Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin, devletin zorla vatandaşının başını açtırmak için vergi almadığını, vatandaşını baştacı eden devlet anlayışına geçilmesi gerektiğini söyledi. Bilgin, Eğitim-Bir-Sen Denizli Şubesi tarafından 80. Yıl Öğretmenevi'nde düzenlenen il divan toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de devletin yarım asra yakın halkın inançları ile kavgalı olduğunu, inanç özgürlüğünü kısıtlayan despotik yaptırımlarla yıllardır toplum mühendisliği yapmaya çalıştığını ifade etti. Bilgin, “Üniversite kapılarında yaşanan dramlar, ikna odalarında yapılan imha süreçleri, kamuda disiplin süreçlerini işletip işine son verilenler dâhil, yapılan baskı ve dayatmalar sadece ve sadece devletle milletin arasını açmıştır. Milletine yabancı devlet ve devletine küskün millet oluşmuştur. Devletle milletin arasındaki makasın açılmasını hızlandıran uygulamaların darbe dönemlerinde zirve yapması şaşırtıcı olmamıştır. Türkiye, gelinen nokta itibariyle bugün darbeler ve darbecilerle yüzleşmektedir. Demokrasi üzerindeki vesayet gölgesi her geçen gün kalkmakta ve devlet millet bütünleşmesi gerçekleşmektedir.” dedi.

Üniversite kapılarındaki dramın sekiz yıllık kesintisiz eğitim dayatması, kuran kurslarına yaş sınırlamasını, Milli Güvenlik dersi marifetiyle eğitimcilerin fişlenmesini, katsayı zulmünü, öğrencilere tek tip kıyafet dayatmasını, öğretmen adaylarına stajı zindan eden yaptırımların konuşulmadığını dile getiren Bilgin, “Bunlar önemli ve atılması gereken adımlardı. Bu adımlara bir yenisi daha eklenmelidir. O da kamu çalışanlarının saçı sakalı, bıyığı, tırnağı ile uğraşan, erkeklerin favori uzunluğu, kadınların ise ayakkabılarının topuk uzunluğu ile ilgilenen, giydiği pantolonun kumaşını belirleyen, kadınlara başı açık olarak çalışmayı dayatan 1982 darbe dönemi kalıntısı çalışanların kılık kıyafetini belirleyen yönetmeliğidir. Devlet zorla vatandaşının başını açtırmak için vatandaşından vergi almamaktadır. Vatandaş devlet bana zulmetsin diye devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmemektedir.” diye konuştu.

‘KILIK KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN 10 MİLYONUN İRADE BEYANINI BAŞBAKAN’A SUNACAĞIZ’

Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” dediğini hatırlatan Bilgin, “İnsan hak ve özgürlüklerinin önündeki vesayet izleri kaldırılmalı, zorla vatandaşının başını açan devletten, vatandaşını baş tacı eden devlete geçilmelidir. Memur-Sen ailesi olarak da kamuda kılık kıyafet özgürlüğü talebimizde kararlıyız. Kararlılığımızı ortaya koymak için Ocak ayı içinde 10 milyon imza toplayıp Başbakanlığa irade beyanında bulunacak ve imzaları hükümete sunacağız.” şeklinde konuştu.