Tin, “Geçmişe dönüp bir bakın. Nereden nereye gelmişiz” mesajı verdi. Başkan ayrıca şehit haberleri nedeniyle herhangi bir kutlama yapılmayacağını da duyurarak, cumartesi günü Acıpayam’da tüm şehitlerimiz için mevlid okutulacağını açıkladı.
 

14 Ağustos 2001 tarihinde Şimdiki Cumhurbaşkanımız, Kurucu Liderimiz Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde halk hareketi olarak kurulan ve 13 yılda ülkemize çok önemli hizmetler kazandıran Adalet ve Kalkınma Partimiz, 14. yaşını geride bırakmıştır.
Geçen 13 yıllık sürece bakıldığında, önümüze konulan tüm zorluklara tüm haince planlara rağmen halktan aldığı güç ile oyunlara ve planlara karşı koyan ve milletinden başka hiç kimseye güvenmeyen partimiz, girdiği 9 seçimden lider ve birinci parti çıkarak bu günlere kolay gelmemiştir.
Türk Demokrasi tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bir şekilde kurulduğu günden ilk girdiği seçim olan 3 Kasım 2002’den, 7 Haziran 2015 seçimlerine kadarki süreçte tek başına iktidar olan, ülkemizi Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş muasır medeniyet seviyesine sözde, sloganlarla değil, icraatları ile hayata geçirerek, gerçek manada Atatürkçülük yapmıştır.

Partimiz, göz dolduran hizmetleri hayata geçirirken de en büyük desteği parti teşkilatlarından almıştır. Gecesini gündüzüne katarak çalışan, en kılcal damarlarımızdan üyelerimizden başlamak üzere sandık başkanları ve yönetimleri, mahalle başkan ve yönetimleri, ilçe kadın ve ilçe gençlik kollarımızla, il yönetimimizle ilçe belediye başkanları ve meclis üyelerimizle, büyükşehir belediye başkanımızla ve milletvekillerimizle Türkiye’nin guru Nihat Zeybekci ile birlikte ülkemizde övgü ile bahsedilen hizmetler bir bir hayata geçmiştir. Bu gelişmelerin ardından Türkiye’nin siyasi ve ekonomik durumu, 2002 öncesi ve 2002 sonrası diye iki aşamada değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Türkiye’nin daha önceki durumunu çok iyi bilen, Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Genel Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve ekibine inanan vatandaşlarımız, her ne şartta olursa olsun, bizlerin arkasında durmaktan hiçbir şekilde kaçınmamışlardır.

Türkiye’miz, AK Parti ile birlikte 14 yıl önce içinde bulunduğu bataklık ve keşmekeşlikten çıkartılıp bugün istikrarlı bir ekonomiye, siyasete, büyümeye sahip konuma geldi. 14 yılda Dünyanın gelişmiş ilk 20 ülkesi içinde 16. sıraya, Avrupa’da da gelişmiş 25 ülkeden 6. sıraya yükselmiştir.
Yıllardır IMF yüzünden beli bükülen, kemer sıkmak zorunda kalan, karnelerle alışveriş yapmak zorunda bırakılan vatandaşlarımız, bu ızdıraplardan kurtarılmıştır.
Birilerinin yıllardır laf olarak söylediği “IMF ülkemizden defol” sloganını fiili olarak hayata geçirmiş, Türkiye, IMF’ye borç veren ülke haline gelmiştir.

Öte yandan hastanelerde sedye olmadığı için yerlerde yatırılan, sosyal güvencesi olmadığı gerekçesi ile hastane kapılarından döndürülen, ilaç bulabilmek için kuyruklarda beklemek zorunda kalan insanlarımız bu süreçte yapılan düzenleme ile rahat bir nefes almıştır.
Artık sosyal güvencesine bakılmaksızın her vatandaşımız istediği takdirde özel hastanelere de gidebilir konuma gelmiştir.

Ayrıca, sınıflarımızın her sırasında 3 hatta 4 evladımızın eğitim öğretim gördüğü eğitim yuvalarımız yeniden revize edilmiş, yeni yapılan okullarla birlikte eğitim kalitesini artıran AK Parti hükümetleri, dünyanın konuştuğu dev yatırımları da hayata geçirmiştir.
Türkiye’yi çevreleyen duble yollar, otoyollar, köprüler, barajlar, dev komplekslerin yanında 3. köprü, havaalanı, marmaray, hızlı tren gibi hizmetlerle dünya devlerinin gözünü ülkemize çevirdi.
Başta komşularımız olmak üzere birçok ülke ile vizeyi kaldıran AK Parti hükümetleri, bu sayede işadamlarımızın dünyaya açılmasında ve Pazar paylarının artmasında çok büyük etken olmuştur.
Gelişen ve krizlerden etkilenmeyen güçlü ekonomimiz sayesinde artık krizlerle anılan bir ülke değil, kendine güvenen, bölgesinde lider, birinci sınıf ülkeler arasına girmeye aday bir ülke haline gelmiştir.
Bunları yaparken, ülkemizin komşularımız ve arap yarımadasında yaşanan gelişmelere de kayıtsız kalınması düşünülemezdi.

İslam ve Türk dünyasının büyük abisi olan Türkiye, bu bölgelerde de etkinliğini artırdı, söz sahibi oldu.
Yaşanan gelişmelere anında tepki veren ve her fırsatta onların yardımına koşan ülkemizin etkin rolü daha da arttı.
Savunma sanayi alanında önemli atılımlar gerçekleşti. Kendi tankımızı, kendi arabamızı yapabilir konuma geldik.  Bu anlamda dışa bağımlı olan ülkemiz kabuğunu kırmış, önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu da, gözleri ülkemize çevirmeye yeterli bir gelişme olarak kayıtlara geçmiştir.
İnsan hakları, fikir ve düşünce özgürlüğü başta olmak üzere yaşamsal yeni düzenlemeler hayata geçerek, insanlarımızın 82 anayasası ile gelen kısıtlamaları ortadan kaldırmaya çalıştık. Artık yeni hedefimiz, sivil bir anayasa…
Hal böyle olunca, yıllarca kargaşa, ekonomik kriz, belirsizliklerle boğuşan, IMF’ye muhtaç, ondan habersiz adım atamayan, memuruna maaş ödeyemez durumdaki dünya devlerinin deyimi ile “hasta adam Türkiye” gelişip değişince, bu kez de ülkemizde gözü olan devletler de tedirgin olmaya başladı.

Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, 13 yıl boyunca milletimizin feraseti ve dik duruşu sonucu bertaraf edilmiş, geçmişte olduğu gibi yine milletimize sırtımızı vererek, bu oyunları bozacağımıza inanıyoruz.
Günümüzde ne yazık ki iç ve dış mihraklar, binlerce yıl birlikte yaşadığımız doğu ve güneydoğlu vatandaşlarımız ile kargaşa çıkartılıp düzensizlik hedeflemiş, Kürk ırkçılını empoze etmeye çalışmaktadır. Oysaki AK Parti iktidarı, Kürt sorununu çözme anlamında bütün dünyanın gözü önünde bütün taraflarla adalet sağlayarak barış süreci olması için gayret gösterdi. Ama görüldü ki, ne PKK, ne de HDP ve onun yerli destekçileri ile dış güçler Türkiye’nin birlik ve beraberlik için uzanan eli, elinin tersi ile itmiş,  haince saldırılara başlamıştır.
Biz, barış elimizi uzattığımız gibi bundan sonra da yerli işbirlikçilere karşı da demir yumruğumuz ile onların başını ezeriz.
Bu vesile ile 14 yıl boyunca AK Partimize destek veren tüm vatandaşlarımıza, AK Partimizin kurucuları başta olmak üzere, teşkilatımızın tüm kademelerinde görev almış teşkilat mensuplarımıza partimize verdikleri güç ve desteklerden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, bu süre içinde hayatlarını kaybeden partililerimize de Allah’tan rahmet diliyorum.