Yardım etmek, sadece zenginlerin görevi değil 
İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, sel mağduru Pakistan'a yapılan yardımların istenilen noktada olmadığını söyledi. Kardeş ülkenin 15 milyar dolarlık yardımla ayağa kalkacağını belirten Karaman, "Bu zengin ülke fertlerinin kahve parasıdır" dedi. 

 Yardımda öncülük etmenin dinen önemi nedir?
Yardım ihtiyacı ortaya çıktıysa, hangi fert hangi ülke ve hangi sivil toplum örgütü öne atılır ise en büyük erdem, fazilet, şeref ve sevap onun olur. Yardımda öncülük etmek büyük bir şereftir. Bence bunun için yarışmalıyız. Şimdi sel felâketi oldu. İnsanlar öldü ve yaralandı. Şimdi yaralıların yaşama hakkı var. Tedavi olma hakları var. Onlara dini ne olursa olsun bu hakkı vermek gerekir. Evi yıkılmış, tedaviye muhtaç, yemeye içmeye muhtaç insanın, dini inancı, ahlakı, rengi ne olursa olsun. Ona Müslüman'a tanınan haklar tanınır ve yardımlar yapılır. 

 Yardım derneklerinin çabalarını nasıl yorumluyorsunuz?
Dernekler sayesinde yapılan yardımlar, insanları incitmez. Bana Allah fazlasını vermiş, başkasına vermemiş ihtiyacı var. Ben onun onurunu zedelemeden, ona yardımı istismar etmeden, böyle bir niyet bile taşımaksızın yardım edersem onun ihtiyacını karşılarsam bunun neresi kötü. Hele hele ben doğrudan kendim yapmazsam bir dernek aracılığıyla yaparsam ki o zaman bu yardıma mazhar olan kişiye yardım verilirken, veren verdiğinin sahibi olmadığı için ikisi de eşit durumdadır. Yani biri gönüllü olarak hizmet ediyor. Veren de alan da malın sahibi olmadığı için ortada gocunulacak bir durum da yok. Türkiye'de başta Kızılay olmak üzere öne çıkan yardım derneklerinin vicdanı, imanı ve ibadetinin hakkını vermek isteyen ya da vicdanının sesini duyarak onun gereğini yapmak isteyen insanlar tarafından kurulduğuna inanıyorum.
 Derneklerin faaliyetlerine yönelik farklı isimlendirmeler var...
Bu dernekler çok önemli hizmetler yapıyor. Bazıları buna muhalif... Zaman zaman, "Sadaka kültürünü ortadan kaldıralım" diyorlar. Buna 'sadaka kültürü' diyorlar. Yani insanların doğrudan doğruya ya da dernekler vasıtasıyla muhtaçlara yardım etmesine sadaka kültürü diyorlar. Bu kültür bizim imanımızdan, tarihimizden geliyor. Bunun hiçbir ayıp, günah yanı yok. Gocunulacak bir tarafı yok. 

 İslamiyet,servetine rağmen, yardımdan kaçınanlara nasıl bakar?
Varlıklı kelimesini sık sık kullanıyoruz. Bazı insanlar, yardım etmenin sadece zenginlere mahsus olduğunu sanıyor. Peygamberimiz "Yarım hurmayla da olsa kendinizi ateşten koruyunuz" diyor. Bu, şu anlama geliyor; Bir hurmanız var yarısını yemezseniz açlıktan öleceksiniz. Tamam yarısını kendine ayır, önce can sonra canan, bu İslam'a aykırı değil. Yanlış olan, "Önce karnımı doyuracağım çorbanın yemeğin üstüne dondurmamı, sonra tatlımı yiyeceğim. Bunları eritmek için sodamı da içeceğim. Bütün bunlardan sonra artarsa şu aça yarım ekmek vereyim" demektir. İşte öyle değil. Eğer bir insanda temel ihtiyaçtan fazlası varsa, başkası ona muhtaç ise ve o fazla ile muhtacın ihtiyacını karşılamıyorsa, bu insanın ateşe gideceğini Peygamberimiz söylüyor." 

Petrol zengini Arap ülkelerinin yardımlaşmada geç ve yetersiz kaldığı eleştirileri var...
Pakistan'da yaşanan felâkette yaraların sarılmasında çok geç ve yetersiz kalındı. O ülkedeki yaraların sarılmasında imkânları dahilinde her ülke yükümlüdür. Pakistan'a yardım da hem geç hem yetersiz kalınıyor. Bu ülkenin maruz kaldığı sel felâketinde medyadan şu bilgiyi edindim. Pakistan'ın eski haline dönebilmesi için -ki eski hali de bir refah ülkesi değildi. Ona rağmen- 15 milyar dolara ihtiyacı var. Türkiye daha 4 milyon TL'yi bulamadı. Her bir fert her bir topluluk her bir ülke kendi imkân ve gücüne göre bu yaraları sarmakla yükümlüdür. Yani bu bir erdem meselesi değil, bu bir yükümlülüktür. Petrol zengini, turizm zengini, maden zengini olan ülkeler var. Bunların içerisinde Müslüman olan ve olmayan var. Eğer bunun tamamını düşünürsek, 15 milyar dolar kahve parasıdır. Ülkenin ihtiyaç duyduğu bu para bir hafta da karşılanması gerekir.