Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından Ankara'da koalisyon trafiği yoğunlaştı. Partiler arası henüz resmi bir temas kurulmazken, arka bahçe diplomasisi hızlandı.
En çok CHP tarafından dillendirilen CHP-MHP-HDP formülünün imkansızlığı net bir şekilde ortaya çıktı. MHP'nin her fırsatta dile getirdiği “HDP ile asla" yaklaşımını CHP de artık kabul etti. AK Parti'nin içinde yer alamayacağı bir hükümetin kurulamayacağının ortaya çıkmasının ardından en çok konuşulmaya başlanan formül AK Parti-MHP koalisyonu oldu. Bazı çevrelerin ve uluslararası odakların ısrarcı olduğu AK Parti-CHP formülü ise ters tepti.

AK PARTİ TAVRINI BELİRLEDİ
Ankara'da konuşulan senaryoların birer birer gerçekliğini yitirmesi tekrar seçim ihtimallerini yeniden gündeme getirdi. Koalisyon için en gerçekçi formül olarak konuşulan ve önemli ilerlemelerin sağlandığı kaydedilen AK Parti-MHP formülünde ise çözüm süreci, Cumhurbaşkanlığı ve 17-25 Aralık soruşturmalar en kritik aşamayı oluşturuyor. AK Parti bu üç konuda tavrını belirledi.

BAHÇELİ RAHATSIZLIĞI

AK Parti'nin koalisyon görüşmeleri için tek kırmızı çizgisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. AK Parti, koalisyon görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığının asla masaya getirilmesine izin vermeyecek. Ancak MHP lideri Devlet Bahçeli'nin dün bir gazetede yer alan röportajındaki sözleri AK Parti'de büyük rahatsızlığa yol açtı. Bahçeli, olası bir AK Parti-MHP koalisyonuna şartlı evet derken, “Cumhurbaşkanı Çankaya'ya dönsün, 17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılsın. Yani 'Bilal'i ver iktidarı al.' Çözüm süreci sona ersin. Bunları bize verdikten sonra Erdoğan'ın AKP'si mi kalır" sözleri olası bir koalisyona sıcak bakan AK Parti'de infiale neden oldu. Bahçeli'nin bu tavrı erken seçim ihtimalini yeniden birinci seçenek haline getirdi.

YOLSUZLUK DOSYASI MECLİS'İN İŞİ
AK Parti'nin diğer iki konudaki tavrı ise net. 17-25 Aralık dosyaları koalisyonun değil, Meclis konusu. Çözüm sürecinden ise asla taviz verilmeyecek.