Denizli Valisi Hasan Karahan, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yeşilay arasında yapılan protokol ile başlatılan "Türkiye’de Bağımlılıkla Mücadele Projesi" Denizli tanıtım toplantısında konuştu. Balcı Konağında düzenlenen toplantıya Denizli Valisi Hasan Karahan, Merkezefendi Kaymakamı Şükrü Görücü, Pamukkale Kaymakamı Hayrettin Balcıoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, Yeşilay Denizli Şube Başkanı Bünyamin Yakar ile rehber öğretmenler katıldı.

Toplantıda konuşan Denizli Valisi Hasan Karahan, uyuşturucu ve bağımlılığın genç neslin üzerindeki tehlikeye dikkat çekti. Vali Karahan geçmişte ve günümüzde devletler arasında uyuşturucunun bir silah olarak kullanıldığını hatırlatarak "Uyuşturucu, alkol ya da bağımlılık bugün artık bir savaş aracı olarak kullanılıyor. Birbirini çökertme mücadelesinde pek çok yöntemin kullanıldığı gibi uyuşturucu da bunlardan biri. Bunun en büyük örneği de biliyorsunuz; tarihte en büyük afyon savaşını İngiltere Çinlilere karşı yapmıştır. İstanbul’un işgali sırasında da aynı şekilde İngiliz politikası bir etki gösterdi. Bugün de bu politikayı başkaları güçlü bir şekilde savunuyor ve kullanıyor. Nereden anlıyoruz? Çünkü bu uyuşturucunun artık bu kadar yaygın, bu kadar ucuz ve bu kadar kolay ulaşılabilir olmasının başka bir izahı yok. Bu konuda tabi ki polisiye tedbirler alınıyor, mücadeleye devam ediliyor. Ancak tek başına bu mücadele yeterli olmuyor. Topyekün bir mücadele istiyor. Her ne kadar Yeşilay’ın sorumluluğunda gözüküyorsa da bu devletin en önemli, en temel sorumluluğu" ifadelerini kaydetti.

Devletin kendi geleceği için gençleri ve milletini en iyi şekilde korumak zorunda olduğunu dile getiren Karahan, "Dolayısıyla Yeşilay burada bu mücadelenin bayraktarlığını yapıyor, ama bağımlılıkla mücadele hepimizin hem kamu görevlisi olarak hem bu milletin bir ferdi olarak görevimiz, onun için de hepimizin gerekli gayreti göstereceğine inanıyorum. Zaten sizler gönüllü olarak projenin içindesiniz, bağımlılıkla ilgili pek çok şey söylenir ama en önemlisi hiç bulaşmamak. Merak edip nedir diye o merakı uyandıran pek çok etken ve imkan var. Tabi bu konuda medyanın da bu yönde bir eğitime alınması ve medyanın bu alandaki dilinin nasıl olması gerektiğini de konuşmak gerekiyor. Neticede öncelikle gençlerimizin böyle bir belaya hiç bulaşmadan, onların merakını uyandırmadan nasıl bir mücadele verebileceksek onu yapmalıyız. Bulaştıktan sonraki aşaması, merhalesi daha da zor çünkü. Ama o mücadeleyi de sabırla vermeliyiz. Hepimizin çoluk çocuğu var. Hepimizin ailesi var ve hepimiz risk altındayız. Kimse ‘bana olmaz’ demesin. Çok yakın örnekler yaşıyoruz, onun için hepimizin bu konuda dikkatli ve duyarlı olması lazım" dedi.