Rahmet Peygamberi efendimiz, fıtratın bozulmaya yüz tuttuğu, kula kulluğun sınır tanımadığı, cehaletin kol gezdiği bir çağda insanlığı hak, hakikat, adalet, fazilet ve yüksek ahlaki değerlerle buluşturdu, Rahmet çağrısıyla tarihin akışını değiştirdi. İnsanlığın kalbini ve aklını aydınlattı. Kur’an ı beyan etti. İlahi mesajı yaşayan bir hayata dönüştürdü. Hayatı ve ahlakıyla çağlar üstü örnek oldu. İnsanlığa yol gösterdi. Ancak bugün içinde yaşadığımız çağın, doğumunu kutladığımız Sevgili Peygamberimizin örnekliğine, önderliğine ve rehberliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Bugün onu okumaya, onu anlamaya, dahası yaşamaya ihtiyacımız var. Onu tanımanın, onu sevmenin sağlıyacağı güven ortamına ihtiyacımız var. Her biri bir destan olan Bedir, Uhud, Hendek, Hayber ve Tebük ü okuyup anlamaya ihtiyacımız var. Yahudileri de içine alan Medine Sözleşmesini, Necranlı Hristiyanlara Mescid- i Nebevi’yi ibadet mekânı olarak tahsis edişini, Hudeybiye’de sulh için gösterdiği çabayı, Mekke’nin fethinde Ebu Süfyan’ı, Hind’i ve amcası Hz. Hamza’nın katili Vahşi de dâhil insanları afedişini; Aldığı ganimetleri fakirlere dağıtışını, insanlık tarihine altın harflerle yazılan Veda Hutbesini; İnsanlar, tarağın dişleri gibi eşittir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır. Deyişini, kadınlara hayırla muamele edin, onların sizin üzerinizde hakları vardır. Diye haykırışını, en yüce dosta gidiyorum diyerek dünyaya veda edişini ve nihayet Gözümün nuru namazı bırakmayın. Değişini hatırlamaya ve anlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Peygamberimiz Ashabından sonra gelenlere kardeşlerim diye bahsetti. Peygamberimiz bütün kardeşlerimizin gönlünden hiçbir zaman eksik olmasın. Son zamanlarda toplumumuzun bozulmaya başladığı; fuhuş, uyuşturucu, katillik ve anarşinin arttığı bir dönemde kişinin kendini ve neslini koruyabilmesi için Peygamberimizin ahlakı ve sünnetleri bu dönemde daha çok önem arz etmektedir.
Kutlu doğumdan biz Müslümanlara düşen Allah Rasülü’nün emaneti olan Kur’an’a ve sünnete sahip çıkmak, onları anlamak ve çağa hakim kılmak yegane ödevimizdir. Emanete sahip çıkarsak Allah bu ümmet’e yeniden sonunda ölüm olan bela mahşerlerinde bile tereddüt etmeden: Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim! Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim. Diyen muazzez bir nesil ihsan edecektir. İşte o zaman ve her yerde konuşulacak, anlaşılacak, yaşanacaksın ya Rasulallah! İşte o zaman insanlık, kendisini yok oluşa götüren Batı’nın eteklerini bırakacak, sana hakaret eden zalimler susacak sadece sen konuşacaksın. O zaman hergün kutlu doğumu müjdeleyecek, her yürek Rahmete kavuşacaktır.
Peygamberimizin kutlu doğumunun ülkemiz, milletimiz, alem-i İslam ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.