Fetullahçı terör örgütünün darbe girişimi sırasında Denizli ve Aydın'dan 580 askeri personelin Çardak Havaalanından Ankara'ya götürülmek istendiği sırada askeri aracın önüne geçen çok sayıda vatandaş, demokrasiye sahip çıktı. O gece Başbakan Binali Yıldırım’ın kalkışma açıklamasını duyduktan sonra AK Parti Çardak İlçe Teşkilatını toplayan Mehmet Pala, meydana gittiği sırada havalimanı kavşağında askeri araçları görünce beraberindekilerle yolu kapattı. Pala, vatandaşlarla birlikte, Denizli’den Ankara’ya darbeyi desteklemek için gidecek 580 komandoyu engelledi.
Denizli’de vatandaşlarla birlikte meydana çıkan ve gece saatlerinde Çardak’a destek için giden AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin ile Pala, yaşadıklarını anlattı.

"Geçemeyeceklerini anlayınca yaya olarak havalimanına gitmeye çalıştılar"

O gece darbe girişimini öğrendikten sonra hemen teşkilatı topladığını belirten AK Parti Çardak İlçe Teşkilatı Başkanı Mehmet Pala, "Tabi başbakanımızın bir çağrısı oldu, onun çağrısını duyduktan sonra direk parti binasını açtım. Teşkilatı toparladım. Biz toparlandıktan sonra Çardak’ın içini gezmeye çıkacaktık. Tam havaalanı kavşağına geldiğimizde askeri araçlar önümüzü kesti. Biz de onları havaalanına gittiklerini öğrendik, onları takip ettik ve önlerine geçtik, havaalanına sokmadık. Askerler baktılar ki geçemeyecekler, geriye doğru gittiler ve askeri kısma doğru gidelim dediler. Biz dedik ki, oraya da geçemezsiniz, biz oraya da yollamıyoruz. Baktılar ki geçmeyecek, yaya yoluyla geçmeye çalıştılar. Onları engelledik" dedi.

"Bakan bana, ölüm pahasına onları bırakma dedi"

Yolu kapattıktan sonra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile görüşerek durumu aktardığını belirten Pala, "Tabi biz daha sonra Cumhurbaşkanımızın talimatını da duyduk. Biz de dedik ki, bunları ölümüz pahasına buradan kıpırdatmayacağız. Biz meclisin bombalandığını başka yerlerden de duyduk. Bu arada Ekonomi Bakanımız aklıma geldi ve aradım. Dedi ki, sakın o askerleri bırakma, eğer bırakırsan çok kötü işler olacak, ölümün pahasına sakın bırakma. Biz de onların verdiği emir üzerine askerleri kıpırdatmadık, sabaha kadar bekledik. Sonra askeri yetkililer geldi, onları teslim ettik" diye konuştu.

"Askerlerin bazıları eliyle işaret edip ‘bunları taratacaksın' diyordu"

O gece askerlerin içerisinde provokatörlerin olduğunu ve rütbesi olmayan yaşlı askerlerin vurun emri verdiğini belirten Pala, "Gece çok acayip şeyler yaşadık. Provokatörler vardı, askerlerin içinde rütbesi olmayan yaşlı askerler vardı. Onları o gece nereye kaybolduklarını da bilmiyoruz. Herhalde bizim içimize karıştı. Provoke edenler vardı. Askerlerin bazıları eliyle işaret edip diyordu ki, ‘bunları taratacaksın’. Tabi buna karşılık bizde silah yok, gömleğimizi giydik ölümümüz pahasına buraya geldik. Askerleri kıpırdatmadık. Sonradan öğrendik eğer buradan Ankara’ya gitmiş olsalardı, o 580 komando gitmiş olsaydı, daha kanlı şeyler yapacaklardı. Tabi sonunu düşünemiyoruz bile. Gürültülü uçaklar, ağır pervaneli uçaklar vardı, saat 3-4 gibi oluyordu. Karanlıktı, bazı arkadaşlarımız bilmiyor, araçların ışıklarını açmıştı. Ben 1974 savaşını bildiğim için karartma yaptık. Işık yakmadık, yukarıdan uçakların ne atacağını bilemezsin, bomba mı atacak ne yapacak" diye konuştu.
Denizli’de 15 Temmuz Delikçınar Şehitler Meydanına çıkan ve ardından Çardak’a giden Milletvekili Şahin Tin, "O gece hem halkı düşünüyorsun, hem de ülkeyi düşünüyorsun insanlara bir şey olmasın. Çünkü askerlerin çıktığını öğrendik. 20 araçla 580 tane komando tugaydan çıktığını öğrendik. Nereye gideceğini bilmiyoruz. O sırada vali beyle görüşüyoruz. Vali bey Çardak’a gidecek deyince, Çardak, Bozkurt, Honaz başkanlarımıza, hemen bunun önünü kesin dedik. Biz de akabinde buraya geldik. Buradaki arkadaşlarımızla beraber buradaki askerin konvoyun durdurulması için kuşattık" açıklamasında bulundu.

"Yarbaya Ankara’ya masum insanları katletmeye gidiyorsun, dedim"

Yarbayla arasında geçen diyaloğu anlatan Milletvekili Tin, "İtişmeler, tartışmalar, kakışmalar yaşandı. O sırada bir yarbay ile konuşmamız oldu. Ben dedim ki, sen nereye gidiyorsun. ‘Tatbikata gidiyoruz’ dedi. Dedim ki, yalan söylüyorsun, sen Ankara’ya gidiyorsun orada külliyeyi, meclisi, genel kurmayı basıp, masum vatandaşlarımızı öldüreceksin. Böyle şeye müsaade etmeyiz. Bu arada askerleri bizleri bırakın dedi. Biz de, hayır ya silahlarınızı teslim edersiniz, ya da burada birbirimizle savaşırız. Çünkü biz de arkadaşlarımızla silahlı buraya geldik. Burada onlara karşı direnmek için geldik" ifadelerini kullandı.

"Yarbay Şahin Tin’i vurun emri verdi"
Tin, kendisinin vurulması için yarbay tarafından başçavuşa emir verildiğini kaydetti. Tin, "O gece sabaha kadar burada kaldık. Şafağı gördük. O gece yarbayı silahları bırakması için büyük pazarlıklarla, silahını bırakması için ikna ettik. En sonunda jandarma komutanı geldi, askerleri aldı, götürdü. O an bizim çok önemliydi. Orada bir şey daha vardı. Ben yarbay ile tartıştım arkamı dönüp giderken, yarbay yanındaki başçavuşa diyor ki, o milletvekili Şahin Tin’i vurun emri veriyor. Ama başçavuş reddediyor ve emre uymuyor ve sonra kaçıp gidiyor. İşte bunları hazırlanan iddianamelerden duyuyoruz. O gece karanlık bir gece, ama sabahı ülkemiz ve milletimiz için aydınlık bir gün oldu" dedi.