ADANA (CİHAN)- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır’da miting yapmasının sevindirici olduğunu belirterek, “Ancak Sayın Bahçeli, KCK ve PKK’nın MHP’ye verdiği desteğin sırrını kamuoyuyla paylaşmalıdır.” dedi.

Adana’da 120 engelliye tekerlekli sandalye dağıtan Ömer Çelik, burada, basın mensuplarının MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır mitingini sorması üzerine, muhalefet partilerinin liderleri Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin doğusuna gitmesinin kendilerini sevindirdiğini kaydetti.
Muhalefetin, bu bölgelere ilgi göstermesini her zaman savunduklarını ifade eden Çelik, “Oralarda bizimle birlikte muhalefetin de olması ülkenin yararınadır. Biz, Sivas’ın doğusuna geçin, bu bölgelere gidin, buralarda bizim gibi siz de var olun diyoruz.” diye konuştu.
Ancak herkesin dikkat etmesi gereken başka konuların olduğunu ifade eden Çelik, şunları söyledi: “Bahçeli, gece gündüz AK Parti'yi eleştireceğine, çıkıp bazı konulara açıklama getirmelidir. PKK ve KCK’nın eş zamanlı olarak Başbakanımızın, Hakkari’de olduğu gibi Mardin mitinginde de protesto edilmesini söylerken, Bahçeli’nin Diyarbakır mitinginde taşkınlık yapılmaması, mitingin huzur ve sükunet içinde geçilmesi için çağrıda bulunmuştur. Biz bütün partilerin mitinglerinin huzur içinde geçmesini isteriz, herhangi bir olayın yaşanmasını istemeyiz. Ama Bahçeli AK Parti'yi eleştireceğine KCK ve PKK’dan verilen bu desteğin sırrını kamuoyuyla paylaşmalıdır.”

Diyarbakır ve Cizre’de imam hatip lisesine ve imam hatip lisesi öğrencilerinin kaldığı yurtlara yapılan saldırıları vahşet olarak nitelendiren Çelik, “İslam dinini kabul etmeyecek bir çaba içindeler, İslam, sadece bizim vatandaşlarımızı değil evrensel insanlığı birleştiren bir dindir. Adı üstünde anlamı barıştır. Öyle terörle, şiddetle özdeşleştirilemez.” diye konuştu.

"NE KADAR KIŞKIRTIRLARSA KIŞKIRTSINLAR DEVLET HUKUK DIŞINA ÇIKMAYACAK"
Doğudaki din adamlarını öldürmekten, imam hatip liselerine saldırmaya kadar çok kışkırtıcı eylemlerde bulunduğunu aktaran Çelik, bu kışkırtmalara karşı herkesin çok dikkatli davranması gerektiğini vurguladı.
Türk toplumunun, özellikle çocuklara ve din adamlarına karşı özel bir hassasiyeti olduğunu dile getiren Çelik, “Terör örgütü ve uzantıları özellikle bu noktalara saldırarak insanların hassasiyetini kaşıyıp devletin buna sert tepki vermesine, hukuk dışına çıkmasını istiyorlar. Hatta şiddet büyüsün. Yeniden bölgede o kaos ortamı oluşsun, şiddet ve karşı şiddet kısır döngüsü olsun. Devletin hukuk sınırları içinde kalması, devletin meşruiyet içinde hareket etmesi bunların zemin kaybetmesine yol açıyor. O sebeple güvenlik güçlerimizi hukuk dışına çıkaracak hareketler yapıyorlar.” şeklinde konuştu.

"ÖĞRENCİLERİ VE OKULLARI YAKMAK VAHŞETTİR"
Güvenlik güçlerinin, demokratik sınırlar içinde kaldıkça da BDP ve terör örgütünün kan kaybettiğine dikkat çeken Çelik, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu saldırıların amacı var. Bunlardan biri, evrensel birleştirici ve işin gerçeğini anlatan din adamalarına ve bir şekilde İslamiyet’in anlatıldığı okullara, yurtlara kışkırtıcı saldırıda bulunuyorlar. İkincisi, bu yolla toplumsal hassasiyeti kaşıyıp şiddete karşı şiddet ortamını oluşturmaya çalışıyorlar. Üçüncüsü ise dindar insanları kendilerinin de içinde bulunduğu şiddet ortamına çekmek ama bunları bu şiddetin bir parçası yapmak istiyorlar. Seçimlere kası bir süre kala bu vahşeti gerçekleştirmelerinin başka izahı yok. Türkiye, sağduyulu ve barış içinde şiddete pirim vermeden seçimlere doğru ilerliyor. Bunları yapanlar, devleti hukukun dışına çıkaramayacaklar, dolayısıyla orada şiddete karşı şiddet kısır döngüsünü oluşturmaları mümkün olmayacak. İmam hatip öğrencilerin yakılmasının bu derece büyük bir vahşetin en büyük sebebi budur. Bunları yapanlar, bir aydır Türkiye’nin her tarafında şiddet uyguluyorlar. İstiyorlar ki kendilerine de aynı şekilde şiddet uygulansın. Ama devlet, hukuk sınırları içinde kaldıkça bunların ürettiği vahşetin ne kadar acımasızca çocukları yakmaya varacak kadar acımasız bir politika güttüklerini daha iyi anlıyoruz.“
CİHAN