İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hayri Ün, devletin kanunla bir taraftan depreme dayanıklı hale getirmeye çalışılırken diğer taraftan yönetmeliklerle kontrolsüz binaların inşa edilmesine sebep olduğunu söyledi. Ün, Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Kanunu amacının, mevcut yapılardan depreme dayanıklı olmayanları dayanıklı hale getirmek olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Ün, “Eğer yapının depreme dayanıklı hale getirilmesi teknik olarak mümkün veya ekonomik değilse yıkılmasını sağlamaktır. Bir yandan mevcut yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirmeye çalışan yasa çıkarırken diğer yandan da yeni yönetmeliklerle kontrolsüz binaların inşa edilmesine sebep olmak, üzerinde tartışmamız gereken konudur. Mevcut durum, art niyetli kişilere uygun ortam sağlamaktadır ve sağlamaya devam edecektir. Eğer önlem alınmazsa ileriki tarihlerde durum daha karmaşık bir hal alabilecektir.“ dedi.

Oda olarak, su testisi kırılmadan uyarı yapmayı görev bildiklerini ifade eden Denizli Şube Başkanı Ün, “Birinci derece deprem bölgesi olan ilimizde, daha önceden inşa edilmiş bir binaya kat ilavesi yapılmasıyla ilgili bir proje gelebilir. Bu bina incelenebilir, karot alma dahil diğer işlemler yapılabilir ve mal sahibine özellikle beton dayanımı düşük olduğu için kat ilavesinin mümkün olmadığı, sorumlu bir inşaat mühendisi tarafından beyan edilebilir. Bu beyan beğenilmezse iş başka bir kişiye götürülebilir ve son yönetmeliklerden sonra kat ilavesiyle ilgili proje, odamıza da gelmeden onaylanabilir ve ruhsat verilebilir. Sonuçta o binaya kat ilavesi yapılır ve içinde ne yazık ki insanlar yaşar. Eğer bu proje odamıza gelirse o haliyle onaylanması mümkün olmayacaktır ancak mevcut durumda oda devre dışı bırakıldığı, mesleki denetim görevimizi hakkıyla yapamadığımız için bu ve buna benzer durumların önüne geçmemiz mümkün değildir. Bu yüzden başta inşaat mühendisleri olmak üzere tüm sorumlu ve idarecileri, yapılacak bu ve buna benzer hatalar ve sahtekârlıkların önüne geçilmesi hususunda göreve davet ediyoruz.” diye konuştu.

Hükümetin “Bürokrasinin azaltılması” adı altında 3 Nisan tarihinde ve sonrasında yayınlanan yönetmeliklerde proje müelliflerinin sadece taahhütnameleri vermesinin yeterli görüldüğünü vurgulayan Hayri Ün, “Bu yönetmeliklerin uygulamaya girmesinden bu yana yaklaşık 2,5 ay geçmiştir. Yönetmeliklerin uygulanmasından sonra Türkiye genelinde İnşaat Mühendisleri odasında toplanan bilgilere göre, İnşaat Mühendisleri Oda şube ve temciliklerine 197 belediyeden 2 bin 968 adet yeni proje ruhsat bilgisi gelmiş, bu projelerden 164 adedine odamıza kayıt olmadan ruhsat verilmiştir. Yine bu projelerden 76 adedi İşyeri Tescil Belgesi (ITB) olmayan üyeler tarafından üretilmiştir.” diye konuştu.

Mevcut rekabet şartlarında hak edilen proje ücretleri alınamazken yönetmelikle işyeri olmayan kişilerle rekabetin de eklendiğini savunan Ün, “Bu yüzden üretilen projelerin odamıza kaydedilmesi, piyasa ve mesleki denetim açısından çok önemlidir. İlgili idarelerin, 3 Nisan’da yürürlüğe giren yönetmeliğe göre bu işlemlerinin iptal edilmesi gerekmektedir. Oda olarak bunun takipçisiyiz. Tabii dir ki bu oldukça sıkıntılı bir süreçtir, çünkü bu süre zarfında proje onaylanmış ve inşaata başlanmış olacaktır. Çıkarılan yönetmelik ve verilen taahhütnamede sorumluluk, tamamen imzayı atan proje müellifine yüklenmektedir ancak bu arada inşaatın durması, mal sahibi ve diğer kişilerin mağdur olması söz konusudur.“ dedi.