Türkiye’nin adeta  ateş topuna döndüğünü ifade eden MHP Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Av. Yusuf Garip,  “Birçok ilimizde olaylar cereyan ediyor. Çözüm süreci ile ilgili çok şeyler yazılıp çizildi ama maalesef iktidar inatla ‘bu süreci uygulayacağız’ dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Çözüm sürecine elimi, bedenimi, canımı koydum. Ne pahasına olursa olsun 77 milyonun kardeşliğini tesis etmek için mücadele etmeye devam edeceğim’ dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da son olayların, çözüm sürecini sabote etmeye yönelik olduğunu söylüyor. Bölücü siyasi parti de ‘çözüm süreci zarar görmesin’ şeklinde beyanlarda bulunuyor. Yani herkes çözüm süreci üzerinden bir şeyler söylüyor. Hiç kimse çözüm sürecini akamete uğratmak istemiyor ama ortada ne çözüm var, ne de bu süreçle ilgili gelişme söz konusudur. İktidar bu konuda ‘dediğim dedik’ noktasındadır, çözüm sürecinden yana olduğunu göstermektedir. Sözde çözüm sürecinin ülkemize maliyetini ucuz olmadığını gördük. Bu süreç PKK’nın palazlanması, itibarlı hale gelmesi sonucunu getirdi. Düne kadar belli bölgelerde vatanına bağlı birçok insan dahi PKK terör örgütünün oluşturduğu korku nedeniyle bu olayların içerisinde istemeyerek de olsa kendisini buldu. Güneydoğu Anadolu’da vatandaşlarımız devletin gücünü hiç hissedemiyor. Tek hissedilen güç, maalesef terör örgütünün yarattığı güç. Bölge illerimizin taşra kısımlarında durum daha da vahim. AKP’nin sözde çözüm projesi tuş olmuştur. Gelinen durum telafisi mümkün olmayacak sıkıntılar doğurmaya namzettir. Fakat ne iktidar bunu görüyor, ne de iktidarın sözde çözüm projesinin paydaşı olan PKK bunu kabul ediyor. Herkes çözüm süreci üzerinden kendisini aklamaya çalışıyor. 

TÜRKİYE BU KADAR SAF MI?
 IŞİD terör örgütünün cani bir örgüt olduğunu dile getiren Garip,  “Müslümanın kellesini koparan cani bir örgüte karşı takılması gereken tavır tabi ki bellidir. Ancak IŞİD ile mücadele üzerinden yaklaşık 40 bin insanımızın canına ve Türkiye’mizin birliğine kast eden PKK terör örgütünün de aklanması girişimlerini şiddetle kınıyoruz. PKK terör örgütü hala ülkemiz açısından en büyük tehlikedir. ‘Kobani’de insanlar ölmesin’ deniliyor, elbette ki insanlar ölmesin. Zaten ülkemiz tarihte eşine az rastlanır bir erdemle bölgedeki bütün mazlumlara kedisine yakışır şekilde kucağını açmış bulunmaktadır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PYD ve PKK uzantısı olan bir örgütün can güvenliğini sağlama gibi bir görevi de yoktur. ‘İnsani kaygılarla Kobani’ye girelim’ deniliyor. Niye gireceğiz? PKK uzantılarının can güvenliğini devam ettirmeleri için mi gireceğiz? Silah verecekmişiz. Niye silah vereceğiz? 40 bin insanımızı katlettiniz, bir 40 bin insanımızı daha katledin diye mi silah vereceğiz? Amaç, Türkiye’yi PYD ve PKK’ya yardıma zorlamaktır. Bağımsız devleti, Türkiye eliyle kurduracaklar. Türkiye bu kadar saf mı? Kimse böyle bir ihanette bulunamaz” ifadelerini kullandı.