Bu yıl Dünya Kadınlar Günü Covıd-19 Pandemisinin gölgesinde rüzgar gibi geçti….

Sevgili okurlar, size bugün biraz içimi dökmek istiyorum…

Yerel ve Ulusal basınının “Kadın” başlıklı kısa haberleri, sıkıştırılmış birkaç kare resimi, ezberleri  temcit pilavı gibi tekrar eden  program içerikleri, hadi onları da geçtim, ülkeyi utanca boğan  şiddet,  kadın cinayetlerine gelen cılız tepkiler de olmasa, 

Af buyrun, bu bayram  hiç kutlanmadı desem yeridir….

Yanılıyor muyum?

"Kadın haklarını koruyan “İstanbul Sözleşmesi” ne  etkin bir şekilde uyulmadığına, hatta  sözleşmeden çekilme kararlarının tartışıldığı bir yıl geçirildiğine vurgu yapan halk sağlıkçılar da, tıp ki benim gibi düşünüyor ve kaygılarını şu başlıklar altında dile getiriyorlar; https://hasuder.org.tr/8-mart-dunya-kadinlar-gunu/

1.Dikkat : COVID 19 Pandemisinde her zaman olduğu gibi hem dünyada hem de Türkiye’de kadın ve kız çocukları en fazla etkilenmektedir. Ne yazık ki toplumsal cinsiyet eşitsizliği pandemi de daha da artmıştır. 

2.Dikkat: 8 Mart, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi gerektiğinin dillendirildiği gün olmaya devam etmektedir.

3.Dikkat: Pandemi  ülkelerin sağlık hizmet kapasitelerini zorlamakta, cinsel ve üreme sağlığına (CSÜS) yönelik hizmetler öncelikli hizmetlerin dışında bırakılabilmektedir. Kriz durumlarında CSÜS haklarının geri plana itildiği, bu dönemde öncelikle sunulması gereken temel hizmetler içine alınmadığı görülmektedir.

4.Dikkat: Pandemi öncesinde CSÜS haklarına ve hizmetlerine erişimde birçok sıkıntı yaşanıyordu. Pandemi ile CSÜS hizmetleri durma noktasına gelmiştir. Ülkemizde kadın ve kız çocuklarının temel CSÜS hizmetlerine ulaşımlarının azaldığı, hizmet sunumunun kesintiye uğradığı gözlenmektedir.

5.Dikkat:  Pandemide evde kalma kısıtlamaları kontraseptif yöntemlere ulaşamama istenmeyen gebeliklere davetiye çıkarmaktadır. Seyahat kısıtlamaları, ev içi sorumlulukları, virüs bulaşma korkusu ile sağlık kuruluşlarından uzak durma gibi nedenler,  istenmeyen gebeliklerin sonlandırılmasını  güçleştirmektedir. 

6.Dikkat: Birinci basamakta aile hekimleri tarafından CSÜS’na yönelik sunulan hizmetle ne üzücüdür ki; , bebek ve gebe izlemlerine indirgenmiştir. Aile planlaması danışmanlığı, kontraseptif yöntem uygulamaları, meme kanseri, rahim kanseri taramaları gibi vatandaşın yasal hakkı olan hizmetler gündemde yer almamaktadır.

Bu kadarla bitti mi sanıyorsunuz,  yanılıyorsunuz... https://www.milliyet.com.tr/amp/gundem/kadin-saglik-calisanlari-evle-is-arasinda-sikisti-6454826

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye ve Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜKSAM)tarafından hazırlanan bir araştırmaya göre; kadın sağlık çalışanların pandemi döneminde evle iş arasında sıkışıp kaldıklarını ortaya koydu. Araştırmaya katılan her 10 kadın sağlık çalışanından 4’ü haftada ortalama 41 saat ve üzeri çalışmakta, yoğun mesai yapanların çoğunun Kovid-19 birimlerinde görev almaktadır. Bu birimlerde çalışanların yüzde 62’si çocuk sahibi, yüzde 54’ünün bakmakla yükümlü olduğu biri var, yüzde 39’unun evinde ise Covid-19 açısından riskli grupta olan en az bir kişi yaşıyor…

Katılımcıların yüzde 64’ü pandemiye ilişkin herhangi bir eğitim almadığını belirtiyor, yüzde 81’i ise bilgiye ihtiyaç duyduğunu belirtip  destek istiyor…

Değerli okuyucularım; kadın sağlıkçıların neredeyse tamamı pandemi boyunca önemli gereksinimlerinin karşılanamadığından yakınıyor….

Sonuçlar gösteriyor ki; her 4 katılımcıdan 3’ü harcadığı emeği karşılık gelen bir gelirlere sahip değil, yarısı  kendi bireysel sağlık kontrollerinin yaptıramamış,  yarısına yakınının kişisel koruyucu donanım malzemesi  hala eksik , psikososyal destek-öz bakım ihtiyaçlarını ne yazık ki karşılanamıyor….

Bana kadın olarak söz düşerse eğer,  herkes aklını başına alsın derim.….

Şayet  bu hızda devam edilirse, pek yakında  milli ve dini bayramların erkek erkeğe kutlanacak olma olasılığı hiç uzak  görünmüyor!…..