Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1993 yılında 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etmiş, ilan edildiği günden günümüze kadar her yıl farklı temalarla su kaynaklarının önemine vurgu yapılmaya çalışılmıştır. 2016 yılı dünya su günü "su ve istihdam" temasına ayrılmıştır.

Başta büyük kentlerimiz olmak üzere ülkemizi tehdit eden en önemli unusurun bugün su kıtlığı ve kuraklık olduğu belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Hakan Şekerci; “Önümüzdeki senelerde en önemli gündemin susuzlukla mücadele olacağı bilinmelidir. Dünya su günü; günümüzde giderek büyüyen temiz su sorununa, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda çalışmalar yapılmasına dikkat çekmek için oluşturulmuş bir gündür. Dünya su gününün bir amacıda, politik ve toplumsal su bilincini geliştirerek dünyada ortak bir su anlayışını yerleştirmek ve su kullanımında sorumluluk  ilkesini yaygınlaştırmaktır. Yetişen yeni nesillere bırakacağımız en değerli miraslarımızdan biri temiz su ve su kaynakları olarak düşündüğümüz zaman 22 Mart dünya su gününün, su kullanım bilincinin yerleşmesinde topluma verilecek mesajlar ve yapılacak çalışmalar açısından büyük önem taşıdığı ortadadır.” diye söyledi.

Şekerci; “Bugün insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda kullanabileceği tatlı su kaynaklarının son derece sınırlı olduğu bir dünyada su, hayatta kalabilmek için korunup verimli kullanılması gereken bir ‘zenginlik kaynağı` durumundadır.
Dünyada zaten az olan tatlı su kaynaklarının endüstriyel ve şehirsel atıklar ile kirletilmesi, enerji üretiminde kullanılan suyun geri kazanımla insani tüketime uygun olmayışı, yanlış tarım politika ve uygulamaları gibi olumsuzluklar ile küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri sonucu yaşanan kuraklıklar da eklenince sorunun boyutları daha da çarpıcı hale gelmektedir.”

“Dünya coğrafyasında tatlı su kaynaklarının eşit dağılmamış olması nedeniyle su sıkıntısının gelecek 20-25 yıl içerisinde orta doğu dâhil bazı bölgelerde su krizine dönüşmesinin kuvvetle muhtemel olduğu bilinmektedir. bu nedenle, doğal kaynağımız olan suyun, 21. yüzyılın stratejik kaynaklarından biri olacağı şüphesizdir.” dedi.

Denizlimiz, büyük menderes, su havzasında yer almaktadır diye söyleyen Şekerci; “Yapılan araştırmalarda ülkemizdeki diğer havzalarda olduğu gibi B.Menderes havzası da  kuraklık tehlikesi altında "yok olma" tehdidi altında bulunduğu ve  bu havzalardaki yüzey sularının süreç içinde aşamalı olarak 2100 yılına giderek  azalacağı yapılan araştırmalarla tesbit edilmiştir.”
“Sonuç olarak  zaman kaybetmeden iklim değişikliklerini izleyen ve kuraklıkla mücadeleyi hedefleyen planlar geliştirilip hayata geçirilmelidir ve suyumuza kendimiz için , geleceğimiz için sahip çıkmalıyız. Gelecek nesillerin sağlıklı içme ve kullanma suyuna sahip olabilmesi bizlerin sorumluluğundadır. Unutmayalım ki alternatifsiz ve insanlar tarafından üretilemeyen doğal kaynaklarımızdan biri de  su‘dur. su, yaşamdır.” diyerek sözlerini bitirdi.