Söyleşi / İlhan AKTAŞ

Karadenizli, Rizeli, İmam Hatipli, Siyasi lider, Uzun Adam desek kim gelirdi aklınıza? Hemen hemen birçoğunuzun verdiği yanıtı duyar gibiyim; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Kesinlikle yanılıyorsunuz, o bambaşka biri, sinirlendiğinde bile sempatik, Karadeniz şivesi ile, coşkulu konuşmaları ile imam hatipli olmanın hakkını sonuna kadar veriyor!

Karadenizli, Rizeli, İmam Hatipli, Siyasi lider, Uzun Adam sıfatları eksik, Sosyalist, Devrimci, özellikle yıllardır sokak muhalefet içindeki gençlerin şefi, Alper abisi ÖDP Eş Genel Başkanı ve Birleşik Haziran Hareketi yürütme kurulu üyesi Alper Taş ile Denizli İl örgütü kongresi öncesi söyleşi yapma fırsatı bulduk.

2003’te tanıştığım Alper Taş, çok da değişmemiş, hala ilk günkü inanç, mücadele azmi ve umudu ile Haziran Türkiye’sini kurmak için her gün başka bir kentte, başka bir toplulukla, başka bir Türkiye mümkün şiarını düstur edinmeye devam ediyor.


“Haziran Meclisleri ile Halk Hareketi Yaratmak İstiyoruz”

İ. AKTAŞ: Özgürlük ve Dayanışma Partisi 20.  Yılında il ve ilçe kongreleri sonrası Büyük Kongre hazırlığı içinde; Yeni Dönemde ÖDP’nin Türkiye siyasetindeki yeri, önemi, ve hedefleri neler olacak?

A. TAŞ: 20. Yılımızı kutlayacağımız 8. Büyük Kongremizi 13-14 Mart tarihlerinde Ankara’da gerçekleştireceğiz. 20. Yılın vesilesiyle, deneyimler ışığında, özeleştirel yaklaşımla yeni bir yol açacağız, yeni bir başlangıç yapacağız, doğrusunu söylemek gerekirse kendimizi yenileyeceğiz.

ÖDP uzun zamandır bir boşlukta, boşluktan kastım; üyelerimiz, ÖDP kadroları, dostlarımız, Birleşik Haziran Hareketi’nni örgütlenmesi ve çalışmaları bağlamında büyük bir mesai ve özveri içerisindeler. Kongremizde de üzerinde duracağımız esas mesele, yani ÖDP’nin en önemli mücadele başlığı Haziran Meclisleri ile halk hareketi yaratmak olacaktır. Haziran Meclislerini birer direniş ve mücadele örgütü hem de dayanışma örgütü haline getirmek istiyoruz. Öncelikle ÖDP’yi Haziranlaştırmak gayemiz olacaktır.

ÖDP’nin kendine ait gündemleri de olacak. 3 ana başlık halinde bunu ortaya koymak istiyoruz. İlk olarak 1996’da kuruluşumuzda sosyalizm tartışmaları etrafında bir parti kurulmuştu. Sosyalizmin yeniden inşası ve ideolojiyi yeniden üretmek anlamında uzunca süredir bu konuyu örgütlemedik. 21. Yüzyılda bu konuyu yeniden konuşup, tartışıp, üretimi anlamında bir ana gündemimiz olacaktır. Sosyalizm tartışmalarının odağı bir parti olsun istiyoruz

İkinci olarak, Tükiye’de toplumsal hareket  ve solun zayıflığı. Bu tespitin özelinde ÖDP’nin de zayıf olması. Söylediklerimizi toplumsal bir güç haline getirememe problemi ile karşı karşıyayız. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde sınıf-emek ve ekoloji meseleleri ile daha fazla teorik ve pratik karşılıklar üzerine çalışacağız. Kadrolarımızı bu anlamda güçlendireceğiz

Üçüncü olarak da; Haziran Hareketi bir yandan ÖDP bir yandan mücadelemizi sürdüreceğiz. ÖDP’yi parti gibi parti  yapmayı amaçlıyoruz. Bundan kastımız, AKP’nin politikalarını teşhir eden, onu açığa çıkaran ve gerekli her türlü muhalefeti örüp, alternatifini de halka sunan parti olmayı, bir nevi ‘Gölge Kabine’ oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca parti yönetimimizi daha kolektif bir yapıya büründürmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bunu da kongremizde kamuoyuna açıklayacağız.


“Bir arada yaşamı savunalım halen geçerli bir düşüncedir”

İ. AKTAŞ: Geçtiğimiz günlerde Birleşik Haziran Hareketi olarak Diyarbakır ziyareti gerçekleştirdiniz? Diyarbakır’dan Sur’dan, Batıya ne mesaj var? Diyarbakır halkı, Denizli’ye nasıl sesleniyor?

 A. TAŞ: Bugün sürüdürülen savaş politikaları, insanları yaşadıkları kentlerde can kaybına, maddi ve manevi kayıpların oluşmasına yol açıyor. Böyle bir ortamda Kürtler ve Türklerin de bir arada yaşama duygusunu baltalayan çatışmalar devam ediyor. Çatışmasızlık süreci bu yüzden çok önemliydi. Sorunlar kesinlikle tartışmayla, diyalogla aşılmalıdır diyoruz. 21. Yüzyılın en akla gelen çözüm önerisi diyalogtur. Vurarak, kırarak, öldürerek asla barış gelmeyecektir. Kürtler genel olarak batının yaşanılanlarla alakalı duyarsız kalınmasına üzgün. Suriye’de yaşanılanların bire bir aynısı bugün Diyarbakır’da yaşanıyor. Denizli’den gönüllü bağımsız bir heyet gidip, incelese, halkla sohbet etse, neler oluyor diye sorsa bile inanın çok kıymetli bir adım olarak görülecek, bir arada yaşamı savunmanın önemini ortaya çıkaracaktır.

İ. AKTAŞ: Son zamanlarda gerek merkez medya da gerekse sosyal medya’da Kürtlerin ‘duygusal kopuş’ sürecinde olduğu değerlendirmeleri var. Sizin 2006 yılında tüm ülkede ses getiren ‘Bir Arada Yaşamı Savunalım’ kampanyası bu değerlendirmeler ışığında hala geçerliliğini koruyor mu?

A. TAŞ: Çatışma ve savaş ortamı maalesef insanlarda bir umutsuzluğa ve mutsuzluğa sürüklüyor. Eskiden >Diyarbakır sokaklarında en çok “ Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları atılırken; bugün bu sloganlar artık atılmıyor. Orası yanarken, batı da bir sessizlik, bir boş vermişlik hissi gözlemleniyor. İnsanlar zor günler yaşıyor, Sur’da 22 bin insan evlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Sokaklarından mahallerinden ayrıldılar, birçoğu da geri döneceği umudunu taşımıyor. Geri dönseler bile evleri sağ salim kalmış olmayacak. Böyle savaş ortamlarında küçük, olumlu yaklaşımlar bile o durumdaki olan yurttaşlarımızın aidiyet duygusunu güçlendirebilir. Denizli’den bir heyet gidip, tamamen insani duygularla, politik hesaplardan uzak, nedir haliniz vaktiniz yerinde mi? Neye ihtiyacınız var dese bile, giderek keskinleşen ayrımcı duyguların yerine bir arada yaşam duygusunu güçlendirir.

Geçmişte nasıl Marmara Depremine koştuysak, Van Depremine koşup yardım ve dayanışma ağı kurduysak, Türk-Kürt elele verip yaralarımızı sardıysak, bugün de Sur, Cizre’de yine bir arada olabiliriz.

İ. AKTAŞ: Çok teşekkür ederim, söyleşi talebimi geri çevirmediğiniz için.. Son olarak Bir kelime bir cevap istiyorum sizden?

A. Taş; Ben teşekkür ederim, nazik davetiniz ve sorularınız için

 

İ. Aktaş: -Denizli?

A.Taş: - Acımasız işçi sömürüsü

İ.Aktaş: - AKP?

A.Taş:- Yalan, Talan

 

İ.Aktaş: - Birgün Gazetesi?

A.Taş:- Güzellik

İ.Aktaş: - Yetmez Ama Evet?

A.Taş:- (Uzunca bir düşünmeden sonra) Zavallılık

İ.Aktaş: - Deniz Naki?

A.Taş:- Özgürlük

İ.Aktaş: - Beyazıt Öztürk?

A.Taş:- Korkaklık

İ.Aktaş: - Uzun Adam?

A.Taş:- Diktatör

İ.Aktaş: - Devrim?

A.Taş:- Hiç olanların Herşey Olması