Haberdenizli.com
                         
ADD Başkanı Nihat Çetin, yayınladığı mesajda şunları kaydetti: "Bugün  tam bağımsız, çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 80. Yılı. Geçmişte Mustafa Kemal ve arkadaşlarının büyük güçlüklerle kurduğu Cumhuriyet’e sadece ülkeden kovduğu emperyalistler ve onların kuklaları karşı olmamış; Kurtuluş Savaşına katılan, ancak her ileri adımda Mustafa Kemal ve arkadaşlarına ayak bağı olan, “Kanımızda padişahın ekmeği var” diyenler de karşı çıkmıştır ama Mustafa Kemal zor olanı tercih edip; padişah, halife olmak yerine ulus egemenliğini ve çağdaşlaşmayı  seçerek halkını kul ve ümmet olmaktan çıkarıp; ulus olma  bilinci ve onurunu kazandırmıştır. 

'Ülkeyi Hızla Karanlığa Sürüklemektedirler'

Başkan Nihat Çetin, "Ne yazık ki bugün ülkemiz ve ulusumuz Cumhuriyet tarihinin en karanlık ve en acılı günlerini yaşamaktadır. 95 yaşındaki Cumhuriyetimiz yıkılmak için hedef haline getirilmekte ve Cumhuriyet kazanımları, devletimizin dayandığı temel ilkeler tamamen ortadan kaldırılmak istenmekte;  Atatürk Cumhuriyetinde gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet kol gezmektedir. Mustafa Kemal Atatürk hiç kimseden saklamadan bu millete en uygun gördüğü rejim olan Cumhuriyet’i kurmayı hedefledi, ülkeyi çağdaş bir yapıya, milleti özgürlüğüne kavuşturan devrimleri gerçekleştirdi. Padişah, halife ve şıhlar, seyitler, şeyhler saltanatını sona erdirip devlet ve ulus olarak dünyada seçkin bir yer edinmemizin yollarını açtı. Hedeflerini hep gizleyerek bugünlere gelenler. Ne yazık ki Cumhuriyet sayesinde ulaştıkları makamların olanaklarını kullanarak ülkeyi hızla karanlığa sürüklemektedirler." ifadelerini kullandı.

'Ülkeyi Aydınlığa Çıkaracak Tek Yol Atatürk’ün Yoludur'

Çetin, "Mustafa Kemal, karşılaşılan sorunlar karşısındaki dahice çözümlerini sadece yaşadığı gün için değil, çok sonrası için de formüle etmişti: Meclisin açılmasının ertesi günü “Memleketimizi dışarıda ve içeride güçsüz bir durumda bırakarak, istedikleri her şeyi kabul ettirmeyi amaçlıyorlar...” demişti. Ocak 1920’de düşman devletlerin, işbirlikçiler vasıtasıyla, yanlış telkinlerle halkı yönlendireceğini, Türkiye’nin içerden kuşatılacağını ve son aşamada, milli güçlerin geniş çapta tutuklamalara uğrayacağını, susturulacaklarını ve ‘idam hükmü’ taşıyan barış şartlarının tebliğ edileceğini söylemişti… Mustafa Kemal olacakları biliyormuşcasına Gençliğe Hitabe’yi yazıp okumuştu 20 Ekim 1927 günü. “ Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilir. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi çıkarlarını, düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilir. Millet, fakirlik ve çaresizlik içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.” demişti. Bugünlerde, milletçe, onun sözlerine ve çözüm önerilerine daha çok ihtiyacımız var. Çünkü ülkeyi aydınlığa çıkaracak tek yol Atatürk’ün yoludur.  Bu nedenle Atatürkçü Düşünce Derneği olarak herkesi O’nun izinde olmaya, O’nu daha iyi anlamaya, çağdışı kafalara yenik düşmemeye ve Cumhuriyete sahip çıkmaya çağırıyoruz. Büyük Önderimizi rahmet ve şükran duygularıyla anıyor, hatırası önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz." dedi.