Denizli Devlet Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Halil Serdar Aslan, son yıllarda hastaların tanı ve tedavilerini kolaylaştırıcı etkisi büyük olan ve sadece bazı sağlık kurumlarında uygulanan girişimsel radyoloji hakkında bilgi verdi. Girişimsel radyolojinin, anjiyografi, ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerini rehber olarak kullanarak, ameliyatla yapılan tedavileri ameliyatsız yapan bölüm olduğunu belirten Radyoloji Uzmanı Dr. Halil Serdar Aslan, bu işlemlerin cerrahiye göre avantajlarını anlattı. Aslan, “Anjiyografi, bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri eşliğinde ciltteki küçük bir kesiden veya damar içinden özel iğne, tel, kataterler kullanılarak yapılan tanı ve tedaviye yönelik işlemler olan girişimsel radyoloji, hastalıkların tanı ve tedavisinde hastaya en az zarar vererek sonuca ulaşmayı amaçlayan bilim dalıdır. Günümüzdeki modern tıbbın ulaştığı imkanlar sayesinde hastalıkların erken tanı ve tedavisinde mümkün olan en az zarar girişimsel radyolojik işlemler ile mümkündür. Bu işlemler cerrahiye göre çok daha az invaziv yöntemler kullanarak, tedaviyi yönlendirir ve genellikle hastalar için daha kolaydır. Çünkü geniş kesiler yoktur, daha az ağrı, risk ve daha kısa iyileşme zamanı ile işlemler tamamlanır. Ameliyatla karşılaştırılırsa girişimsel işlemler, genellikle anestezi (narkoz) gerektirmez, sadece bir iğne deliğinden yapılır. Vücutta bıçak izi olmaz, hastalar genellikle aynı gün evine gönderilir. İşlemler daha kolaydır ve işleme bağlı riskler daha azdır. Normal hayata dönme süresi çok daha kısadır’’ diye konuştu.
Radyoloji Uzmanı Dr. Halil Serdar Aslan, girişimsel radyolojik işlemlerin damarla ilgili ve damar dışı organlarla ilgili olarak iki büyük gruba ayrıldığını vurgulayarak, “Damarla ilgili girişimsel radyolojik işlemlerin en sık yapılanı; tanısal klasik kasık anjiyografidir. Ancak asıl önemli olan kısmı anjiyografi teknikleri kullanarak yapılan tedavi edici işlemlerdir. Bunlar genel olarak daralmış damarların açılmasını (Balon anjioplasti (PTA) ve Stentleme) veya hastalıklı damarların kapatılmasını (Embolizasyon), kanserli organlara ilaç verilerek damarını kapatılması, kanser hastalarımın ilaçlarını daha kolay almaları için port takılması ve diyaliz hastalarına katater takılması gibi işlemleri içerir’’ ifadelerini kullandı.
Girişimsel radyolojinin son yıllarda uygulama alanının arttığını ifade eden Uz. Dr. Aslan, ‘’Girişimsel Radyoloji yüksek teknolojili radyoloji cihazları ve deneyimli personel gerektirdiğinden günümüze kadar üniversite hastanelerinde uygulana gelmiştir. Hastanemizde bu anlamda tüm donanım mevcut olup Türkiye Kamu Hastaneleri arasında ilklere öncülük ederek yukarıda tanımlanan tüm girişimsel radyolojik işlemler giderek artan oranda yapılmaktadır. Hastanemizde diğer kliniklerden konsültasyon ile ayaktan başvurularda ise doğrudan girişimsel radyoloji polikliniğine hasta kabulü mevcuttur. Vasküler girişimsel radyolojik işlemlere artan farkındalık sayesinde yakın zamanda ikinci anjiografi ünitesi hizmete açılacaktır. Böylelikle hastanemiz bu alanda daha hızlı ve etkin olarak bölgemize hizmet verecektir” şeklinde konuştu.