İlköğretim öğrencileri istemeleri halinde, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda yabancı dil olarak Arapça da öğrenebilecek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni programını eleştiren ÖĞDER Arapça ve Osmanlıca’nın seçmeli değil zorunlu olmasını istiyor.
ÖĞDER Denizli Şube Başkanı Halil Akpınar, “Temelinde dini yozlaşma, ahlaki çöküntü kültürümüzden uzaklaşma olan batılılaşma hareketinin bel kemiği olan İngilizce öğreniminden rahatsız olmayanlar neden dinimizin dili olan Arapçadan, tarihimizin dili olan Osmanlıca’dan rahatsız olmaktadırlar” diyerek durumu eleştirdi.

Milli Eğitim Bakanlığının Arapçayı okullarda seçmeli dersler arasında okutmak istemesine tepki gösteren bir takım çevreler, Arapça çağdaş bir değildir, neden okullarda okutulmak isteniyor, şeklindeki bahanelerle tepki gösteriyorlar. Evet, buna Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şubesi olarak biz de itiraz ediyoruz. Ancak bir farkla, aslında okullarda Arapçanın okutulması yeterli değildir. Bunun yanında Osmanlıca da zorunlu dersler arasına konmalıdır. Osmanlıca dersleri tüm okullarda hem de ilköğretimden başlayarak öğretilmelidir. Çünkü Osmanlıca tarihimizin en önemli zaman dilini kayıt altına alan bir dildir. Osmanlıca bizim tarihimiz ve kültürümüzdür. Okullarda öğretilmesi kadar daha doğal ne olabilir. Bizim tüm büyük eserlerimiz Osmanlıca olarak kaydedilmiştir. Bizim kurtuluşumuz da bu eserlerimizi, değerlerimizi yeniden keşfetmemize bağlıdır. Bundan dolayı Osmanlıcaya okullarda öz dilimiz olarak öncelik verilerek temel dersler arasına alınmalıdır.

Arapçanın çağdaş bir dil olmadığı iddia edilmektedir. Evet, bu bilgi de doğrudur. Bunu da tüm gücümüzle destekliyoruz. Çünkü Arapça çağdaş bir dil değil çağlar üstü bir dildir. Hatta Arapça sadece bir dünya dili değil, aynı zamanda Ahiret dilidir. Ahiret’de konuşulacak tek dildir Arapça. Dünyada hiçbir dil Arapça kadar erkenden kayıt altına alınıp korunmamıştır. Bundan dolayı Arapça ilk konuşulduğu gibi bozulmadan günümüze kadar gelmiş tek dildir. Arapça sayısız özelliğinin yanında Kuran dili olarak dünyadaki tüm Müslümanların ortak dilidir. Peygamberimizin dilidir. Abartıldığı kadar zor bir değildir. Herkesin bildiği gibi Türkçe ile Arapça tarihin değişik dönemlerinde beraber yaşamış komşu diller olarak birbirleriyle etkileştikleri için dilimize Arapçadan çok sayıda kelime geçmiştir. Bundan dolayı Arapçayı öğrenme kolaylaşıyor. Çoğu zaman karşımıza çıkan birçok kelimeyi daha önce aynı anlamıyla günlük dilde kullandığımızı anlıyoruz. Bütün bunlardan dolayı Arapça kolaylıkla okullarımızda öğretilebilir, öğretilmelidir.

Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şube Başkanı Halil Akpınar, Arapça’nın seçmeli değil zorunlu ders olarak okutulması yönünde daha önce öngörüleri olduğunu hatırlattı. Akpınar, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın şu andaki uygulamasında, ilköğretim ve liselerde zorunlu olarak İngilizce, Almanca ve Fransızca dilleri öğretiliyor. Arapçanın İngilizce ve Fransızca kadar da önemi yok mu? Hatta okullarımızda Çince, Japonca, İtalyanca, Rusça ve İspanyolca gibi yabancı diller de seçmeli dersler arasında yer alıyor. Arapça ve Osmanlıca seçmeli ders olarak değil, zorunlu ders olarak tüm okullarda öğretilmelidir. Bir sömürge dili olan İngilizce çocuklarımıza öğretiliyor da değerlerimizin taşıyıcısı, kültürümüzün temeli olan Arapça ve Osmanlıca neden öğretilmesin. Temelinde dini yozlaşma, ahlaki çöküntü kültürümüzden uzaklaşma olan batılılaşma hareketinin bel kemiği olan İngilizce öğreniminden rahatsız olmayanlar neden dinimizin dili olan Arapçadan, tarihimizin dili olan Osmanlıca’dan rahatsız olmaktadırlar” diye konuştu.

Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şubesi olarak Milli ve ahlaki değerlerini yücelten, yabancıların değil kendi değerlerini yaşayan, geleceğine sahip çıkan nesiller yetiştirmek istiyorsak; İlköğretimden başlayarak Arapçanın yanına Osmanlıcayı da ekleyerek zorunlu ders olarak okutulması gerektiğine inanıyoruz. Bakanlığın bu projesini Osmanlıcanın da Arapçanın yanında zorunlu ders olarak okutulması durumunda destekliyoruz.
Akpınar, "Ayrıca haber peşinde koşarken elim bir trafik kazası ile vefat eden basın mensubu kardeşlerimiz İlyas Haytan ve Alperen Ersoy’a Cenab-ı Allah’tan rahmet diler, yakınlarına ve Denizli Basın camiasına başsağlığı dileriz" dedi.