Denizliler genel seçimde ilde AK Parti’nin en büyük kozu olan eski Belediye Başkanı yeni milletvekili Nihat Zeybekci’yi bakan olarak görmek istiyor. Türkiye’de çok partili siyasete geçilmesinin ardından Denizli’de bir partinin aldığı en büyük oy oranına ulaşan AK Parti, 12 Eylül referandumunda “evet” oylarından bile fazla oy alarak rekor kırdı. Bu seçimde AK Parti’yi sürükleyen vekil adayı Zeybekci’nin yaşamı zorlu başarı hikâyeleriyle dolu. 1961'de Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Pınarlar beldesinde doğan Zeybekci’nin tahsil hayatı büyük zorluklar altında geçmiş. Çocukluğunun tütün tarlalarında geçtiğini ifade eden Zeybekci “Bizde 7 yaşından itibaren tütün tarlasında amele çalışan sayılırsınız. Çünkü tarlada yapacağını bir iş vardır. Tütünün dikilmesi, fide ve su dağıtılmasına kadar 7-8 yaşından itibaren yevmiye gitmeye karşılığında da ücret almaya başladık. Çok çok çalıştık ama namerde hiç muhtaç olamadık.” diyor.
PARMAĞIMA HER İĞNE BATTIĞINDA ‘OKULUN EN BAŞARILISI OLACAĞIM’ DERDİM
Çocukluk dönemlerinde tütün işçiliği çektiği sıkıntıları dile getiren Zeybekci, tütünü dizerken iğnenin eline her battığında “Ben okulun en başarılısı olacağım” dediğini anlatıyor; “Tütünün dikilmesi, çapalaması, kırması toplaması ipliğe geçirmesi işleri vardır. Tütünü şişe geçirildiği iğneler olur. Sabaha karşı ikide üçte tarlaya gitmişsiniz öğle saatlerinde geliyorsunuz şişe geçiriyorsunuz. Uyuklayınca iğne parmağına girer. Parmağıma her iğne girdikçe ‘Ben okulun en başarılısı olacağım’ derdim. Arkamızda bir yangın vardı. Okumadığımıza zaman yapacağımız şeyler belliydi. Okumak zorundaydık. Okuduğumuzda da başarılı olmak zorunda olduğumuzun bilincindeydik.” Babasının kendisine o dönemlerde herkesin yarışa girdiğini ancak madalyanın ilk üçe verildiğini söylediğini vurgulayan Zeybekci, “Bunu hayatım boyunca unutmadım. Köyde o imkânlarla yaşayan biri olarak liseyi okuyamayabilirdik. Son dakikada girdiğimiz yatılı okul sınavıyla lise okuma imkânımız oldu. Üniversitede okurken inanılmaz zorlu ortamlardan geçtik. Çatı katı bile değil tavan arasında kiremitlerin altında 1.5 yıl yaşadım. Bir yaşlı akrabamız vermişti, yoktu başka yer. O tavan arasını verenlerden de Allah razı oldun.  Başka yer yoktu çünkü.” şeklinde konuştu.
YETERLİ YEMEK YİYEMEDİĞİM İÇİN ZAYIFLADIM
Üniversite yıllarında devletten aldıkları kredinin bir haftalık yemek masrafına bile yetmediğini belirten Zeybekci, “Birinci senenin sonuna doğru hem çalıştık hem okuduk. O kadar imkânsızlık içerisindeydik ki inanılmaz şekilde zayıfladık. Çünkü yemek konusunda da sıkıntılarımız vardı. Bir hocamın tavsiyesi üzerine bir dış ticaret sermaye şirketinde çalıştım. Üniversiteyi bitince burslu olarak İngiltere’ye gittim. Türkiye O zaman Avrupa Birliği üyesi 8 ülkeye ikişer öğrenciyi master için göndermişti. İngiltere’ye giden iki öğrenciden birisiydim. Sonra İstanbul Üniversitesi İngilizce eğitim veren Uluslararası İlişkiler yüksek lisans bölümünü bitirdim. Bu arada Demirören Grubu’nda motor pistonları üreten Motapar şirketinde 3.5 yıl boyunca çalıştım.” dedi. Askerde geçirdiği biz kaza sonucu operasyon yapılınca hava değişimi için Denizli’ye geldiğini anlatan Zeybekci, daha sonra 1989’dan 1993’e kadar Küçüker tekstilde pazarlama ihracat müdür olarak çalışmış. Denizli’nin en iyi maaş alan kişilerinden birisi olan Zeybekci 1994'de sermaye oluşturmak için o zaman kadar ne kazandıysa evi arsası ve eşimin takılarına kadar bir kuruş kalmayasıya kadar her şeyini satarak riske girip Turkuaz Tekstil'i kurarak sanayiciliğe başlamış. İki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanlığı’nın yanı sıra Denizli Platformu'nun sözcülüğünü de yapan Zeybekci, hayatında işini yaparken de Denizli Belediye Başkanlığı döneminde de vasata hiç razı olmadığını kaydediyor. Zeybekci, “Vasatlara razı olmuş olsaydık burada olmazdık. ‘Denizli Türkiye’nin en güzel şehri olacak’ diye hedef koyduk. Evet, Denizli şu an Türkiye’nin en güzel şehri oluyor. Buna kendiniz inanmadığınız sürece gerçekleştirmemiz mümkün değil. Alt yapıya girerken inanılmaz büyük bir riskti 500 bin kişilik bir şehrin 300 bin kişilik merkez bölgesinde insanları belki bıktırırcasına 10 defa açıp kapatarak yer üstündeki ne varsa yer altına alarak bunu da dünya standartlarının üstünde yapıyorsunuz. En sonunda öyle bir üst yapı yapıyorsunuz ki cadde sokak kaldırımla ilgili dünyanın en güzel düzenlemelerinden birini yapıyoruz. Şehrin biten bölgeleri Türkiye’nin en güzel yerleridir.” diye iddialı konuşuyor.
BAŞBAKANIMIZ NEFER OL DERSE BU BİZİM ŞEREFİMİZDİR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile tanışıklığı ve arkadaşlığı konusundaki bir soruyu Zeybekci, Erdoğan’ı bir arkadaş olarak değil “O bizim büyüğümüz abimizdi.” diye cevap veriyor. Başbakan Erdoğan’la üniversite yıllarında şair ve yazar Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetlerini takip ettiğini kaydeden Zeybekci, “Üstadın sohbetleri ünlüydü. Üstat bizim gözümüzde kahramandı. Aç karnına dolaşırdık, yürürdük nerde olursa olsun onu bulur ve dinlerdik. Başbakanımızda oraya gelirdi. Onu çok severdi. Üstat rahmetli Erbakan’ı hicveder, iğnelerdi. Buna da Başbakanımız alınırdı. Onun alındığını bilir üzerine giderdi. Böyle tatlı bir takılma vardı. Sonra zaman zaman konuşmalarımız oldu. Ama sonra başkan olasıya kadar kopukluğumuz oldu. Belediye başkanı olduktan sonra aile ziyaretleri yapmaya başladık. Denizliden gelip geçerken bize uğrardı. O zamanlarda söylediğimiz ‘Siz takip edecek değil, takip edilecek kişisiniz. Takip edilmek gününüz geldiğinde emrinizdeyiz’ demiştik. Bunu yıllar sonra ‘O gün geldi’ diye hatırlattı bize. Bizde takip etmeye başladık.” diyor.
BAKANLIK TALEP ETMEK SAYGISIZLIK OLUR.
Denizlilerin kendisinin Bakan olmasını istediği şeklindeki soruyu Zeybekci şu cevabı verdi: “Şehrimizin bu konuda beklentilerine saygı duyuyoruz. Biz öyle bir şey söylemiyoruz. Biz Başbakanımıza tam anlamıyla tabiyiz. Sayın Başbakanımız bu şehrin, bu ülkenin neye ve kime ihtiyaç olacağını en iyi bilen kişidir. Onun bu konuda tasarruf ve tercihine bizim saygı duymamız düşer. Bize derse ki; neferlik! Neferlik bizim için şereftir.  Bizim bir şey söylememiz Başbakanımıza saygısızlık olur.” Milletin bu seçimde bazı partilere “yalan söyleme, iftira atma, ayakların yere bassın, başkalarının onuruyla haysiyetiyle kişiliği ile oynama, proje üret, benim dalga geçme, cahil yerine koyma.” gibi dersler verdiğini kaydeden Zeybekci, Egede insanların AK Partiyle ilgili endişelerinin artık gittiğini vurgulayarak, “Bir dahaki seçimde İzmir’de Alsancak ve Konak’da diz vura vura Davas Zeybeği oynayacağız inşallah.” diyerek bu illeri alabileceklerini söyledi.
Resul Cengiz / CİHAN