Türk Dermatoloji Derneği üyesi uzmanların saç sağlığının bozulmasının ve erken aklaşmanın, vücuttaki farklı hastalıkların belirtisi olabileceğini söyledi. Saç beyazlamasının, yaş ve genetik faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan kıl folliküllerindeki melanosit kök hücre kaybıyla ilgili doğal bir süreç, bu durumun genelikle her geçen gün ilerleyerek arttığını ve kalıcı olduğunu vurguladı.

Saçlarda beyazlama ile bazen çok erken yaşlarda, hatta çocukluk çağında bile karşılaşılabildiğine dikkati çekerek bunun "erken beyazlanma" ve "prematür beyazlanma" diye isimlendirildiğini anlattı. Ağarmanın kronolojik yaş, ırk ve cinsle yakından ilgili olduğuna işaret eden Şanlı "Genellikle beyaz ırkta 30’lu yaşlarda, siyahi ırkta 40’lı yaşlarda başlar.

Yapılan çalışmalarda 50 yaş üzerindeki insanların yüzde 6-23’ünde saçların yüzde 50’sinin beyazlaştığı görülmüştür. Saçlarda erken beyazlaşmaysa beyaz ırkta 20 yaş altı, Asyalılarda 25 yaş altı, Afrikalılarda ise 30 yaş altı olarak kabul edilmektedir" bilgisini verdi.
Saçların erken beyazlamasında genetik faktörlerin etkili olduğunun "Ancak bazı sistemik hastalıklar veya deriyle ilgi hastalıklar da saçlarda erken beyazlanma yapabilir. Vücut derisinin rengini oluşturan maddenin (pigment) kaybı nedeniyle, cildin beyazlaşması şeklinde seyreden bir hastalık olan vitiligo, erken yaşlanma sendromları, tiroid bezinin yeterli çalışamamasıyla ortaya çıkan hipotiroidi gibi hastalıklarda görülebilir. Son yapılan çalışmalar, erken saç beyazlamasının genç yaştan itibaren sigara içenlerde görülebildiğini ortaya koydu. Bunun dışında kalp damar hastalıklarına yatkınlığın ve yine osteopeni denilen kemiklerde zafiyetin bir belirteci olabileceği de saptandı."