Yerel bir kanalın canlı konuğu oldum geçenlerde... 

Konu konuyu açar, kaçırdığım gündem maddesi kalmasın diye hayli çalışıp çıktım ekran karşısına…

Yüzümde cerrahi maske, arabada kutu içinde yedeği, yanımda el dezenfektanım, en az 1.5 metre güvenli mesafe kuralını hiç aşmadan gepegenç program sunucunun sorup, söyleyecek olduklarına hazırdım…

Ez cümle, vatandaş bilinçlensin, koruyucu sağlık adına eksiği gediği kalmasın, soramadıklarının yanıtlarını öğrensin, gerçekleri bizden duysun dinlesin dedim, hazır halk benim ben Denizli halkının ayağına gelmişken,  bilgi verelim dedim, sabah programa çıktım…

Tam tahmin ettiğim gibi, canlı yayın akışı  hızla ilerledi….

Ben diyeyim Covıd-19 pandemisi, siz diyiverin hele Korona salgını, hakkında bilinmesi icap eden son bilimsel gelişmelere yer verdim her sözümde…

Bilimin süzgecinden geçmeyen, tıbbın önermesine uygun düşmeyen, kelle paça iyi gelir misali magazine sağlık haberciliğine pirim vermeyen cümlelerimle, topluma doğru mesaj verdim…

Bir saat yakın sürem vardı, iyi değerlendirmeliydim…

Son cümleleri kurarken, “ey halkım” sevdiklerinize sevdiğiniz göstermenin işte tam sırası, MASKE, MESAFE, EL HİJENİ derken, o nazlı, o endamlı, o  zarif, sunuşuna hitabına Türkçe akıcılığına  hayran kaldığım sunucuya bir şeyler oldu….
Sanki biraz soldu gibi, ama programı benle beraber bitirmeyi başardı…
Ansızın terlemeye başladı ama dili dolanmadan konuları özetledi…
Ayakta durmaya mecali kalmadı mı?, yoksa bana mı öyle geliyor derken canlı yayını noktaladı…
Son sözlerin ardından alelacele kucakladım ve sedye haline getirdiği stüdyo dekorlarının üzerine yatırdım onu….
Yanına iliştim, ilk müdahaleyi yaparken kulağına fısıldadım, merak etme sakın, iyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş!….
Gülümsedi…

İşte o hali, kazasız belasız uçağı indirmeyi başaran pilot kadar değerliydi….

Konu sağlık hele ki halk sağlığı olunca gündem hızıyla akıyor okuyucularım…
HASUDER’in 7. raporunu geçen hafta yayınlandı. 
“Yapacak çok işimiz” var diye başlayan bu anlamlı metin içeriğinden kısa kesitler sunuyorum sizlere…
Salgının çok önemli bir dönemine giriyoruz.
Önümüz kış; kapalı ortamlar ve başta grip olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları bizi bekliyor.
Salgınla birçok yönden savaşmaya, insanları korumaya ya da tedavi etmeye çalışıyoruz. Bir yandan da virüsün özelliklerini, hastalığın görülme sıklığını, yayılma dinamiklerini ve kontrol önlemlerinin etkisini öğrenmeye, hastalığa karşı güçlenmeye çalışıyoruz. Geçen her gün salgınla mücadele de en önemli gücün “bilgi” olduğunu bir kez daha gösterdi. Daha güçlü sürveyans sistemlerine ve daha fazla araştırmanın gerçekleştirilmesine gereksinimimiz var.
…………..
COVID-19 sürveyansı, hastalığın yayılmasını izlemek, hastalık şiddetini, spektrumunu ve bulaşma için risk faktörlerini anlamak, hastalık yükünü tahmin etmek, sağlık sisteminin kapasitesinin nasıl etkilendiğini izlemek gibi birçok amaçla yapılmaktadır. Toplanan bu verilerin, en doğru ve en hızlı şekilde yerel, bölgesel, ulusal ya da uluslararası politika belirleyicilere, toplum sağlığı ile ilgili çalışmalar gerçekleştirilen sivil toplum örgütlerine ve kendi sağlığını daha iyi korumak ve iyileştirmek isteyenlere ulaştırılması gerekmektedir.


Verilerin toplanmasıyla başlayan bu süreçte en önemli hususlardan biri farklı ülkelerden gelen verilerin karşılaştırılabilir olmasıdır. Bunu sağlamanın yolu ise verinin elde edilmesi ve aktarımında gereksinim duyulan standartların belirlenmesi ve kullanılmasıdır. Bunun ilk ve en önemli aşaması da bilgi toplanacak hastalığın tanımlanmasıdır.
…………….
Olgularda tanımlanan her standart, ölümlerin bildiriminde de geçerlidir. 
Bu standart tanımların kullanımı, hem ülke içinde hastalığın aynı tanım altındaki değişiminin izlenmesine hem de başka ülkelerle karşılaştırılma yapılabilmesine olanak veren tek yoldur. Ülkemizde COVID-19 bildiriminin, DSÖ önerileri doğrultusunda doğrulanmış olguların hepsini içerdiği düşünülürken, Sayın Sağlık Bakanımızın 30 Eylül 2020 tarihli basın toplantısındaki açıklamaları ile farklı bir tanımlama kullanıldığı öğrenilmiştir. ………………
Bu an itibari ile uluslararası alanda veri güvenirliğimiz yara almıştır. 
Pandemiye verilen tepkiler, genellikle insanların sağlığını korumakla ekonomiyi korumak arasında bir denge kurmak şeklinde olmaktadır
…….. 
Oysa, ekonomik etkinin mütevazı olduğu Tayvan, Güney Kore ve Litvanya gibi ülkeler ölüm oranını düşük tutmayı başarmışlardır.  Son yapılan değerlendirmelerde, mevcut GSYİH verilerine sahip ülkeler arasında, insanların sağlığını korumakla ekonomiyi korumak arasında bir değiş tokuş olduğuna dair herhangi bir kanıt görülmemektedir. Pandemide toplumlarının sağlığını korumayı başaran ülkeler genel olarak ekonomilerini de korumuş görünmektedir.1
…………………….
Bu süreçte kötü ya da yeterli olmayan süreçlere hemen müdahale edilmesi, iyi yapılanların da bir an önce başkalarına örnek olabilmesi için paylaşılması çok önemlidir. 
Bir kez daha belirtmek isteriz. 
Hepimiz birbirimizin yol arkadaşıyız. Süreci birlikte yürütmeliyiz.
Bunun için de; Bu salgından çıkış yolumuzda bilimin aydınlığına, açık ve şeffaf olunması ile işbirliğine ve özenle korunan bir güven ortamına ihtiyacımız vardır. 
Bu ortamı bir an önce sağlamalıyız; çünkü yapacak çok işimiz var. 
Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)

Uçağı sağ salim piste indirmeyi başaran her pilot ve kabin ekibi,
onları çok seven, merak eden, hasretle bekleyen sevdiklerinin, hayattı kurtulan yolcuların ve her bir ailenin coşkulu alkışını hak ederler,,, 
Öyle değil mi?
(1. Joe Hasel. Which countries have protected both health and the economy in the pandemic? https://ourworldindata.org/covid-health-economy)