” ürünler tercih edilmeli.
4- Çiğ sütün ömrü 18 saattir. Büyük fabrikalar çeşitli noktalardan sütleri toplayarak işleme merkezlerine nakletmektedir. Bazı firmalarda bu nakil işlemi 18 saati aştığından katkı maddeleri eklenmekte, fakat piyasaya sürüldüğünde katkısız doğal olduğu iddia edilmektedir. Bu tür ürünlerin periyodik olarak denetlenmesi ve güvenilir şirketlerinin ürünleri tercih edilmelidir.
5- İthal edilen gıda ürünlerinin bazılarına 80 dereceye kadar dayanabilecek katkı maddeleri eklenmektedir. Bu ürünlere eklenen katkı maddeleri çocuk ve yetişkinlerin metabolizmalarını etkileyecek zararlı maddeler içermektedir. Bu ürünleri tespit edilerek yasaklanması gerekmektedir.
6- Süt üretimi ve hayvancılık alanında verilen desteklerin süt işleme tesisleri içinde uygulanması, bu tesislere daha fazla destek verilmesi gerekmektedir.
7- Süt işleme tesisleri için hazırlanan yönetmelikler uygulamada karşılık bulmamaktadır. Hazırlanan kanunlar, bürokratik engeller ile bir araya geldiğinde kayıtlı üreticiler için yük getirmektedir. 
8- Tarım arazilerinin küçük ve parçalı olması sebebiyle üretim maliyetleri artmaktadır. Tarım arazilerinin toplulaştırılması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
9- Tarım ve hayvancılık sektörü geleceğin yatırım yapılabilir sektörlerindendir. Organik tarıma yapılan yönlendirmeler sağlık açısından önem arzetmesine rağmen, tohum ve fidan gibi maddelerin ithal edilmesi nedeniyle güvenilirlik anlamında şüphelere neden olmaktadır. Organik üretim yapılacak ürünlerin genetiği ile oynanmamış şekliyle tohum ve fidanlarının Türkiye’de üretimi desteklenmelidir.
10- Kanun yapıcıların sektör konusunda bilgi sahibi olmaları elzemdir. Örneğin üretim kaydı olmayan, “Merdiven altı” olarak tabir edilen üreticilerin tespit edilmesi halinde verilen ceza 1.200 TL olmasına rağmen, kayıtlı üreticiler için en küçük ceza 14.000 TL’den başlamaktadır. Sektördeki ceza hükümlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.