HABERDENİZLİ.COM

Yürekli, aralarından Dünya üçüncüsü, Türkiye şampiyonu çıkan üstün zekâlı gençlerin artık Türkiye’de yaşamak istemediklerini belirterek, “Okullarımızda potansiyeli olan çok fazla öğrenci var ama değerlendirme olanağı yok” diye konuştu. Kamunun üstün zekâlı bireyler için bir politikası olmadığını savunan Yürekli, Türkiye’de öğrencilerin ezberden çıkarılarak mutlaka düşünme eğitimi alması gerektiğini ifade etti. Zekâ Oyunları alanında faaliyet gösteren yayınevi kuran, hazırladığı oyunlar ve yazdığı kitaplarla üstün zekâlı gençlerin gelişimine katkı koyan ve onlara yol gösteren yazar, zekâ oyunları tasarımcısı, Türk Beyin Takımı milli sporcusu ve Dünya Zeka Oyunları Federasyonu komite üyesi Serkan Yürekli içini döktü. Zekâ Oyunları alanı ile Milli Eğitim sistemindeki boşlukları bir nebze doldurmaya çalıştıklarını ifade eden Yürekli, “Türkiye’nin üstün zekâlı bireyler için çabası var ama maalesef bir politikası yok” diye konuştu. 

ŞAMPİYONLAR YETİŞTİRDİ

2011’de ortaokullarda konulan seçmeli Zeka Oyunları dersinin müfredatını oluşturan ekipte yer alan Yürekli, “O ders faal oldu. Usta formatörler yetiştirmeyi planladık. Bazı sıkıntılar oldu. Proje daha çok herkesin kendi yaptığı bir eğitim halini aldı. Türkiye’nin dört bir yanında eğitimler verdim. Eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına zekâ oyunlarını anlattım. Sporcular yetiştirdim. Bunlar arasından Dünya üçüncüsü, Türkiye şampiyonu çıktı” diye konuştu.

Türk Beyin Takımı eski milli sporcusu, Dünya Zeka Oyunları Federasyonu komite üyesi, yazar ve 150’den fazla zeka oyununun tasarımcısı Serkan Yürekli, Türkiye’de dahilerin çok büyük bölümünün ülke şartları nedeniyle başta ABD olmak üzere Avrupa’ya göç ettiğini söyledi.

“O SPORCULAR YURT DIŞINI TERCİH ETTİ”

Yetiştirdiği sporcuların yurt dışında hemen kabul gördüğünü söyleyen Yürekli, “Hani hep diyorlar ya Türkiye’den beyin göçü var diye… Yetiştirdiğim çocukların çoğu Avrupa’ya Amerika’ya gittiler. Bakıyorlar memleketteki duruma. Bize söz söyleme hakkı verilmiyor, tahammül edilmiyor diye düşünüyorlar. Gencecik çocuklar. Bunlar içinde inanan var inanmayan var. Hıristiyanı, Musevisi, Müslümanı var. Müslüman bile durmuyor artık memlekette. Lise yaş grubundan yetiştirdiklerimin tamamı gitti. Sadece bir öğrencim Türkiye’de kaldı. 2015 yılından bu yana 40 öğrenci yetiştirdim. Bunlar Almanya, Amerika, İsviçre ve Hindistan’a gittiler. Bu adamlar hemen kabul ediliyorlar. Hem CV olarak çok kuvvetliler hem de zekâ oyunları alanında oldukça başarılılar” ifadelerini kullandı. 

“BU İŞİN YAYGINLAŞTIRILMASINI İSTEDİK”

Zeka oyunları eğitimlerinin farklı konularda kullanabildiğini belirten Yürekli, “Bizim başlangıçtaki önceliğimiz bu işin yaygınlaştırılmasıydı. O yüzden öğrencilerin seviyesinin ne olduğu önemli değildi. Herkese anlattık. Bazıları bu konuda çok yetkin oluyor, onları özel yetiştirdik. İstanbul’da yarışmalar yapardım. Bilgiye ya da zekâ oyunlarına dayalı olmayıp; düşünebilen, mantığı, muhakemesi iyi olan çocukları belirlerdim. Onları yetiştirirdik. Gerekirse burs verirdik. Sadece zekâ oyunları olarak bakmamak lazım. İçlerinden tasarımcılar da çıktı. İngiltere, Amerika beyin takımlarına soru hazırlayan insanlar var bu genç beyinler arasında. Genç dediğim henüz 13-14 yaşlarında” diye konuştu.

Türk Beyin Takımı eski milli sporcusu, Dünya Zeka Oyunları Federasyonu komite üyesi, yazar ve 150’den fazla zeka oyununun tasarımcısı Serkan Yürekli, Türkiye’de dahilerin çok büyük bölümünün ülke şartları nedeniyle başta ABD olmak üzere Avrupa’ya göç ettiğini söyledi.

“YAYINEVİ KURDUK, KİTAPLAR YAZDIK”

Zekâ oyunları alanında bir yayınevi kurduklarını ve yazarlarının büyük bir kısmının 18 yaşın altında olan öğrencilerin oluşturduğunu söyleyen Yürekli, “Bizde zekâ oyunları denilince insanların ne kadar hızlı sudoku çözdüklerine bakılıyor. Aslında zekâ oyunlarının durduğu yer bu değil. Eğitimin içine mutlaka bunun dâhil edilmesi gerekiyor. Biz Milli Eğitimin bütün kazanımlarını zekâ oyunları ile birleştirdik. O doğrultuda kitaplar hazırladık. Öğretmenlerle konuştuk. Öğrencilerin en çok zorlandığı konuları öğrendik. Özellikle matematik öğretmenleri çarpma, kesirler ve problemler konusunda sıkıntı yaşadıklarını iletti. Üç kitap hazırladık. İçine bilmeceler koyduk. Öğrencileri sıkmadan geliştirmek istedik. Daha önemlisi bir okuma kültürü kazansınlar istedik” ifadelerini kullandı. 

“POTANSİYEL ÇOK DEĞERLENDİRME İMKÂNI YOK”

Yürekli sözlerini şöyle sürdürdü; “Okullarımızda potansiyeli olan çok fazla öğrenci var ama değerlendirme olanağı yok. Devlet burada iyi bir adım atarak üstün yetenekli, üstün zekâlı çocukların tespiti için Bilim Sanat Merkezlerini kurdu. Burada çocuklar TUBİTAK’a proje yaptılar, yurt dışında yarışmalara katıldılar. Sonra BİLSEM sınavlarına hazırlayan yayıncılar ortaya çıktı. Biz bunun doğru bir yayıncılık olduğunu düşünmüyoruz. Şu anda daha az kaliteli çocuklar bu merkezlere geliyor, üstün zekâlı çocuklar ise bir şekilde arada kaynıyor. Ayrıca devletin üstün zekâlı bireylerle ilgili bir politikası yok. Bu çocuklar belli bölümlere yönlendirilmiyor. Oysa yurt dışında havada kapıyorlar. Bu nedenle onlar da yurt dışına gidiyor.” 

“150’DEN FAZLA OYUN TASARLADIM”

Dünyaca bilinen zekâ oyunu TAPA’nın da tasarımcısı olan Yürekli, “150’den fazla zeka oyunu tasarladım ama en çok bilineni TAPA oyunum. Bunun telefonlar için uygulamaları da yapıldı. Orta seviye bir oyun. Yeni başlayanlar için önerdiğim bir oyun değil. Bu oyun Japonya’da doktora tezi yapıldı. Her yaş grubu için oyun tasarlıyoruz”  diye konuştu. 

“ÇOCUKLARIMIZA EZBERİ ÖĞRETİYORUZ”

Onlarca projede yer aldığını belirten Yürekli, “Bizim eğitim sistemimizde nasıl düşüneceğimize ilişkin bir ders yok. Dersleri sürekli kopuk anlatıyoruz. Akademik dil ile disiplin arasındaki mantığı anlatmıyoruz. Bu büyük bir zaaf… Çocuklar o yüzden matematiği anlamıyor hatta kendi dillerini anlamıyor. Ek, kök mantıklarını oturtamıyor, cümle kuramıyorlar. Biz çocuklara düşünmeyi anlatmıyoruz. Türkiye’de mutlaka küçük yaştan itibaren düşünme eğitimi gerçekleştirilmeli. Bunu yapmazsak 200 bin tane sıfır çeken öğrencimiz olur. Okulumuz, öğretmenimiz, kitabımız var ama kaliteli ürün çıkaramıyoruz. Çünkü çocuklarımıza nasıl düşüneceklerini öğretmiyoruz. Ezberi öğretiyoruz, soru çözmeyi öğretiyoruz ama nasıl düşüneceklerini öğretmiyoruz. Zekâ oyunları bu boşluğu bir nebze dolduruyor ama bunun devlet tarafından sistemli ve koordineli yürütülmesi lazım” ifadelerini kullandı.